Baz İstasyonlarından Kimler Rant Elde Ediyor?

Yetişkin Sağlığı
Bugün basında yer alan bir haber cep telefonu ve baz istasyonu konusunun önemini bir kez daha vurgular nitelikteydi. Haberi düz okuduğumuzda -gerçekleri bilmesek- insanın “Cep telefonları ve baz...
EMOJİLE

Bugün basında yer alan bir haber cep telefonu ve baz istasyonu konusunun önemini bir kez daha vurgular nitelikteydi. Haberi düz okuduğumuzda -gerçekleri bilmesek- insanın “Cep telefonları ve baz istasyonları ne kadar masummuş!?” diyesi geliyor. Size önce Sabah gazetesinde yayınlanan ‘Baz değil rant kavgası’ başlıklı haberi, ardından Prof. Dr. Selim Şeker’in habere cevap niteliğindeki açıklamalarını sunuyoruz.    

Baz değil rant kavgası

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, baz istasyonlarına yönelik iddiaları bu kez İspanya’nın Barcelona şehrinde düzenlenen GSM Kongresi’nde cevapladı. Baz istasyonlarına tepki gösterenlerin çoğunun rant peşinde koşan birtakım kuruluşlar olduğunu söyleyen Acarer, Anayasa Mahkemesi ile Danıştay engeline takılan ve şehir dışına taşınması istenen baz istasyonları konusunun Türkiye dışında hiçbir ülkede tartışılmadığına dikkat çekti. Acarer, "Tepkilerin yüzde 60’ı ranttan kaynaklanıyor. Bazı kuruluşlar var ki bunlar gruplar halinde. Maalesef bunların aralarında öğretim görevlileri de var ve bir çıkar ummaları söz konusu. 17 yıldır saptanmış tek olumsuz bir şey yokken bizim ülkemizde bunun bu kadar eşelenmesini doğru bulmuyorum." dedi.

Avrupa’dan 4 kat güvenliyiz
Türkiye’deki sistemlerin, cihazların hatta modellerin dünyadakilerle aynı olduğunu kaydeden Acarer, şöyle devam etti: "Avrupa’dan 4 kat daha güvenliyiz. Millet ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Niye Almanya’da, İspanya’da veya Fransa’da bu tip tartışmalar olmuyor? Ne farkımız var? İstasyonları sökmek çözüm değil ki…" Baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasının ise teknolojik olarak mümkün olmadığını vurgulayan Tayfun Acarer, "Şehir dışına taşımak demek mobil iletişim yapmamak demek" dedi.

Türkiye’de baz istasyonu riski yok!
GSM Birliği Araştırma Direktörü Jack Rowley, baz istasyonlarının uluslararası standartları olduğunu kaydederek bu standartların hem cihazlar için hem de yaydığı elektromanyetik dalgalar için belirlendiğini belirtti. Baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların standartlarının Türkiye’de, diğer ülkeler ile kıyaslandığında çok daha düşük olduğunu belirten Rowley, dolayısıyla Türkiye’de bir risk görmediklerini söyledi. Rowley, "Baz istasyonlarının sağlığa etkisi bilim insanlarına bırakılmalı. Dünya Sağlık Örgütü gibi birçok platformda yoğun bütçeli ve süreklilik getiren araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmaların tümüne bakıldığında insan sağlığına zararı olduğuna dair herhangi bir bilimsel bulgu bulunmuyor" dedi.

***

Peki, baz istasyonlarına tepkiler gerçekten ranttan mı kaynaklanıyor? Yoksa rant peşinde olanlar baz istasyonunu savunanlar mı?

Konunun -bu alanda 5 kitap yazmış- uzmanı, gündemden düşmeyen Tehlikeli Oyuncak ve Cep Tehlikesi kitaplarının yazarı Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker’e sorduk.

İşte Prof. Dr. Selim Şeker’in açıklamaları

“Sayın BTK başkanının böyle konuşması çok yakışıksızdır. Verdiği bilgiler eksiktir ve bütün ögretim üyelerini zan altında tutan beyanatı yanlıştır. Lütfen rant peşinde koşan örgütleri ve ögretim üyelerini korkmuyorsa açıklasın! “17 yıldır saptanmış tek olumsuz bir olay yokken…” ifadesi tamen yanlıştır ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmektedir. Tehlikeli Oyuncak ve Cep Tehlikesi kitaplarımda pek çok çalışma kaynak gösterilerek birçok olumsuz etki verilmiştir.

