Aman Susuz Kalmayın!

Şifali Bitkiler
Vücudumuzun neredeyse yüzde 70’i sudan oluşuyor. İnsan vücudu suyu kendi sıcaklığını düzenlemek, eklemlerimizi ve organlarımızı korumak ve hücrelere oksijen nakline yardımcı olmak için kullanıyo...
EMOJİLE

Vücudumuzun neredeyse yüzde 70’i sudan oluşuyor. İnsan vücudu suyu kendi sıcaklığını düzenlemek, eklemlerimizi ve organlarımızı korumak ve hücrelere oksijen nakline yardımcı olmak için kullanıyor. Bu nedenle su seviyesindeki en küçük bir değişiklik bile dehidrasyona yol açabilir.

Vücudunuzun susuz kaldığını şu belirtiler sayesinde anlayabilirsiniz;

1. Ağzınız kurur ve diliniz şişer: Susarsınız, diliniz şişer. Dehidrasyondan kaçınmanın en iyi yolu her susadığınızda bol bol su içmektir. Fakat yeterince su içtiğiniz halde kendinizde dehidrasyon belirtileri fark ederseniz, bunun altında yatan başka bir problem olabilir.

2. İdrarınız koyu sarıdır: Kan basıncınız düşerken ve dokular kururken, böbrekler harekete geçer ve idrarı yoğunlaştırarak ya da idrar üretimini tamamen durdurarak kendisini korumaya çalışır. İdrar daha yoğun hale gelince rengi de koyu sarı oluncaya kadar koyulaşmaya devam eder.

3. Kabızlık başlar: Sağlıklı olduğunuzda yediğiniz gıdalar kalın bağırsağın aşağı kesiminde özgürce hareket eder. Bağırsaklar, yiyeceklerden suyu emer ve atıkları bırakır. Bunlar da dışkı olarak atılır. Ancak bağırsaklar çok fazla suyu emdiğinde ya da bağırsak kaslarının büzülmesi yavaş olduğunda kabızlık oluşur. Susuz kaldığınızda da bağırsaklar suyu tutmaya çalışacak ve yiyeceklerdeki suyun daha fazlasını emecek. Bu da kabız olmanıza yol açacak.

4. Cildinizin esnekliği azalacak: Dehidrasyon cildin esnekliğini azaltır. Doktorlar gerçekte dehidrasyonun ne kadar hızlı ilerlediğini ölçmek için cilt esnekliği testini kullanırlar. Temel olarak, elinizin üst kısmındaki deriyi çimdikleyip yukarı doğru çeker ve sonra bırakır. Normal gerginliğe sahip olan cilt hızlıca eski haline döner. Ancak, susuz kalan cilt bir süre öylece kalır ve daha yavaş normale döner. Bu susuzluk için en iyi test olmasa da, cildin esnekliğini anlamada iyi bir belirtidir.

5. Çarpıntınız vardır: Kalbin düzenli olarak çalışması için sağlıklı ve normal vücut sistemlerine ihtiyacı vardır. Kalp kandaki akış azalması ve dehidrasyona bağlı elektrolit değişikliğinden hemen etkilenir. Ve daha hızlı çarpmaya başlar.

6. Kas krampları ve spazmlar oluşur: Sodyum ve potasyum gibi elektrolitler kaslarımızın kısalması için kullandığı demiri şarj eder. Eğer kronik dehidrasyon oluşursa, elektrolit dengesi bozulur ve bu da egzersiz sırasında ya da sonrasında sürekli kas kramplarına ve spazmlarına yol açar.

7. Kendinizi sersemlemiş hissedersiniz ve başınız döner: Kan miktarındaki ve basıncındaki düşüşle, dehidrasyon kendinizi sersemlemiş hissetmenize, güçsüzleşmenize veya başınızın dönmesine neden olur. Bununla ilişkili belirtilerden biri, hızlıca ayağa kalktığınızda oluşan ani baş dönmesidir. Bu ortostatik hipertansiyon olarak isimlendirilir.

8. Kendinizi yorgun hissedersiniz: Yeterli su tükettiğinizde kan dolaşımını düzenlemek için su hücrelerden kan dolaşımında doğru hareket eder. Ancak kronik dehidrasyon oluşunca kan miktarı ve basıncı düşer. Kaslarınız ve sinir fonksiyonları yavaşlar ve çok çabuk yorulursunuz.

9. Gözyaşı üretimi durur: Gözyaşları gözleri temizlemek ve yağlamak için kullanılıyor. Tüm gözyaşları su içerir. Bu nedenle su seviyesi azalınca, gözyaşı üretimi durur.

10. Hararet basar: Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde kilit rol oynar. Hararet başladığı zaman terleriz. Terle birlikte vücut sıcaklığımız düşer. Çünkü terin çoğu sudan oluşuyor. Sıvı kaybettiğimizde terlememiz durur ve çok hızlı ateş basar.