Neden Kilo Alıyoruz?

Yetişkin Sağlığı
İnsan bedeni yağ depolamaya ve depoladığı yağı korumaya yani kaybetmemeye programlıdır. Çünkü hayatta kalmasını sağlayan en önemli belirleyicilerden biri depoladığı yedek yağlarıdır. Bütün sorun bu te...
EMOJİLE

İnsan bedeni yağ depolamaya ve depoladığı yağı korumaya yani kaybetmemeye programlıdır.

Çünkü hayatta kalmasını sağlayan en önemli belirleyicilerden biri depoladığı yedek yağlarıdır.

Bütün sorun bu temel bilgiyi bilmek, kabullenmek ve “kilo alma/yağlanma” sürecini doğru yönetmek ya da yönetememek ile ilgilidir. Eğer vücudunuzda yeteri kadar yağ yoksa sağlığınızın bozulacağı kesindir. Mesela kadınların beden yağ kitlesi belli bir oranın altına inince doğurganlıkları biter. Erkekte de kadında da yağ oranı yüzde 15’in hele hele yüzde 10’un altına indi mi bağışıklık sistemi felç olur, kanserlere, enfeksiyonlara karşı direnç azalır.

Kısacası vücudumuz zaten yapısal olarak yağ depolayıp kilo almaya programlıdır. Bizim dikkat etmemiz gereken bu programı dikkatle izleyip kontrol altında tutmak ve yağ depolanmasını belli oranların üzerinde çıkarmamaktır.

Bunu açık ve net olarak söyleyebilirim: “Çok fazla yemediğim halde hızla kilo alıyorum” diyenler de “az yememe rağmen bir türlü kilo veremiyorum”  diyenler de haklı olabiliyor. Daha önce de belirttiğim gibi herkesin bir kilo hikâyesi var ve bu hikâyenin nasıl başladığına ne şekilde sonuçlanacağını beden ve ruhunuzun “kullanma kılavuzu” karar veriyor.

Mesela bazı insanlar depresyona girince zayıflarken, diğerleri kısa sürede 8-10 kilo şişmanlayabiliyor.

Bazı insanlar çok az beslenme hatası yapsalar bile hak etmedikleri ölçüde yağlanabiliyor. Mesela “insülin direnci” olanlarda böyle bir sorunun ortaya çıkması ihtimali oldukça yüksek.

Yine bazı hastalar ne kadar gayret ederlerse etsinler kilo vermekte başarılı olamıyorlar ki bunların çoğu “kilo direnci” vakaları. Bütün bunların anlamı şu: Kilo hikâyenizin beden-ruh yapılanmanız ve çevresel şartlarla ilişkileri çözümlenmeden kesinlikle kilo verme yolculuğuna çıkmamanız lazım. Yoksa bu yolculuk ya hüsranla biter ya da ömür boyu sürer!

İster bir ister 21 kiloluk yağ fazlanızdan kurtulmayı düşünün, fark etmez! Kilo verme yolculuğuna çıkmadan önce kilo hikâyenizin iyi anlaşıldığından, çözümün doğru planlandığından emin olmalısınız, çünkü kilo verme maceralarının çoğunun “hüsranla” bitmesi, hikâyenizin doğru anlaşılmamasından kaynaklanıyor.

Öncelikle hikâyenizin bedensel ve ruhsal temellerine odaklanmalı, doktorunuzla birlikte metabolizmanız, hormonal dengeniz, yeme içme alışkanlıklarınızı ciddi biçimde sorgulamalısınız.

Diyet planı ve egzersiz tipi ve zamanının belirlenmesi sonraki iştir.

Çünkü çoğu insan sadece çok yediği veya tembel olduğu, hareket etmediği için kilo almıyor. Bazıları yanlış gıdaları, yanlış yer ve zamanlarda yiyor. Kimi duygusal açlığına çözümü pizza dilimlerinde ararken kimileri de yaşadığı insülin patlamaları nedeniyle iştahını frenleyemiyor. Kimi sağlık sorunları nedeniyle kilo alıyor. Kimi de kullandığı ilaçlar sonucu şişmanlıyor.

Dr. Mayr diyeti

BİR BİLGİ

Son birkaç yılın en beğenilen diyet planlarından biri de temellerini Avusturyalı hekim Dr. Mayr’ın attığı oldukça eski diyet planıdır. Dr. Mayr’ın diyeti temel olarak şu özellikleri içeriyor:

– Alkalen yiyecek ve içecekleri tercih etmek,
– Yemekleri yavaş ve iyice çiğneyerek yemek
– Saat 16’dan sonra çiğ besin tüketmeyi kesmek ama özellikle öğle yemeklerinde mutlaka çiğ sebzeler yemek.
Mayr filozofisi “iyi sindirim =iyi sağlık” prensibine göre çalışıyor. Stresliyken yemek yememenizi, tüm öğünlerinizi sakin ve huzur içindeyken tüketmenizi öneriyor. Dr. Mayr’a göre hızlı yemek, “iyi çiğnememek” anlamına geliyor. Kilonuz üzerinde kontrol kurmak istiyorsanız Dr. Mayr “erkenci kuş” olmanızı öneriyor.

