Sezaryen çocuğun sağlığını çalıyor

Yetişkin Sağlığı
Sağlık Bakanlığı’nın da girişimleriyle sayısı azaltılmaya çalışılan sezaryen doğumun, çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesine darbe vurduğu bildirildi. Sazeryan doğum yönte...
EMOJİLE

Sağlık Bakanlığı’nın da girişimleriyle sayısı azaltılmaya çalışılan sezaryen doğumun, çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesine darbe vurduğu bildirildi. Sazeryan doğum yöntemiyle dünyaya gelen bebeklerin, başta alerjik hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa daha fazla yakalandığını söyleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, “Normal doğum sırasında anneden bebeğe geçen dost bakteriler, bütün hayatı boyunca çocuğu korur. Oysa sezaryen doğumla dünyaya gelen çocuklar, bağışıklık sistemini güçlendiren bu bakterilerden mahrum kalıyorlar. Bu durum, çocukların bulaşıcı hastalıklara ve ileriki yaşamlarında kanser, tip 2 diyabet, Alzheimer, multipl skleroz, romatoid artrit, karaciğer sirozları gibi bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklara yakalanmasını kolaylaştırıyor. Çocuklara probiyotik takviyesi yapmak bağışıklıklarını güçlendiriyor” dedi.

Türkiye gazetesi’nde yer alan habere göre, ikinci beyin olarak adlandırılan bağırsakların sağlık sisteminde son derece önemli bir rolü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yağcı, “Bağırsakta yaşayan ve sayıları vücut hücrelerimizin 10 katı olan bakteriler, vücudun dengesini sağlar. Normal ağırlıktaki bir kişinin bağırsaklarında 1.5 kilo faydalı bakteri bulunur. Bu bakterilerin azalması, hastalıkları da beraberinde getirir” dedi.

BAKTERİLER ÖLÜYOR DENGE BOZULUYOR

Sezaryen oranlarının artması, daha az anne sütü almak, çocukluk çağından başlayarak aşırı antibiyotik kullanımı, stres ve kötü beslenme sebebiyle vücuttaki faydalı bakteri sayısının giderek azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve hastalıklara karşı direnç kazanmak için bağırsak sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Doğru beslenmenin bağırsak sistemine ve dolaylı olarak tüm sağlığa olumlu etkisi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yağcı, “Özellikle probiyotik bileşenler sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı ürünlerdir. Probiyotikler doğumumuzdan itibaren vücudun doğal dengesi içinde bağışıklığa destek veren faydalı mikroorganizmalardır. En önemli kaynakları ise fermente ve mayalı yiyeceklerdir. Yoğurt, ayran, ev yapımı turşular en iyi probiyotik kaynaklarıdır” dedi.

BEBEĞİN BAĞIŞIKLIĞINI PROBİYOTİKLE KORUYUN

Amerika’da ve Avrupa’da sezaryenle doğan bebeklere henüz doğum odasında iken damlalıkla probiyotik takviyesi yapıldığını belirten Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, “Çocuğun riskleri varsa kolay hasta oluyorsa, ailede allerji varsa, yeni bir bebek geliyor ve onun korunmasını istiyorsak probiyotiklerden yardım istememiz lazım. Bir bebeğin bağırsak mikrobiyatası ilk bir iki ay içinde şekillenir. Bağırsak mikrobiyatası, bağırsaktaki bağışıklık hücrelerinin sayısını ve yoğunluğunu düzenleyerek bağışıklık sistemini destekler. Bağışıklık sistemimizin %70’i bağırsaklarımızda yer alır” dedi.

Probiyotik takviyesinin her yaşta bağışıklık sisteminin desteklenmesinde etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yağcı, “Özellikle 60 yaş üzerinde de probiyotik takviyesi bağışıklığı güçlendirmeye yardımcıdır. Çok seyahat eden kişiler, ‘yaz ishali’ denilen durumu engellemek ve bağırsak florasını korumak için en az günde iki kez düzenli olarak probiyotik ürünler kullanmalıdır” diye konuştu.