Bütün dünyada bitkisel ilaçlara karşı büyük bir ilgi olduğunu hatırlatan Prof. Küçükusta, giderek daha çok insanın hastalıklarının çaresini modern tıpta değil alternatif tıpta aradığını, ilaç yerine bitkisel ürünlerden medet umduğunu vurguluyor: “Durum ülkemizde de farklı değil. Önüne gelen alternatif tıp uzmanıyım diye fink attığı gibi, reyting peşindeki medya sayesinde de hem kendilerinin hem abuk-subuk ürünlerinin serbestçe reklâmlarını yapıyorlar.”
Bilimsel değil
Hastaların bitkisel ilaçların zararlı olmadıklarını zannettiklerini ama buna rağmen bu tür ilaçları aldıklarını çoğu zaman doktorlarından gizlediklerini belirten Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, doktorların da bitkisel ilaçlar konusunda bilgisiz olduğunu söylüyor. Bitkisel ilaçlara yüklenen iyileştirici özelliklerin neredeyse tamamının bilimsel araştırmalara değil gözlemlere dayandığına değinen Prof. Küçükusta, “Bunların hiçbirinin bir hastalığı tedavi ettiğini gösteren kesin bilimsel deliller mevcut değil. Üzerinde senelerce çalışılan, yüzlerce araştırma yapılan ilaçların bile yaygın kullanımda ya beklendikleri kadar etkili olmadıkları ya da ciddi yan etkileri olduğu anlaşılıp piyasadan çekildikleri unutulmamalı” diyor.
Uzak durun
Bitkisel ilaçlardan kesinlikle uzak durulması gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, şunları ekliyor sözlerine: “Fabrikaya girerek bir takım fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçen, katkı maddeleri eklenen, şurup, tablet, kapsül veya draje haline getirilip şişeye konan bir ‘bitkisel ilacın’ o çekindiğimiz ilaçlardan hiçbir farkı kalmıyor. Bitkisel ilaçların faydası olmasa da zararlı olmadıkları düşüncesi de tamamen yanlıştır. Her bitkide onlarca kimyasal madde vardır ve bunların yakın ve uzun vadede ne gibi olumsuzluklara yol açabilecekleri iyi bilinmemektedir. Bitkisel ilaçların hastaların sürekli olarak kullandıkları ilaçlarla etkileşimleri de önemlidir. Bu yüzden esas ilaç etkisiz kalabileceği gibi, kanda birikerek toksik yani zehirleyici etki de gösterebilir.”