Migren en çok kadınları etkiliyor!

Yetişkin Sağlığı
Ajanshaber’de yer alan habere göre, nöroloji Uzmanı Dr. Emel Gökmen, migren hastalığıyla ilgili önemli bilgiler verdi: BEYİNDEN KAYNAKLANAN BİR HASTALIK DEĞİL Migren, bir beyin hastalığı olarak ...
EMOJİLE

Ajanshaber’de yer alan habere göre, nöroloji Uzmanı Dr. Emel Gökmen, migren hastalığıyla ilgili önemli bilgiler verdi:

BEYİNDEN KAYNAKLANAN BİR HASTALIK DEĞİL

Migren, bir beyin hastalığı olarak düşünülmektedir ama tamamen bedenden kaynaklanan bir hastalıktır. Bedenin çalışmasını düzenleyen otonom sinir sisteminin, zaman zaman çalışmasının aksamasıdır. Bir anlamda, otonom disfonksiyondur. Migrene, otonom sinir sistemini olumsuz etkileyen, geçirilmiş iltihabi hastalıklar (bademcik iltihabı), ameliyatlar, darbeler, kazaların oluşturduğu otonom sinir sistemi hasarları kaynaklık edebilir ama temelde migrene yatkınlık olması şarttır.

Açlık, uykusuzluk, fazla uyku, stres, heyecan, hava değişimleri, lodos, kadınlarda adet dönemi, bazı yiyecekler ise migren atağını başlatabilir. Bu faktörler için migrenin tetikleyicileri diyebiliriz.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Migren, erişkin yaş kadınlarda daha sık görülen bir hastalıktır. 20-30 yaş arası her 5 kadından 1’inde, 30-40 yaş arası her 3 kadından 1’inde migren vardır, açıklamasını yapan Dr. Emel Gökmen, ancak erişkin yaşlara kadar, kız ve erkek çocuklarındaki oran eşittir. Bu durum kadınlardaki hormonal aktivitenin başlamasına bağlanır. Özellikle, kadınlarda adet kanamaları ile migren atakları arasındaki ilişki de bu durumu destekler. Bu genel kabule rağmen, nöral terapi bozucu alan yaklaşımı bilinirse, asıl neden olarak, erişkin yaşta yapılan jinekolojik operasyonların migreni arttırdığı açıkça söylenebilir, dedi.

MİGRENLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI

Migrenin tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Gökmen, “Tedavi edilmediği sürece, yaşamı kısıtlamak, düzenlemek, tetikleyici unsurlardan uzak durmaya çalışılarak migrenle baş edilemez. Baş ağrıları, toplumda görülen en yaygın ağrılardır. Bundan dolayı birçok tedavi seçenekleri sunulmaktadır. En uygun olanı, nedene yönelik tedavidir. Ataklar sırasında ise mümkün olduğu kadar sessiz, sakin, karanlık bir ortama çekilip dinlenmeye çalışmak, ağrı kesici benzeri ilacı atağın başlangıcında almak, buz pedi benzeri uygulamalar ile başlamış atak ile baş etmeye çalışılabilir” şeklinde konuştu.

EN YAYGINI İLAÇLA TEDAVİ

Migrenin tedavisinde en yaygın olarak ilaç tedavisi uygulanır. Başlayan atağı durdurmaya çalışan ve atak sıklığını azaltan ilaçlar olmak üzere, iki farklı ilaç grubu kullanılır. Hastalar, migrenden kurtulmak için bitkilerden, hacamata, migren için bantlar, kuru iğne tedavileri, migren ameliyatları, botoks uygulamaları gibi birçok tedaviyi denemekte, diyen Gökmen, “Nöral terapi ve akupunktur tedavilerinin başarıları da yüksektir. Özellikle sık migren atağı yaşanıyorsa ya da ilaca cevap alınmıyorsa, yan etkisi olmayan bu tedaviler denenmelidir. Migrende en etkili tedavi ise nedeni bulup çözmektir. Gökmen Yaklaşımı olarak adlandırılan bu tedavide nöral terapi kullanılır ve diğer tıp alanlarıyla birlikte çalışmak gerekebilir” şeklinde konuştu.

NASIL KORUNABİLİRİZ?

Migrenin temelinde, otonom sinir sistemini olumsuz etkileyen nedenlerle, ailesel yatkınlık mevcuttur. Özellikle, ailede migrenli kişiler varsa, diş tedavilerimizi uzman diş hekimlerine yaptırmaya çalışabiliriz.

‘Migren tedavi edilebilir bir hastalıktır’ vurgusunu yapan Gökmen, ‘tedavi edilemez bu hastalıkla yaşamayı öğreneceksiniz’ yaygın inanışına kapılmamak gereklidir. Migren bioelektriksel (beden sinir sisteminden kaynaklanan) bir hastalıktır. Seçilecek tedavi, bu sistemi düzeltmelidir. Ayrıca stres, migrenin nedeni değildir, migreni artıran faktördür, dedi.