Sabah mümkün olduğu kadar erken kalkmanızı, kahvaltınızı erken saatlerde ve güçlü, keyifli bir kahvaltı yapmanızı öneriyor. Dr. Mayr’a göre akşam yemeğinizi de saat 18’den önce tamamlamanız lazım. Bol su içmeli, bitki çaylarından faydalanmalı, bir duş alıp erkenden yatmalısınız. Dr. Mayr’ın önerilen uygun bir diyet planını Yaşasın Hayat! Kliniği baş diyetisyeni Nilüfer Bayram sizler için hazırladı.
Deneyebilirsiniz.

MAYR DİYETİ

1. GÜN

Kahvaltı
– 1 çorba kaşığı lor peyniri
– 1 ince dilim tam buğday ekmeği
– 2 adet ceviz
– Şekersiz limonlu yeşil çay
– Lor peyniri ve cevizi 1 su bardağı ayıklanmış maydanoz ile karıştırın, üzerine 1 çay kaşığı çörek otu ilave edin.
Ara öğün
– 5-6 adet fındık veya badem
Öğle yemeği
– Yeşil salata
2 çorba kaşığı haşlanmış kepekli makarna ile hazırlanmış
– 150 g ızgara tavuk (derisiz kısımlardan)
– Yeşilliklerle hazırladığınız salataya 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile birlikte haşlanmış makarnayı ilave ederek karıştırın.
Ara öğün
– 1 küçük boy portakal 
Ara öğün
– 2 çorba kaşığı yulaf + 2 çorba kaşığı yoğurt +
1 adet doğranmış kuru erik
Akşam yemeği
– Izgara kabaklı salata
(az yağlı)
-1 ince dilim çavdar ekmeği
– 6 çorba kaşığı yeşil ıspanak yemeği
-1 Adet kabağı tost makinesinde veya fırında çevirerek pişirin. 1 çorba kaşığı yoğurtla karıştırın.
Ara öğün
– 1 adet kivi + 1 kutu probiyotik yoğurt

Doktora giderken…

Kilo sorunlu kişiler de “kilonun hikayesi”ni iyi anlamak şart! Doktorlar kadar hastalar da dikkatli olmalı. Sorunlarını anlatırken samimi olmalı, hiçbir şeyi gizlememeli, saklamamalı.

Doktora gitmeden önce detaylı bir “kilo hikâyesi ve yeme-içme alışkanlıkları özeti” çıkarmalı.

Bugüne kadar yaptığı diyetleri kullandığı hapları, yaşadığı sağlık sorunlarını, ruhsal durumunu, yeme davranışlarını, her şeyi ama her şeyi doktoruna açık yüreklilikle aktarmalı.

Doktorlar ve birlikte çalıştıkları çözüm ekipleri (diyetisyenler, egzersiz uzmanları, psikologlar) her hastayı ayrı bir sorun olarak görüp, her biri için özel ilaç (gerekiyorsa), beslenme ve egzersiz planları hazırlanmalı. Gerekiyorsa “psikolojik destek” sağlanmalı. Onları dikkatle dinlemeli, hikâyeyi doğru ve tam anlamalı, iyi analiz etmeli.

Yola çıkarken…

UNUTMAYIN

Herkesin kilo hikâyesi farklı! Kimi metabolik sorunlardan hormonal dengesizlikten, kimi ruhsal problemleri ya da dikkatsizlikten kimi de yanlış beslenmek, aşırı besin tüketmek veya hareketsizlikten, tembellikten kilo alıyor.

Ayrıca, Tosunami dalgasının şiddetini gittikçe arttırmasında gıda sanayinin, ailelerin, okul yönetimlerinin, devletin de sorumlulukları var.

“Bütün bunlar doğru ama ciddi bir çözüm maalesef hâlâ ortada yok” dememelisiniz. Bence çözüm var. Son yıllarda elde edilen bilgiler en azından yüzde 70-80 olguda sorunun çözümünü mümkün hale getirdi.

Bu nedenle sorununuz birkaç kiloluk “kozmetik-estetik kiloları vermek” değilse hemen bir diyetisyene veya spor salonuna koşmayın. Çözümü internetten indirme “mucize diyetler” veya “diyet kitapları”nda bulabileceğinizi de sanmayın.

Mucize haplardan, dandik zayıflama tabletlerinden, her yıl bir yenisi pazarlanan içine sağlığa zararlı maddeler bile katılan “yağ eritme tabletlerinden” kesinlikle uzak durun.

Prof.Dr. Osman MÜFTÜOĞLU