Nedir Bu Batı Nil Virüsü?

Yetişkin Sağlığı
Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de üç kişinin hayatını kaybettiği Batı Nil Virüsü (West Nile Virus) hakkında sıkça sorulan soruları ve bu sorulara verilen yantıları internet sitelerinde paylaşarak vat...
EMOJİLE

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de üç kişinin hayatını kaybettiği Batı Nil Virüsü (West Nile Virus) hakkında sıkça sorulan soruları ve bu sorulara verilen yantıları internet sitelerinde paylaşarak vatandaşları bilgilendirdi. Sağlık Bakanlığı’nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

"Batı Nil Virusu nedir?

Batı Nil Virüsü genel olarak kuşlarda, daha az oranda diğer bazı memelilerde ve nadiren insanlarda hastalık oluşturabilen bir virusdur.

İnsanlarda ne tür hastalıklar yapar?

İnsanlarda çoğunlukla belirti vermeden, oldukça hafif geçen bir hastalık tablosu oluşturur. Çoğunlukla kişi fark etmeden virusu yenerek kendiliğinden iyileşir. Ancak nadiren menenjit veya ensefalit (beyin iltihabı) tablosu oluşturabileceğine dair vaka bildirimleri yapılmıştır.

Virüsü hangi hayvanlar taşır?

Virüs için esas barındırıcı hayvanlar göçmen kuşlardır. Karga, ördek, güvercin, martı başta olmak üzere çok çeşitli kuş türleri bu virusu taşıyabilmektedir.

Nasıl bulaşır?

Virüs tipik olarak kuşlar ve sivrisinekler arasında birbirlerine bulaştırma şeklinde bir hayat döngüsü gösterir. At ve insanlar tesadüfi konaklardır. İnsanlara bulaşma en sık Culex tipi sivrisineklerle olmaktadır. Virusu taşıyan kuşların kanını emen sivrisinek, insana da virusu ısırma esnasında bulaştırır.

Belirtileri nelerdir?

Virus insan vücuduna bulaştıktan sonra belirtilerin görülmesine kadar genellikle 2-15 günlük bir belirtisiz kuluçka dönemi vardır. Daha sonra hastalık belirtileri ortaya çıkabilir. En önemli belirtileri baş ağrısı, ateş, vücutta ağrı, deride kızarıklık, lenf bezlerinde büyümedir. Çoğu vakada belirti olmamakta ve kişi kendisi fark etmeden hastalığı geçirmektedir. Ancak özellikle ileri yaşlarda ve kronik hastalığı olan bazı kişilerde biraz daha ağır seyredebilir. Bu durumda yüksek ateş, adelelerde güçsüzlük, boyunu dik tutamama, uyuşukluk, zihinsel bulanıklık, kas titremeleri, kendinden geçme ve nadiren de koma tablosu görülebilir.

Hastalık insandan insana geçer mi?

Hayır. İnsandan insana temasla doğrudan geçiş bildirilmemiştir.

Hastalık daha çok kimlerde görülür?

Cinsiyet farkı göstermeden her yaş grubunda görülebilir. İleri yaş gruplarındaki kişilerde ve kronik hastalığı olanlarda hastalık bazen daha ağır seyredebilmektedir.

Hastalığın tercih ettiği mevsim ve iklim var mıdır?

Virüs dünyada ılıman iklim bölgelerini tercih eder. Genellikle yaz sonu veya sonbahar başında ortaya çıkar. Kurak ve sıcak dönemlerde daha çok görülür. Havaların soğumasıyla sivrisineklerin ortadan kaybolması nedeniyle hastalık görülme riski de azalır.

Hastalık dünyada nerelerde görülmektedir?

Afrika, Batı Asya ve Orta Doğu ülkelerinde, Amerika birleşik Devletlerinde yaygın olarak bulunur.

Yakın coğrafyamızda hastalığın şu zamanlarda görüldüğü ülkeler var mıdır?

Hastalık bu yaz başından beri Yunanistan, Romanya, Macaristan, Rusya, Portekiz gibi bazı ülkelerde görülmektedir.

Hastalığın teşhisi nasıl konur?

Klinik belirtileri gösteren hastaların kan ve beyin omurilik sıvısı incelemesi ve kan tetkikleri yapılır. Örneklerde hastalığa özgü IgM tipi antikorların saptanması ile teşhis konulur. Ancak hastalığın doğrulaması Nötralizasyon testleri ile yapılmalıdır.

Aşısı var mı?

İnsanlarda kullanılan bir aşı henüz yoktur.

Hastalığın tedavisi var mı?

Hastalıkta virusa yönelik özel bir tedavi yoktur. Ağır durumlarda, hastane ortamında genellikle destekleyici tedavi, solunum kolaylığı ve iyi bakım hizmetleri yararlı olmaktadır.

Bu hastalıktan kişisel olarak nasıl korunabilirim?

Evlerde ve çadırlarda pencere ve kapı sinekliklerinin kullanılması, gerektiğinde yataklara cibinlik takılması, uzun kollu elbiseler giyilmesi, sivrisinek kovucuların kullanılması kişisel korunma için uygun görülen tedbirlerdir. Ayrıca yakın çevrede kirli ve akıntısız su birikintilerine neden olacak eşyaların gelişigüzel bırakılmamasına özen gösterilmelidir.

Sivrisinek mücadelesinde kurumların rolü nedir?

Sivrisinek mücadelesinde yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Özellikle belediyelerin, sorumluluk sahalarında sivrisinek üreme ve yaşam ortamlarını ortadan kaldırmak amacı ile dere kenarları, fosseptik kuyuları, su kuyuları, su depoları, rogarlar, kanallar, sazlık ve bataklık alanlar, durgun ve az akan sular, göl, gölet, gölcükler, sokak aralarındaki boş arsalar, bodrumlar ve durgun su birikintisi oluşabileceği düşünülen her yerde gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Bilinçli ve yerinde bir ilaçlama stratejisi uygulanmalı ve sivrisinek mücadelesinin sadece ilaçlamayla yapılamayacağının bilinmesi önem taşımaktadır. Özellikle sinek üreme alanlarının kontrol altına alınarak kurutulması mücadelede esas unsur olmalıdır.