Aspirinin icadı ve tarihçesi

İlaç
Aspirin, dünyada her derde deva olarak bilinen en çok kullanılan ilaçlardandır. Aspirinin icadı sonrası zamanla bu ilacın kanserden ağrılara kadar pek çok farklı alanlarda da kullanılabileceği ortaya ...
EMOJİLE

Aspirin, dünyada her derde deva olarak bilinen en çok kullanılan ilaçlardandır. Aspirinin icadı sonrası zamanla bu ilacın kanserden ağrılara kadar pek çok farklı alanlarda da kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. İçeriği asetilsalisilik asit olan aspirin söğüt ağacından üretilir.Aspirin kimyager Felix Hoffmann tarafından bulunmuştur.

Aspirinin icadı

Mailce sitesinde yer alan habere göre, Bayer’in kimyageri olan Felix Hoffmann, 1897 yılında  salisilik asidi, asetik asit ile birleştirmiş saf asetilsalisilik asidi bulmuştur. Böylece ağrı kesici ve ateş düşürücü olan aspirin yani ASA bulunmuştur. Bu icad ile Avrupa’da 1900’lü yıllarda başlayan grip salgını yok edilmiştir ve ASA o noktadan sonra aspirin olarak adlandırılmıştır. Başlarda ağrı ve Ateş düşürmesi ile bilinen aspirinin zamanla kanı sulandırması, kalp krizi ve felci önlemesi ve belirli kanser türlerinde etkili olması sebebi ile bir mucize ilaç olduğu kabul edilir.

Felix Hoffmanın aslında aspirini bulmasının ana amacı, babasının romatizma nedeni ile çektiği ağrılardır. Kullanılan ağrı kesicilerde salisilik asit yanı sıra sodyum salisilat bulunmaktaydı. Sodyum salisat nedeni ile hastaların çoğunluğunda mide şikayetleri ve kötü tat şikayeti bulunmaktaydı.  Aspirini bulduktan kısa bir süre sonra Hoffman, morfini sentezleyerek eroini bulmuştur. Eroin o dönem başlayan 1. Dünya savaşında yaralanan askerlere ağrı kesici olarak verilmiş ve zamanla alışkanlık yaptığı fark edilince ilaçlıktan çıkarılmıştır.

1971 yılında İngiliz farmakolog Sir John R.Vane, aspirinin metabolizmada ağrıyı nasıl kestiğini çözdü. Böylece, aspirinin hangi sürede nasıl etki ettiği ortaya çıkmıştır. Bu buluşla Vane, 1982 yılında Nobel Tıp Ödülünü almıştır. Kanadalı Prof. Doktor JM: Barnett beyin felcine ve felç kaynaklı ölüm riskini aspirinin düşürdüğünü buldu. 1985 yılından itibaren kalp krizi geçiren kişilere aspirin önerilmeye başlandı. Zamanla kalp hastalıklarında sıklıkla aspirin kullanılmaya başlandı.

Aspirinin zamanla, hamilelikte ölü doğumları engellediği, şeker hastalığına bağlı olarak gözde retina tabakasını ve böbreklerin kılcal damarlarının tıkanmasını engellediği, kolon kanserini engellediği, düzenli ve uzun süre kullananlarda kanser riskini %40 kadar düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Aspirin bugün hala Bayer’in en önemli ilacıdır. Bugün hala hakkında araştırmalar yapılmaktadır ve bu konuda Bayer firması halen destekler vermektedir.