1 Kilo Kas, 4 Kilo Vücut Ağırlığına Eşit!

Yetişkin Sağlığı
Spor, egzersiz hayatımızın neresinde olmalı? Zayıflamak için diyet yeterli mi? Yaz öncesinin klasik sorularına yanıt ararken diyetisyen Yasemin Sancak’a sordum: Ne yiyelim, nasıl ve ne kadar spo...
EMOJİLE

Spor, egzersiz hayatımızın neresinde olmalı? Zayıflamak için diyet yeterli mi? Yaz öncesinin klasik sorularına yanıt ararken diyetisyen Yasemin Sancak’a sordum: Ne yiyelim, nasıl ve ne kadar spor yapalım?

Spor kilo aldırır mı?
Doğrusu tek başına spor yapmak değil, kesinlikle yaşam şekli değişikliğidir. Tıbbi bir beslenme tedavisi ve egzersizin bütünleşerek yaşam şekline dönüştürülmesidir. Ama burada bireyler hep bir endişe taşıyor. Yaşam şekli değişikliği tanımlaması onları ürkütüyor.

‘Acaba bana hiç yapamayacağım şeyleri mi yaptıracaklar? Aç mı yaşayacağım? Sürekli yürüyüp koşacak mıyım?’ gibi endişeler gelişiyor. Sadece spor yaparak zayıflamaya çabalayanlar da var. Spor yapınca insanlar kendisinde bir yeme yetkisi görmeye başlıyor.

“Nasıl olsa spor yaptım artık yiyebilirim, kendimi ödüllendirebilirim” diye düşünüyorlar. Spor yapanların düştüğü ikinci bir hata da düzensiz beslenerek spor yapmaları. Oysa spor yapanların beslenmelerine de çok dikkat etmeleri gerekiyor.

Özetleyecek olursak, zayıflamak için spora başlayanların yaptıkları hatalar neler?
1. Spor yapan kişi “İstediğimi yiyebilirim” diyor! Sabah beyaz ekmekle, reçelle, balla çok kuvvetli bir kahvaltı yapıyor. Öğle yemeğinde de aynı mantıkla akşam yapacağı spora güvenerek yemeği abartıyor. Böylece kişinin şekeri hızla yükseliyor ve iştahı daha da açılıyor.

2. Spor yapan kişi diyetini abartıyor! “Spora başladım, sıkı diyet de yapayım daha çok zayıflarım” diye düşünüyor. Sabah kahvaltısında diyetisyenin verdiği bir dilim kepekli ekmeği bile yemiyor, öğle yemeğini hafif bir sebze ile geçiştiriyor, üzerine bir de egzersiz yapınca vücut gece büyük bir iştah hissediyor. Ve gözü dönen kişi gece ne bulduysa yiyor! Bu arzu öyle frenlenemez bir hal alıyor ki özellikle de şekerli bir gıda arıyor, buluyor ve tüketiyor. Böyle çok hastam var. Haftada 4-5 gün, günde en az 2 saat egzersiz yapıp kilo veremeyen birçok hastam hep aynı hataya düşüyor.

3. Bir de fazla egzersiz yapanlar var. Biz diyet yapanlara haftada 3 veya 4 gün 30 ile 45 dakika arasında yürüyüş öneriyoruz. Ama kişide öyle bir hızla zayıflama isteği varsa “Ben yürümeyeyim, koşayım ya da spor salonunda ağırlık kaldırayım, terleyeyim” diyor.

Biz onun yağ kaybetmesini beklerken o ağırlıkların altına girerek kas yapıyor. Böylece daha çok kilo alıyor. Yağ yakımı için gerekli egzersiz belli formülü vardır. Aşırı vücudu zorlayan egzersizler yağ yakımına engel olur. Bunu da ikiye bölebiliriz. Aktivitenin şiddetinin fazla olması halinde kas kütlesinin hızlı artışıyla kilo alır. İkincisi de çok fazla ağırlık çalışarak kilo almak. Düşük ağırlıkla sık egzersiz yapılırsa yine yağ yakar ama çok şiddetli yaparsa o zaman kas yapar ve kilo artırır.

Formül 220 – Yaş

Peki kilo vermek için nasıl bir egzersiz yapmalıyız?
Daha orta derecede bir yürüyüş, kendimizi aşırı derece yorarak değil. Onun da bir formülü var. 220 eksi yaş. Bunun yüzde 50’si minimum egzersiz dozu. Yüzde 50’si canlandırma eşiği denen yer. Örneğin 40 yaşında bir kişi 220’den çıkardığımızda 180. 180’in yarısı yani 90 nabız hızı, o kişi için hiçbir şeyin başlamadığı bir nokta. 90’dan yola çıkarak 95’lere geldiğinde hafif hafif yağ yakımı başlıyor. Biraz daha üzerine çıktığında yağ yakıyor ama daha da aşırıya kaçtığında o zaman vücudun yağ yakımı değil kas kütlesi geliştiren bir egzersize dönüşüyor. Yani çok fazla efor sarf ediyor ve kas kütlesi artıyor. Bu kas artışı da zaten kilo almak demek.

