Koruk, solunum yoluyla bulaşan gribin ilerlemesi durumunda insanları ölüme kadar götürebilecek sonucu olan bir hastalık olduğunu belirtti.
Son zamanlarda grip vakalarının arttığını ifade eden Koruk, bu yıl Türkiye’de görülen virüs tipinin influenza A(H3N2) olduğunu hatırlattı. Gribin nezleden farklı olarak baş, kas ve eklem ağrıları ile yüksek ateş gibi belirtilerinin olduğunu anlatan Koruk, bu hastalığın bazı kişilerde risk oluşturabileceğini dile getirdi.
Bu hastalıktan çeşitli yöntemlerle korunabildiğini vurgulayan Koruk, şunları kaydetti:
“Hastalığın başkalarına bulaşmaması için yapmamız gereken birtakım önlemler var ve bunlardan en önemlisi öksürürken veya hapşırırken mutlaka mendille veya dirseğimizle ağzımız ve burnumuzu kapatmalıyız. Bunun yanı sıra kış aylarında kapalı ortamların sürekli havalandırılması gerekiyor. Kalabalık yerlerde sürekli oksijenin içeriye alınması lazım.”
Antibiyotik yerine C vitamini
Hastalığın hafif olması durumunda evde dinlenerek geçirilebileceğini anlatan Koruk, gribin ağır seyretmesi durumunda mutlaka doktora gidilmesi gerektiğini hatırlattı.
İnsanların bu gibi durumlarda gelişi güzel antibiyotik aldığını ve bunun çok yanlış olduğunu vurgulayan Koruk, şöyle konuştu:
“Gribin bir süresi vardır bu süre insanı mutlaka sıkıntıya sokacaktır bunu kabul etmek lazım. Ancak hastalığa yakalandığımız taktirde mümkünse fazla evden çıkmamak hastalığın başkalarına bulaşmaması açısından önemlidir. Ayrıca C vitamini alarak vücudun direncini artırmalı ve bol sıvı tüketilmelidir. Gribe yakalanan vatandaşlarımız kesinlikle evde kendi başlarına özellikle antibiyotik gibi ilaçları almaması gerekiyor çünkü influenza bir virüstür ve viral hastalıklarda antibakteriyeller hem yeri yoktur hem de vücutta yan etkiler oluşmasına sebep olabilir.”
Koruk, kronik hastalığı ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarla, 65 yaş üstü kişilere söz konusu hastalıktan korunmak için en geç kasımda grip aşısı yaptırmalarını önerdi.