Dünyanın en önemli kanser uzmanlarından biri olarak bilinen Nobel ödüllü Amerikalı Devra Davis’in, 2010 yılında yayınlanan Disconnect (Bağlantıyı kes) kitabında cep telefonlarının (tümör, kanser gibi) sağlığa olumsuz -kesinleşmiş- etkileri konusunda “küresel bir alarm durumu” ilan edilmesi gerekirken, cep telefonu endüstrisinin büyük çabaları sonucunda bu cihazın zararlarını göstermeye çalışan saygın bilim adamlarının karalandığını, hatta dünyanın bir numaralı sağlık otoritesi Dünya Sağlık Örgütü’nde (WHO) bile cep telefonu zararları konusunda entrikalar döndüğünü yazdı. Pittsburg Üniversitesi Onkoloji Departmanı direktörü olan ve sayısız ödüle layık görülen Davis’in kitabında çok çarpıcı kesinleşmiş  örnekler  mevcuttur. Prof. Dr. Magda Havas ve C.Rees’in Healt Sos kitabında da önemli bilgiler yer almaktadır.

Endüstrinin kendi yaptırdığı araştırması cep telefonunun beyin tümörü oluşturduğunu göstermiştir.
Dr. George Carlo, dünya çapında bir epidemiologist olup 1993 yılında, 25 milyon dolarlık bütçe ile 6 yıl süren bir araştırma programı için CTIA (Hücresel Telefon Endüstrisi Birliği) tarafından -cep telefonlarının güvenli olduğunu ispat için- tutuldu. Sonuçta başaramadı. Cep telefonu kullanımının insanlarda çok önemli sağlık riski oluşturduğunu CTIA ile paylaştı ve bir kitap yazdı. Beyin tümörü ve patalojik değişiklikler gösteren bölgeden dolayı, cerrahlar ameliyatlarında hastanın hangi elle cep telefonu kullandığını rahatça anlıyabilmektedir. Bu kadar açık bir ilişki, Dr. Carlo’nun araştırmasından alarm sinyallerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kalp pili ile etkileşim, çocukların daha fazla enerji yutmaları, kan beyin duvarının (BBB) zarar görmesi bu alarm sinyallerine örnek gösterilebilir. En önemlisi radyo frekanslardaki radyasyonun, kan hücrelerinde yapısal degişiklikler (micronuclei) oluşturuyor olması ve bunun da genetik bozukluk oluşturup kansere imkân tanıması.

Bir defa maruziyet bir şey yapmaz, fakat devamlı kullanımın oluşturduğu kümülatif stres, vücudun tamir mekanizmasının kırılmasına neden olur.

Dr. George Carlo, Şubat 1999’da arka arkaya üç toplantı yapmıştır. Bu toplantıların birincisi CTIA’nın yöneticileriyle, ikincisi Uusal Yiyecek ve İlaç Yönetimi’nin (FDA) kuruluşlararası cep telefonu güvenligi için mevcut çalışma gurubuyla, üçüncüsü de CTIA’nın direktörler heyeti  ile gerçekleşmiştir. Her bir toplantıda Dr. Carlo CTIA’nın kendi çalışmalarının bulunduğu cep telefonu kullanımı beyin tümörüne sebep olduğu sonuçlarını sunmuştur.

Dr. Carlo’nun sunduğu bazı önemli bulgular şunlardır:
a) İstatiksel olarak önemli olan beyin kanser riskinin iki kat artması
b) 6 yıldan fazla cep telefonu kullananlarda akustik neuroma oluşma doz-cevap yanıtı, yani cep telefonu ne kadar fazla kullanılırsa, daha yüksek riskin oluşacağı
c) Cep telefonuna maruziyetten dolayı insan kanında genetik zarar oluştuğunun delilleri

Bu delillere örnek olarak BAZ istasyonları ile ilgili yapılmış üç adet araştırmanın özeti ise şöyledir:

1) İsrail’de yapılan bir çalışma [1]’ya göre baz istasyonundan 350 m uzaklığa kadar bölgede oturanlar, baz istasyonundan çok uzakta oturanlara göre 7 kat fazla kansere yakalanma riski artıyor.
2) Alman doktorların Naila kentinde 1000 hasta üzerinde yaptıkları araştırmada bazdan 400 m uzaklığa kadar bölgelerde oturanlar, daha uzaktakilere göre 3 kat artan kanser riskini rapor etmişlerdir [2].
3) İspanya’da yapılan bir araştırma 2004’te yayınlandı. Buna göre baz istasyonu yakınlarında depresyon vakalarında 59 kat, halsizlik şikâyetlerinde 40 kat ve konsantrasyon problemlerinde 20 kat artış gözlemlenmiştir. Bu problemlerin oluştuğu ortamdaki elektrik alan şiddetleri 0,25-1,3 (V/m) arasında olup 0,05 V/m’nin altındaki ortamlarda yaşayanlarla kıyaslanmıştır [3].

