İşte o yazının önemli bölümleri…
BİRKAÇ yıl önce “Yiyecekler de yalancı oldu” diye bir makale yazmıştım. Sahte olmayan ve sağlığı destekleyen, korkusuz yiyebileceğiniz yiyeceklerin de listesini vermiştim. Geçen hafta New York Times isimli dergide, besin uzmanlarının yaptığı açıklamalarla benim “masum” listemdekilerin de artık yalancı olduğu ortaya çıktı. İşte o liste:
ZEYTİNYAĞI: Özellikle İtalyan zeytinyağı olarak satılan yağların yüzde 70’i İtalyan değil. Dünyanın çeşitli yerlerinden İtalya’ya ithal edilen yağlar, İtalya’da şişeleniyor ve bu aşamada soya yağı, sebze yağı gibi ucuz yağlarla karıştırılıyor. Tabii bu karıştırma sırasında rengi açıklaşınca da içerisine koyulaşsın diye “kleklorofil” ekleniyor.
BAL: Çocuklar sevsin diye ayıcık şekilli şişelerde satılan balların içeriğini iyi okumanız gerekiyor. Zira bal diye aldığınız “tatlı şey”, bal kokulu mısır şurubu olabilir.
BALIK: “Balığın da sahtesi mi olur?” demeyin. Balık olmasına balık olabilir ama restoranda önünüze mangalda pişmiş tuna balığı veya lüfer yerine Uzakdoğu’dan ithal edilen dondurulmuş “escolar” isimli balık getirilebilir. “Denizden babam çıksa yerim” kuralını bozan bu balık, yediğinizde ciddi sağlık sorunlarına sebep olabiliyor ve tadı ayırt edilemiyor.
NAR EKŞİSİ: Aldığınız şişenin içerik kısmında doğal renklendirici ve karamel isimlerini gördüğünüz an sahte nar ekşisi şişesi taşıdığınızı fark edin.
SAFRAN: Son derece pahalı olan safranı aktarlardan iyi fiyatlara bulduğunuzu düşünüyorsanız muhtemelen kendinizi kandırıyorsunuz. Çünkü yarım kilosunun normalde yaklaşık 5000 dolar olması gerekiyor. Size çok ucuz fiyatlar veriliyorsa o paketin içeriği muhtemelen tarladan toplanmış kırmızı çiçek ve kırmızı soğan kabuğundan yapılmış, içine safran parfümü eklenmiş kırmızı bir tozdan ibarettir.
KAHVE: Kahveyi çekirdek alıp kendiniz öğütün. O kahverengi tozun yüzde kaçının kahve olduğu ciddi bir tartışma konusu.