Türkiye’nin yarısı baş ağrısı çekiyor

Yetişkin Sağlığı
Türkiye Nöroloji Derneğince başlatılan ”Türkiye Beyin Yılı Projesi”nin tanıtım toplantısı, Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde yapıldı. Prof. Dr. Tan, Avrupa Beyin Konseyi, Avr...
EMOJİLE

Türkiye Nöroloji Derneğince başlatılan ”Türkiye Beyin Yılı Projesi”nin tanıtım toplantısı, Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Prof. Dr. Tan, Avrupa Beyin Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyince 2014’ün Avrupa’da Beyin Yılı ilan edildiğini hatırlatırken, kendilerinin de dernek olarak beyin hastalıklarıyla ilgili bilinç oluşturmak, korunma ve tedavi imkanları hakkında farkındalığı artırmak için ”Türkiye Beyin Yılı” projesini başlattıklarını bildirdi.

Proje kapsamında Türkiye Beyin Aksiyon Grubunu kurduklarını belirten Tan, beyin sağlığını korumak nörolojik hastalıklar nedeniyle yükselen ölüm ve sakatlık oranlarını azaltmak ve toplum nezdinde farkındalık yaratmak için gerçekleştirilecek tüm etkinliklerin bu grup tarafından hazırlanacağını söyledi.

Nörolojik sorunların yaşlılarda daha çok görüldüğüne, beyin damar hastalıklarının ölüme neden olan hastalıklarda ikinci sırada geldiğine dikkati çeken Tan, ”Beyin nankör bir organdır, bir hasar oluştu mu bunu geriye çevirmek pek kolay değildir, bu yüzden o hasarı sağlayacak faktörlerin önüne geçmek ilk hedefimizdir” şeklinde konuştu.

“100 bin parkinson hastası var”

Toplantıda Türk Nöroloji Derneği üyeleri, Türkiye’deki önemli nörolojik hastalıklar hakkında bilgi verdi.

Prof. Dr. Rana Karabudak, Türkiye’de yaklaşık 35-40 bin kişide görülen MS hastalığının, özellikle 20-40 yaşındaki gençleri daha çok etkilediğini söyledi. Hastalıkta, son 4 yıldır etkinliği giderek artan ilaçlar kullanılmaya başlandığına işaret eden Karabudak, ağızdan alınabilen bu ilaçların uzun yıllardır iğne tedavilerini sürdüren hastalar için önemli bir alternatif oluşturduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın da demans (bunama) hastalığına değinerek, toplumda genellikle 60 yaşından sonra görülen bunamanın, oldukça yüklü bakım maliyetleri olduğunu belirtti. Bunun henüz bilinen bir tedavisi olmadığı anlatan Akalın, kullanılan ilaçların bunama sürecini uzattığını, bunamayı yavaşlattığını söyledi. Akalın, ileri yaş, eğitim seviyesinin düşük olması, kafa travması geçirmiş olmak, metal zehirlenmeleri ya da yüksek tansiyonun bu hastalık için risk faktörleri arasında sayılabileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer ise Türkiye genelinde 100 bine yakın parkinson hastası bulunduğunu belirtirken, ileri yaşta hareketlerde yavaşlık, tutukluluğun bazen fark edilmediğini, nedeninin başka hastalıklarda arandığını bu nedenle nöroloji uzmanlarına zamanında ulaşılamadığını söyledi. Hastalığın yüzde 5-10’unun kalıtsal olduğuna dikkati çeken Tokçaer, hastalığın ileri yaşın yanı sıra gençlerde de görülebildiğini ifade etti.

Türklerin yüzde 45’i baş ağrısı çekiyor

Prof. Dr. Babür Dora da Türkiye’deki nüfusun yüzde 45’inin baş ağrısı, yüzde 16’sının da migren ağrısı çektiğini bildirdi.

Genellikle önemsenmeyen baş ağrısının insanların iş ve sosyal yaşantısı üzerinde olumsuz etkileri gözönüne alındığında çok önemli ve maliyetli bir sağlık sorunu olduğuna işaret eden Dora, migren hastalarının yüzde 90’ının hayat kalitelerinin etkilendiğini, yüzde 30’unda önemli derecede iş gücü kayıplarının meydana geldiğini anlattı. Dora, migren hastalarının yüzde 25’inde baş ağrılarının orta-ileri derecede engellilik yarattığını söyledi.

Başı ağrıyan kişinin işe gidemediğini, gitse bile verimli çalışamadığını ifade eden Dora, tedaviyle migren ataklarının yaşam kalitesi üzerinde etkilerini, sıklığını azalttıklarını iş gücünü engelleyen bir hastalık olmaktan çıkardıklarını kaydetti.

Bir soru üzerine baş ağrısı ve migrende ağrı kesiciler belli miktarda kullanıldığında ağrıyı kestiğini ancak ayda 10 günden fazla ağrı kesici kullanılmasının dünyada bağımlılık kabul edildiğini anlatan Dora, ”Fazla ilaç kullanımı doğru değil uygun ilaç, uygun zamanda, uygun miktarda alınmalı” dedi.

“Çocuklara ceviz dağıtılacak”

Bu arada Beyin Yılı 2014 Projesi etkinlikleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Rana Karabudak, okullarda beyin ve beyin hastalıklarına dönük farkındalık oluşturmak için çeşitli aktiviteler düzenleyeceklerini bildirdi.

İlkokul öğrencilerine beyini üç boyutlu kitapçık çalışmalarıyla anlatacaklarını ve çeşitli hikaye fotoğraf yarışmaları düzenleyeceklerini bildiren Karabudak, ”Okullarda birtakım ekstrem sporlara dikkat çekmek istiyoruz. Kayak, kaykay, snowboard gibi sporları yaparken kask takmak çok önemli, mesajlarımız buradan başlayacak” dedi.

Karabudak bir soru üzerine de çocuklara yönelik etkinliklerde şeklinin insan beynine benzemesi nedeniyle simge olarak düşündükleri omega-3 açısından zengin ceviz dağıtılacağını sözlerine ekledi.