Tekrarlayan Panikataklara Dikkat

Yetişkin Sağlığı
İnternetten, kitaplardan araştırma yaparak kendisinde panikatak olduğuna inanan birçok insan var. Bu insanlar panikatağın psikolojik bir hastalık olduğunu düşünüyor ve çoğu zaman kendi kendisine yenme...
EMOJİLE

İnternetten, kitaplardan araştırma yaparak kendisinde panikatak olduğuna inanan birçok insan var. Bu insanlar panikatağın psikolojik bir hastalık olduğunu düşünüyor ve çoğu zaman kendi kendisine yenmeye çalışıyor. Sonuç alamayınca da iş, aile ve sosyal hayatında kısırdöngüler içine giriyor. Bu durum genelde kalp çarpıntısı, nefes alamayıp boğulacak gibi olma, titreme, terleme, göğüs ağrısı, el ayak titremesi, baş dönmesi gibi şikâyetlerle başlıyor.

Birçok kişi panikatak gelecek diye tek başına otobüse binemez, yalnız araba kullanamaz ya da hiç araba kullanmamayı tercih eder. Panikatak sosyal fobiye de zemin hazırlamaktadır.

Sağlıklı olduğu söylendiği halde sürekli doktorlara giden kimse ne kadar hatalıysa hiçbir sağlık kontrolünden geçmeden kişinin panikatak hastası olduğunu düşünmesi de o kadar yanlıştır. Çünkü, panikatak fizyolojik belirtilerle ortaya çıkan bir hastalık olup belirtilerin çoğu birçok organik hastalıkta da görülür. Yine panikatak geçirmiş olmak başka, panik bozukluk başkadır. Panikataklar birçok organik ve psikolojik hastalığa eşlik eden durumlar olup en sık rastlanılan kaygı bozukluğuna bağlı panik bozukluktur.

Panikatakta şu belirtilerden en az 3 veya 4 tanesi bulunur: Kalp çarpıntısı, nefes alamayacak gibi solunum sıkıntısı, insanı felç edecek kadar şiddetli korku ve endişe, baş dönmesi, sersemlik hissi, mide bulantısı, titreme ve terleme, boğazına bir şey tıkanmış gibi hissetme, göğüs ağrısı, sıcak basması, el ve ayak parmaklarında uyuşma ve karıncalanma, delirme veya ölüm korkusu, çevreye karşı yabancılaşma hissi.

Panikataklar tekrarlarsa ve eşlik eden psikolojik durum organik problemle uyumlu değilse bir kaygı bozukluğu olduğu düşünülerek psikolojik açıdan da tedavi gerekir. Panikatakta genellikle ilk atağı tetikleyen bir sebep bulunur. Bu bir yakının ölümü, bir trafik kazası gibi büyük bir neden olabildiği gibi kahveden sonra kalp çarpıntısı gibi basit bir neden de olabilir. Hayat stresleri ne kadar çok olursa panikatağa yatkınlık da o kadar çoktur. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 3 kat daha fazla görülen panik bozukluk sebebiyle; panikatak geçiren ev hanımlarının çoğu evden dışarı çıkmamayı tercih ederek kendilerini yavaş yavaş dış dünyadan koparırlar. Hastalığın nedenine göre psikoterapi ve ilaç tedavisi gerekir. Panikatağa yol açan hastalıklar tedavi edilmediği takdirde işle ve sosyal hayatla ilgili olumsuzlukların yanı sıra ortaya çıkış nedenine göre depresyona, intihar veya intihar girişimlerine ve madde bağımlılığına yol açmaktadır.

En sık rastlanan belirti; hemen öleceğini düşünmek

Aslında hastalık her ne kadar psikolojik olsa da kalp kapakçık problemleri, şeker hastalığı, alerjik hastalıklar, akciğer rahatsızlıkları, anemi, tiroit problemleri gibi pek çok organik hastalık panikatak rahatsızlığını tetikleyebilmekte. Bununla beraber bu hastalıklar herkeste panikatağa yol açmaz. Panikatak hastalarında tetikleyen bir fizyolojik hastalık olması da şart değildir. Hastalıkta en sık rastlanılan belirti kişinin atak esnasında hemen öleceğini düşünmesidir. Bazı durumlarda bu düşünceye bilinçli olarak karşı koysa da duygularına hakim olamayan kişiler de vardır.

Bilinçlenme, atakları önlüyor

Tedavide hastanın bilinçlenmesi çok önemlidir. Hasta beden kimyasını nelerin etkileyeceği ve panikatağın ortaya çıkmasına nelerin neden olabileceği konusunda bilinçlendirildiğinde atakları daha sükûnetle karşılar. Bu da atakların arasının açılmasını ve hastalığın nedenine göre sonuçta tamamen ortadan kalkmasını kolaylaştırır. Stresle başa çıkma yollarının bilinmesi, dengeli beslenme, doğru nefes alma (diyafram nefesi), kas gevşetme çalışmaları, spor, sosyal faaliyetler vb., bilinen organik hastalıkların tedavisi, panikatak tedavisini hızlandırır.

Zaman