Domuz Gribi Hakkında Herşey…

Hastalıklar
Domuz gribine yakalananların ve bu nedenle hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken, hastalık hakkında kafa karışıklığı da devam ediyor. Hastalığın ikinci dalgasının başladığı, aşısının ge...
EMOJİLE

Domuz gribine yakalananların ve bu nedenle hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken, hastalık hakkında kafa karışıklığı da devam ediyor.

Hastalığın ikinci dalgasının başladığı, aşısının geliştirildiği ve hastalığın sıradan gripten daha tehlikeli olduğu herkes tarafından bilinen gerçekler. Ama çoğu kez gerçekler soru işaretleri ve abartılar arasında farkedilmez oluyor.

Geliştirilen aşı etkili mi yoksa tehlikeli mi? Hastalık daha da tehlikeli olacak mı? Organik gıdalar bizi hastalıktan korur mu? Bugüne kadar domuz gribi hakkında pek çok mit üretildi ve anlaşılan daha da çok üretilecek. Bilimadamları üretilen mitlere cevap veriyor;

Belirtileri sıradan griple aynı

Ateş, sıradan gribinin en önemli belirtilerinden biridir. Domuz gribine yakalananların yarısından çoğunda ise ateşe rastlanmıyor. Bilimadamları domuz gribi hakkında yanlış bilinenlerin başında gelen bu ufak ayrıntı için uyarıyor ve erken teşhisin önemini vurguluyor.

Domuz gribinin belirtileri sıradan bir gribin belirtilerine benzeyebilir fakat genellikle hastalık kendini bu şekilde göstermez. Bulantı, mide krampları ve ishal genel belirtiler olmasına rağmen hastaların yarısından fazlasında, vücut sıcaklığında herhangi bir yükselme olmuyor.

Sıradan grip domuz gribinden daha ölümcül

“Domuz gribi de sıradan bir virüs, gelip geçer” diyenlerin bir kez daha düşünmesi gerekiyor; rakamlar ve araştırmalar dikkat çekici.

Dünya çapında şimdiye kadar domuz gribinden ölenlerin sayısı 5000’i civarında ancak geçen yıl sadece ABD’de 36 binden fazla insan sıradan grip nedeniyle hayatını kaybetti. Bu rakamlardan yola çıkılarak domuz gribinin sıradan gripten daha az öldürücü olduğu düşünülebilir ama bilimadamları bunun yanlış olduğunu belirtiyor.

Bilimadamlarına göre bu sayıların doğrudan karşılaştırılmaması gerekiyor. Washington Üniversitesi’nden Lone Simonsen sıradan grip salgınlarında ölümlerin genellikle, salgın başladıktan sonraki ayda yaşandığına, bunun sebebinin de sıradan gribin akciğer enfeksiyonu, kalp krizi, inme gibi dolaylı yollarla ölüme yol açtığına dikkat çekiyor. Buna karşın domuz gribin etkisi doğrudan oluyor.

Sadece zayıf ve hastalar etkilenecek

Mitlerden bir başkası ise sağlıklı ve bağışıklığı güçlü olanları bu virüsten etkilenmeyeceği, sadece hasta ve zayıflar etkileneceği yönünde.

Bilim adamları hasta olanların sadace yüzde 20’sinin, astım hastaları, sigara bağımlılıları, hamileler ve diyabet hastaları gibi daha az dirençli kişiler olduğuna dikkat çekerek bu mite karşı çıkıyor.

Buna karşı 1957’deki grip salgınındaki virüslerle bugünkü domuz gribi virüsü, H1N1 arasında pek çok benzerlik olduğu için yaşı 50’nin üstündeki kişilerin hastalığa karşı vücutlarında antikor taşıdıkları tahmin ediliyor. Yine de nüfusun çok az bir kısmının virüs için gerekli ankitorlara sahip olduğunu belirten bilimadamları, virüsü akciğerlerimizin en derinlerinde saklanan düşman olarak nitelediriyor.

Organik besinler beni korur

Sigarayı bırakmak, fazla kilolardan kurtulmak ya da alkol tüketimini azaltmak hastalık riskini düşüren faktörler. Bununla birlikte domuz gribine yakalanmayı engelleyeceği düşünülen pek çok faktör aslında işe yaramaz.

Yapılan araştırmalara göe organik yiyeceklerin yenilmesi ile hastalığa direnç arasında bir bağlantı yok. Çoğu kişinin düşündüğünün aksine D vitamini de hastalığa karşı etkisiz.

Ayrıca bol bol el yıkamak ve maske takmak hastalığa yakalanma olasılığını azaltıyorsa da ortadan kaldırmıyor. Kanada’da bir hemşire uygun maske takmasına rağmen hastalığa yakalanmıştı.