Kas yaparsak kilo mu alırız?
Evet, 1 kilo kas yapmak 4 kilo almak anlamına geliyor. Çünkü kas çok su tutan bir kütledir. 1 kilo kas 2.7 kilo su tutar. Hep duyarız ya kısa sürede aşırı kilo verdi diye… Burada da tehlike ters yönlü. Kişi kas kütlesinden kaybeder. Çünkü kas kütlesi vücut için önemlidir. Kalbimiz de kaslardan oluşur ve aşırı kilo kayıplarında vücudun tüm kasları, hatta kalp kasları da zarar görür. Diyet sırasında hastanın kilosuna bakmak değil, yağ kas dengesine bakmak gerekir. Hızlı kilo kaybederseniz metabolizmanız yavaşlar. Defalarca şok diyet yapan insanlar işte bu nedenle kilo veremez hale gelirler. Dolayısıyla yapılması gereken, kişinin diyet öncesinde mutlaka bir dahiliyeci ya da endokrinolojik muayeneden geçmesi. Sonrasında vücut analizi ve metabolizma hızı ölçümü yapılmalıdır. Çünkü eğer metabolizma hızı ölçülmezse kişi diyet yaparken de şişmanlayabilir.

Kastan kaybetmek, yağdan kaybetmek nasıl oluyor?
İşte önemli olan bunu ölçümlemek. Biz kişiyi her kontrole geldiğinde ölçüyoruz ve hangi hafta neresinden ne kadar azaldığını görüyoruz. Diyetini de ona göre yönlendiriyoruz. Bazı merkezler sadece baskülle hastanın ağırlığını ölçüyor. ‘50 kiloydunuz 45’e düştünüz’ diyor ama burada kayıp nereden olmuş belli olmuyor. Önemli olan kas değil yağın kaybedilmiş olması çünkü. Kas eşitir metabolizma diyebiliriz. Çünkü kasımız fazla ise metabolizmamız da iyi çalışır. Dolayısıyla kas kütlemizi korumamız şart. Ama kilo vermek için aşırı egzersiz yapıp aşırı derece kasımızı artırırsak bu sefer de kas ağırlığı nedeniyle kilomuz artacaktır. Dengeyi korumak çok önemli. Doğru sporla birlikte doğru diyet de yapılmalı. Aşırı ağır diyetlerle yağ değil kas kaybederiz ki bu da bizim metabolizma hızımızı düşürür.

Sağlıklı zayıflama programına başlamadan önce
1.Metabolizma Hızı Ölçümü:
Her bireyin enerji ihtiyacını, en doğru şekilde saptayabilmek için, bireyin metabolizma hızının ölçülmesi gereklidir. Metabolizma hızı, parmak izi gibidir. Kişiye özel bir beslenme programından söz edilecekse en temel nokta, metabolizmanın formülle hesaplanmayıp, oksijen tüketimiyle ölçülmesidir.
Metabolizma nasıl hızlandırılır?

Sık öğün tüketimi:  3 ana öğüne ek olarak, mutlaka ara öğünlerin tüketilmesi önerilir. Ara öğün tüketmek vücudu çalıştırıp, metabolizma hızınızı sürekli yüksek tutar.
Egzersiz yapmak: Düzenli hareket edip kalori harcayarak kısa vadede ve kas kütlenizi artırarak uzun vadede metabolizma hızınızı artırmak oldukça faydalıdır.
Yeterli ve dengeli beslenme: Diyette değişiklikler yapılması, farklı yiyeceklerin, farklı zamanlarda tüketilmesi metabolizmanın kendini korumaya almaması, kilo vermeye devam etmesi için çok önemlidir. Optimal beslenme, vücuda gerekli olan tüm besin öğelerinin, tüm öğünlerde yeterli ve dengeli miktarlarda alınmasıdır.

Önerilenden fazlasının tüketimi kilo alımına neden olacağı gibi, azı da metabolizmayı yavaşlatabilir. Bu nedenle metabolizma hızınızın oksijen tüketiminizle ölçümü sonrasında, diyetisyeninizin önereceği miktarların azını veya fazlasını tüketmemelisiniz.

Sıvı tüketimi: Metabolik hızın azalmaması, sindirim, emilim gibi görevlerin yapılabilmesi, hücre, doku, organ ve sistemlerin çalışması için, atıkların vücuttan atılması ve vücut ısısının dengelenmesi için; uyanık olduğunuz her saat dilimi içerisinde 1 küçük bardak su tüketmeye özen gösterin. Özel bir sağlık probleminiz yoksa, toplam 2.0-2.5 litre su tüketimini ihmal etmeyin.
Diğer faktörler: Bunun dışında, metabolizma hızını artırdığı söylenen besin destekleri, karışım çaylar, bazı baharatlar, sabah sıcak, limonlu su veya greyfurt suyu içmek gibi öneriler duyabilirsiniz. Bunların birçoğunun kanıta dayalı etkileri yok denecek kadar azdır. Kendinize ve başaracağınıza inanmak en büyük destek olacaktır.

2. Detaylı vücut analizi:
Özel ölçüm cihazıyla, vücut ağırlığınız, yağ oranı ve miktarınız, bölgesel yağ dağılımınız, kas ağırlığınız, su oranınız, kemik mineral oranınız, ödem miktarınız, metabolizma yaşınız, doku altı ve organ çevresi yağlanmanız gibi pek çok değerin her görüşmede ölçümü yapılmalı, kilo takibiniz buna göre şekillenmelidir.

3. Beslenme alışkanlıklarınza göre belirlenen zayıflama planı:
Diyetisyeniniz tarafından hazırlanan, sağlıklı ve kalıcı kilo yönetimi programı kullanılmalıdır.

4.Genel muayene:
Tiroit, şeker, kolesterol gibi ‘biyokimyasal bulgularınız’ değerlendirilmelidir.