Medical School of London Üniversitesinden Dr. Fereydoon Batmanghelidj, 20 yıl süren araştırmaları sonucunda pek çok rahatsızlığın vücudun susuz kalmasından dolayı oluştuğunu ve tedavisinin de bol bol su içmek olduğunu söylüyor.
Vazgeçilmez içeceğimiz su, olmazsa olmazlarımızdan. Bu yegâne içeceğin, vücudumuz için de ayrı bir önemi var. Su ve beslenme konusunda tanınmış bir uzman olan Medical School of London Üniversitesinden Dr. Fereydoon Batmanghelidj, suyun vücut sağlığını düzenleyen özellikleri ve bazı sağlık problemleri konusunda dikkate değer açıklamalar yapıyor. Bedenimizdeki suyun rolü ile ilgili olarak yirmi yıldan uzun bir süredir devam eden klinik çalışmalar ve bilimsel araştırmalar yapan Batmanghelidj suyun pek çok çözümsüz hastalığı iyileştirebildiğini iddia ediyor.
SAĞLIK İÇİN SU İÇİN
Hastalanmamak için, hastalıklardan kurtulmak için; düzenli su ve kaliteli su, yeterince su içmemiz gerektiğini ifade eden Dr. Fereydoon Batmanghelidj’in bazı hastalıklarla ilgili görüşlerini aşağıda veriyoruz. Ancak haberde geçen bilgilerin hiçbir şekilde uzman bir doktorun tavsiyeleri yerine geçmeyeceğini, rahatsızlıklarınız için uzman bir doktora başvurmanız gerektiğinin altını çizelim. Doktorunuzun size verdiği ve devam etmekte olan ilaç tedavinizi kesmeyin. Bu haberde geçen tavsiyeleri kolay ve ücretsiz uygulanabileceği ve yan etkisi olmadığı için size ulaştırıyoruz.
Artrit Eklem romatizması: Artritin başlangıç ağrıları vücuttaki dehidratasyonun bariz bir işareti olup derhal su içmeyi fazlalaştırmak gerekir. Yeteri kadar su içilmediğinde kan vizkozitesi yoğunlaşır, hücreler sorun yaşamaya başlar, eklemler susuz kalarak kurur. Su içmeyi arttırarak bölgesel dehidratasyona engel olabilirsiniz.
Astım: İyi bir tıbbi denetimle, sağlıklı su içme kürü uygulanarak astım ile ilgili sorunlara çare bulunabilir.
Sırt Ağrısı: Yeterli miktarda su içerek ve düzenli egzersiz yaparak mafsalları ve omurgalardaki diskleri sağlıklı tutabiliriz. Omur eklemlerindeki su, sadece temas noktalarını yağlamakla kalmaz, aynı zamanda disk merkezini bedenin üst kısmının verdiği basınç ve ağırlıktan korur. Bolca su içilmesi, sırt bölgesindeki adaleler arasında birikmiş olan laktik asitlerin dağılmasını sağlayarak adale ağrılarının kısmen rahatlamasını sağlayabilir.
Kabızlık, karın şişkinliği, idrar sorunları: Bol bol taze meyve ve sebze yiyerek ve günde ortalama sekiz bardak su içerek ve devamlı egzersiz yaparak daha sorunsuz bağırsak sistemine sahip olabiliriz. İçtiğimiz suyun ilk temas ettiği organlardan biri bağırsaklarımızdır. Bağırsakların susuz kalması, sindirim enzimlerinin ve bağırsak hareketlerinin düzenli yapılmasını engeller.
Başağrısı: Başınız ağrıdığında herhangi bir ilaç almadan önce bir bardak su içmeyi deneyin. Başağrısı bir çeşit stresten oluşabilir ve bunu basit bir biçimde su içerek rahatlatabilirsiniz. İçtiğimiz suyun %80’i beynimiz tarafından kullanılır. Alkol alanların ertesi gün başağrısı çekme sebepleri beyindeki sıvıda alkol nedeniyle su eksilmesinin yaşanmasıdır.
Mide yanması, hazımsızlık: Bir bardak suyu yavaşça için; yarım saat arayla iki bardak daha su için. Bazı mide ağrıları ülsere bağlı olarak gelişmiş olabilir. Ağrı ısrarlı bir biçimdeyse mutlaka bir doktora başvurun.
SUSUZLUK STRES YAPAR
Yüksek kan basıncı ve kalp sorunları: Bu sorunlar genelde kanın dolaşım sisteminde rahat dolaşamaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Yeteri kadar su içilmezse kan yoğunlaşır ve yapışkanlık gücü artarak kan basıncını yükseltir. Kalp sorunları, damar dolaşımında bulunan kanın akışkanlık yeteneğinin azalmasına bağlı olarak gelişir. Tansiyon yükselir. Dolaşımın zorlanması yorgunluk hissini getirir. Kronik yorgunluk sendromunun en güzel ve pratik tedavilerinden biri günde en az 3-4 litre su içmektir.
Hamilelik bulantısı: Bebeğin anne karnında beslenmesi süresince, bebek annesinden su ve mineral alarak, anne vücudunu hem dehidrate eder hem de anneyi mineraller açısından zayıf düşürür. Anne yeterli miktarda ve düzenli su içmelidir. Gebelik bulantı ve kusmalarında hamileye bolca fakat yavaş bir şekilde, sık olarak su içirilmesi rahatlamasını sağlayacaktır.
Stres: Vücuttaki sıvıların yeterli düzeyde olmaması, elektrolit düzeyinin bozulması ve bu nedenle stres oluşmasına neden olur. Su içerdiği minerallerle vücut sıvısının elektrolit düzeyinin dengede kalmasını sağlayarak strese engel olabilir. Stresin ve depresyonun bedendeki su azlığı ile yakından ilişkisi vardır.
Yeni Şafak