Çocuklarda diyabet uyarısı

Yetişkin Sağlığı
Diyabetin, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi veya ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu, kan şekerinin yükselmesiyle kendini gösteren ve ömür boyu...
EMOJİLE

Diyabetin, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi veya ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu, kan şekerinin yükselmesiyle kendini gösteren ve ömür boyu devam eden bir hastalık olduğunu belirten Doç.Dr. Türkkahraman, “İnsülin hormonu, yediğimiz besinlerle kana geçen şekerin hücreler tarafından alınıp, enerji olarak kullanılmasını sağlayan hormondur. Diyabetin Tip 1 diyabet (İnsüline bağımlı diyabet) ve Tip 2 diyabet (İnsüline bağımlı olmayan diyabet) şeklinde iki tipi bulunmaktadır” dedi.

Haber7’deki habere göre, nedeni bilinmemekle birlikte Tip 1 diyabetin insülin hormonunun pankreas tarafından eksik ya da hiç salgılanmaması sonucu ortaya çıkan diyabet tipi olduğunu kaydeden Doç.Dr. Doğa Türkkahraman, şunları söyledi:

”Bu diyabet tipi çocukluk çağı diyabetinin yüzde 95’ini kapsamaktadır. Bu çocukların ailelerinin sadece yüzde 10’unda tip 1 diyabet bulunmaktadır. Dolayısıyla genetik faktörlerin sınırlı bir rolü olduğu düşünülmektedir. Tip 1 diyabette, pankreasta insülin üreten hücreler kalıcı olarak hasara uğradığı için, çocuklar yaşam boyu insülin kullanmak zorundadır. Kan şekerlerini kontrol altında tutmak için önerilen diyet ve egzersiz programına uymaları ve günde en az dört kez kan şekerine bakıp ihtiyaçları olan insülin dozunu yapmaları gerekmektedir. Bundan dolayı tip 1 diyabetli çocuklara, yaşam boyu destek ve takip gerekmektedir.”

Diyabet belirtilerinin ortaya çıkmadan bir süre önce pankreastaki insülin yapan hücrelere karşı vücudun savunma sistemi tarafından bir saldırı başlatıldığını bildiren Doç. Dr. Doğa Türkkahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bu hücreler zaman içinde yok olmaktadır. İnsülin üreten hücrelerin yaklaşık yüzde 80’i hasar gördüğünde Tip 1 diyabetin belirtileri ortaya çıkmaya başlamaktadır. Günümüzde mevcut bilgilere göre bir çocukta Tip 1 diyabetin oluşmasını önlemek ve diyabeti tam olarak iyileştirmek mümkün değildir. En sık görülen bulgular, çok su içme, çok ve sık idrar yapma, daha önce geceleri idrar yapmayan çocuğun altını ıslatması, iştah artmasına rağmen kilo kaybetme ve halsizliktir. Çocukların okul performansında düşme, çabuk yorulma gibi yakınmaları olabilmektedir. Bu bulgularla doktora götürülmeyen çocuklarda bir süre sonra insülin eksikliğinin şiddetlenmesine bağlı olarak bulantı, kusma, karın ağrısı, gözlerde çökme, derin ve hızlı nefes alma, ağızda aseton(çürük elma) kokusu gibi diyabet komasının bulguları ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde 18 yaş altında 17-18 bin civarında diyabetli çocuğun olduğu ve her yıl 1500 – 1700 civarında çocuğa tip1 diyabet tanısı konulduğu tahmin edilmektedir.”

Tip 2 diyabette pankreasta insülin üretildiğini ancak üretilen insülin etkili olarak kullanılamadığını belirten Doç. Dr. Doğa Türkkahraman, şunları söyledi: “İnsüline karşı direnç bulunmakta ve bu nedenle tip 2 diyabetli hastalar başlangıçta, insülin kullanmadan diyet ve düzenli egzersiz yaparak kan şekerlerini kontrol altında tutabilmektedirler. Fakat ilerleyen yıllarda hap insülin tedavisi gerekebilmektedir. Tip 2 diyabet daha çok yetişkinler ve yaşlılarda görülmektedir. Genellikle hastaların yüzde 60-90’ı şişmandır. Genetik yatkınlık ve kilo alma en önemli risk faktörleridir. Bazı kişilerde diyabetin belirtileri uzun yıllar ortaya çıkmamaktadır. Birçok hastada rastlantısal tanı konmaktadır. Erişkinlerde diyabetin yüzde 90’ı tip 2 diyabettir.”