Hastalık yapan genlerin şifresi çözüldü

Yetişkin Sağlığı
Savunma sanayiini ilgilendiren alanlardaki şifre çözücü işlem çalışmaları ile bilinen TÜBİTAK şimdide gen şifrelerini çözmeye başladı. TÜBİTAK kriptoloji uzmanları yaptıkları araştırmalar ile bazı has...
EMOJİLE

Savunma sanayiini ilgilendiren alanlardaki şifre çözücü işlem çalışmaları ile bilinen TÜBİTAK şimdide gen şifrelerini çözmeye başladı. TÜBİTAK kriptoloji uzmanları yaptıkları araştırmalar ile bazı hastalıkların genlerdeki şifresini çözmeyi başardı. Gen alanındaki çalışmalarını yoğunlaştıran TÜBİTAK, ‘İleri Genom ve Biyoenformatik Merkezi’ adıyla Türkiye’nin en gelişmiş ‘gen laboratuvarını’ kurdu.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Türkiye’de ilk defa insan genomunun dizilendiği araştırmalar yapıldığına dikkat çekerken, ‘Bir sene gibi bir zamanda, bazı hastalıklarla ilişkili genler tespit edildi. Bunlardan birisi ‘Klippel-Feil’ sendromu. Yani boyun omurgasındaki oluşum bozukluğundan dolayı boyun hareketlerinde kısıtlılık ve kısa boyun olarak kliniğe yansıyan doğuştan gelen bir hastalık. Bunun yanında insanlarda ciddi doğumsal anomalilerine yol açan genler bulundu. Bunlardan birisi damar sisteminde yetmezliğe yol açan ve damar gelişimini ilgilendiren bir gen’ dedi. Yapılan çalışmalarda damarsal tümörlerde (vasküler) şu ana kadar bilinmeyen bir mekanizmanın da tespit edilmesi yönündeki ilk aşamanın tamamlandığını dile getiren Ergün, tespit edilen diğer hastalıklar arasında ise kafa ve yüz bölgesinin doğumsal anomalilerini ilgilendiren ciddi yapısal bozukluk-ların bulunduğunu söyledi.

AKRABA EVLİLİĞİMİZ DE VAKA SAYIMIZ DA ÇOK

İnsan gen haritasının tamamlanmasıyla tıp alanında ‘kişisel tıp’ olarak adlandırılan yeni bir çağa geçildiğini belirten Ergün, hastalıklara karşı standart tedavi yöntemi yerine kişinin genetik yapısı göz önünde bulundurularak özel tedavi yöntemleri kullanılabileceğini kaydetti. Benzer çalışmaları yapan, dünyada 20 civarında ülke bulunduğunu söyleyen Ergün, ‘Bizim bu ülkelerden farkımız, akraba evliliklerinden dolayı araştırma yapılacak vaka sayısının coğrafyamızda daha fazla olmasıdır’ değerlendirmesini yaptı.

Hukuki zemine ihtiyaç var

Bakan Ergün, dizileme teknolojileri alanının kritik olduğunu, tıbbi tanı ve araştırmaların mutlaka yapılması gerektiğini, bu verilerin yurtdışına gönderilmesi durumunda ise gelecekte ülkemiz için tehdit oluşturma potansiyeli olduğunu da vurguladı. Bu kapsamda TÜBİTAK BİLGEM kriptoloji enstitüsü UEKAE’nin, gerek genomik verilerin analizi gerekse verilerin güvenliği konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti. Ciddi hukuki altyapıya da ihtiyaç bulunduğunu belirten Ergün, ‘Türkiye’deki hukuki altyapı bu konuda zayıf, çok ciddi bir bilgi güvenliğine ihtiyaç var. Bir kişinin hastalığıyla genetik yapısı arasındaki bilginin özel korunması için hukuki ve teknik altyapıya ihtiyaç olduğu da gerçek. Bu nedenle hukuki ve teknik altyapıya yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek’ tespiti yaptı.