Ajanshaber.com’da yer alan habere göre, Türkiye’de her iki kişiden birinde görülen göz kuruluğunun başlıca sebepleri olarak, gözyaşı yetersizliği ve kalitesinin düşmesi gösteriliyor. Genellikle her iki göz de bu hastalığın etkisine giriyor. Gözyaşı, gözyaşı bezleri ve göz kapaklarının iç yüzeylerini kaplayan tabaka tarafından salgılanıyor. Gözyaşı kalitesinin bozulması, beraberinde gözdeki bağışıklık sistemini de etkiliyor ve bu da gözü her türlü enfeksiyon ve iltihabi duruma karşı savunmasız hale getiriyor.
SİZDE GÖZ KURULUĞU VAR MI?
Peki sizde göz kuruluğu olup olmadığını nasıl anlarsınız? Gözde batma hissi, kaşıntı ve yanma ilk belirtiler olarak göze çarpıyor. Diğer belirtiler ise şöyle: Gözlerinizde yabancı bir madde bulunduğu hissi, gözlerinizin içinde veya çevresinde ip gibi mukoza, gözlerin duman veya rüzgardan ötürü tahrişinde artış, uzun süre boyunca bir şey okuduktan sonra göz yorgunluğu, kontak lens takmada zorluk.
Menopoz sonrası durum, guatr diye bilinen tiroit bezi hastalıkları, alkol, anti-alerjik ve anti-depresan ilaçlar, uyku ilaçları, şeker hastalığı, kimyasal yanıklar ve hipertansiyon göz kuruluğuna sebep olabiliyor. Kuru göz hastalığında en şiddetli tip ise “Sjogren sendromu” adı verilen tür. Bu durumda kişinin gözünde neredeyse hiç gözyaşı olmuyor.
GÖZ KURULUĞU TEHLİKESİNE KARŞI NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Öncelikle, hem reçeteyle hem de tezgah altı satılan ve göz kuruluğuna yol açabilen ilaçları kullanmamaya özen göstermelisiniz. Diüretikler yani yaygın olarak yüksek tansiyonu tedavi etmede kullanılan ilaçlar, antihistaminler ve dekonjestanlar, uyku hapları, trisiklik antidepresanlar, akne tedavisine yönelik isotretinoin türü ilaçlar ve haşhaş tabanlı ağrı hafifleticiler bunlar arasında sayılabilir.
Tüm sıvılar gibi, gözyaşlarının da havayla temas ettiğinde buharlaştığını unutmayın. Buharlaşmayı yavaşlatmak amacıyla yapabileceğiniz bazı kişisel bakım önerilerini ise şu şekilde sıralamak mümkün.
– Rüzgarlı zamanlarda gözlük kullanın, yüzerken de yüzücü gözlüğü takın.
– Göz damlalarınızı, gözleriniz tahriş olduktan sonra değil, önce kullanın.
– Evinizdeki nem oranını yüzde 30 ila yüzde 50 arasında tutmaya çalışın.
– Sıklıkla göz kırpın.
– Gözlerinize saç kurutma makinelerini, klimaları ve pervaneleri direkt doğrultmayın.
– Gözlerinizi ovmayın.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ ÇOĞALIYOR
Göz kuruluğu genellikle kalıcı hasara neden olmuyor. Ancak görüşünüzde meydana gelen azalma da sizin tıbbi tedaviye başvurmanızı gerektirebilir. Eğer, uzun bir süredir göz kuruluğu semptomları sizde mevcutsa bir uzmana görünmeniz faydalı olacaktır. Tedavi edilmediğinde kornea tutulumu ile körlüğe kadar giden bir seyir izleyen göz kuruluğuna son teknolojilerle çare bulunabiliyor. Hastanın kendi kanından alınarak yapılan otolog serum, göz kuruluğu ve göz kuruluğuna bağlı kornea ve göz kapaklarının iç yüzeylerini kaplayan tabakada oluşan sorunları tedavi ederek hastayı önemli ölçüde rahatlatıyor.