[1] Wolf R & Wolf D, 2004, Increased Incidence of Cancer near a Cell_Phone Transmitter Station, International Journal of Cancer Prevention, V1, No2
http://novapublishers.com/catalog/product_info.php?products_id=1881
[2] http://www.powerwatch.org.uk/news/20041118_naila.asp
[3] http://www.powerwatch.org.uk/news/20040809_spain.asp

“BTK Başkanı Acarer’in özelikle ‘Reflex’ ve ‘Bioinitiative’ raporlarını ‘muhakkak’ okumasını tavsiye ederim”

“Medyada kamuoyuna kasıtlı verilen yanlış bilgilerden biri de ülkemizdeki standartların Avrupa’dan daha iyi olduğudur. Standartlar kısa sürede oluşabilecek zararlardan korumak içindir. Uzun süreli maruziyet, standartın altında bile olsa ortaya çıkabilecek etkiler standartta nazara alınmıyor. Standartlar elektromanyetik radyasyonun sebep olduğu ısı artışını esas alır. Biyolojik değişliklere neden olan ısısal olmayan etkiler standartta yok kabul edilir. Cansız, ölü fantom modellerden elde edilen bilgiler standartta temel alınır. Bu ise canlı insanları koruyamaz! Yetişkin erkeklere göre hazırlanmış standartlarda kadınlar, yaşlılar, çocuklar nazara alınmamıştır.

Prof. Dr. Magda Havas ve C.Rees’in  Health Sos kitabında yer alan bilgilere göre, Bioinitiative Raporu (bu raporu Cep Tehlikesi kitabında bulabilirsiniz) yayınlandıktan sonra İsrail yerleşim bölgelerindeki binalarda anten konulmasını sınırlamış. Ayrıca insan kafasını anten, beyin dokularını radyo alıcı olarak kullanma özeliğindeki cep telefon frekanslarının kullanılmaması hakkında tavsiyelerde bulunmuş…

Ülkemizde kullanılan ICNIRP (Uluslararası İyonize Etmeyen Radyasyondan Korunma Birliği) ve IEEE (ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLERİ ENSTİTÜSÜ – ABD) standartlarını kıyasladığımızda; 900 MHz,1.800 MHz  ve 2-300 GHz aralıklarındaki standartlar hariç aynı olduklarını ,GSM ve 3G frekanslarında ise 900 MHz’de 68,75 katı fazla 1.800 MHz’de 48,58 katı fazla değerleri ICNIRP standart kabul ettiğini görüyoruz.

Dolayısıyla ICINIRP’ın Güvenlik Mesafeleri, IEEE değerlerine göre 68,75 ve 45,58 katı daha küçük olmuş oluyor. ICINIRP değerleri seçerken öncelikle IEEE’de ve diğer saygın dergilerde yayınlanan araştırmaları baz aldığına göre bu farkı izah etmeleri gerekir.
ICNIRP değerinin ,İsviçre’de 1/10’nu, İtalya’da genelinde 1/10’nu, hastane ve okullarda 1/30’nu, Lüksenburg’da 1/20’sini, Litvanya’da 1/100’nü alınıyor. Özellikle düşük frekanslarda manyetik alan değerleri, önerilen değerden 250-500 misli düşük olarak benimsemektedirler.

BTK’nın “Standart değerin ¼’ünü alıyoruz” açıklama bir aldatmacadır. Dünyada pek az ülke bu yola başvurmaktadır. Bu husus şayet bir tane baz varsa alınacak değerdir ki, çok özel bir durumdur. Etrafımızda kaç tane baz istasyonu olduğunu bilememekteyiz ve BTK bu bilgileri vermemektedir. AB’nin üyeleri farklı değerleri standart değer olarak kullanmakta ve Avrupa ülkelerindeki değerler bizdekilerden çok daha düşüktür. Standartların doğduğu ülke ABD’de  her eyalette, hatta askeriyenin kara, hava ,deniz kuvetlerinde farklı değerler kullanılmaktadır. ICNIRP değerleri, başkanlarının görüşüne, göre tepe değerler olup, altındaki değerler ülkelerin tercihine kalmıştır.

Avrupa Parlementosu geçtiğimiz günlerde 522’ye 16 oyla maruziyet standartların artık geçerliliklerini yitirdiğinden biyolojik temelli yenilerinin oluşmasını istiyen bir karar almışlardır.

Sayın Acarer’in dediği gibi fikrini söyleyen herkes uzman degildir.Kendisi de uzman değildir ve zaman zaman konuyu gündemde tutacak beyanatlar vermektedir."

İyilikgüzellik-özel-