Diş tedavisinden önce bilinmesi gerekenler

Hastalıklar
TRT Haber’e göre, Dişleriyle sorun yaşamayan insan yok gibi. Bunun en önemli nedeni de çoğu insanın diş fırçalama alışkanlığının olmayışı. Üstelik eğitimli-eğitimsiz fark etmiyor. Yıllarca dişlerini f...
EMOJİLE

TRT Haber’e göre, Dişleriyle sorun yaşamayan insan yok gibi. Bunun en önemli nedeni de çoğu insanın diş fırçalama alışkanlığının olmayışı. Üstelik eğitimli-eğitimsiz fark etmiyor. Yıllarca dişlerini fırçalamayan bu nedenle de dişlerini kaybeden binlerce insan bulunuyor. Dişlerle ilgili en çok rastlanan problem; çürük.

Eskiden sorun çıkaran dişleri çekme eğilimi varken günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile çürüyen diş, dolgu ve kanal tedavisi ile kurtarılabiliyor.

Kurtarılamayan dişler için de çözüm var. Giderek yaygınlaşan implant yani yapay diş kökü sayesinde kaybedilmiş dişin aynısını yapmak mümkün olabilmekte. Protez, düzgün olmayan çapraşık dişler için uygulanan ortodonti gibi dişlere yönelik çok sayıda tedavi yöntemi mevcut.

Diş Hekimliği, malzeme kullanımının yoğun olduğu bir alan. Üstelik kullanılan malzemelerin neredeyse tamamı yurtdışından ithal ediliyor.

Milyonlarca kişinin diş tedavisine ihtiyacı olduğu Türkiye’de, çoğu insan bu tedavilere ulaşmakta sorun yaşıyor. Bunun da belli nedenleri var.

Son yıllarda Sağlık Bakanlığı’nca açılan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri ve Diş Hastaneleri olmasına rağmen (özellikle belli bölümlere olan) yoğun talep karşılanamıyor.

Ayrıca diş tedavilerindeki yüksek fiyatlar insanları kara kara düşündürüyor. Devlet ya da üniversite hastanelerinde tedavi imkânı bulamayanlar, özel hastane, klinik ve muayenehanelere yöneliyor. Buralarda ise yüksek fiyatlar ortaya çıkabiliyor.

Üstelik çoğu zaman da alınan tedaviden memnun kalınmayabiliyor. İyi uygulanmayan tedaviler sağlığı olumsuz etkiliyor.

Prof.Dr.Taner Yücel- Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı

Ülkemizde halkımızın yüzde 90’ının ağzında diş çürüğü ve diş eti hastalıkları var. Türkiye’de 12 yaş çocuklarında DMFT oranı (muayene edilen bireylerdeki toplam çürük,eksik diş ) %5,7’dir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 yılı DMFT hedefi %1’dir. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde verilen ağız diş sağlığı hizmeti topluma sadece sayısal olarak hizmet erişimine yönelik artış sağlamakta; nitelik, kültürel ve sosyal olarak gelecek nesillere ölçülebilir bir iyileştirme yaratamamaktadır. Bu aksaklıklar nedeni ile insanlar doğru ve zamanında ağız diş sağlığı hizmeti alamayınca tedavilerini erteliyor, unutuyor, alışkanlıklar tam tersine dönüyor. Yani kötü bir ağız bireyin genel sağlık durumunu da negatif etkiliyor. Ülkemizdeki tablo bu.

DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN MALZEME FİYATLARI NASIL BELİRLENİYOR?

Diş tedavilerinde kullanılan malzemeler uluslararası ISO standartlarına göre belirlenir ve buna uygun malzemeler serbest piyasa koşulları çerçevesinde ilgili firmalarca ağırlıklı ithalat ile ülkemize getirilmektedir. Bu konuda oldukça gelişmiş ve dünyaya açılmış bir sektörümüz var. Uluslararası çalışan firmalara sahibiz. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği ve SUT tebliğleri ile ilan ettiği fiyatlar çok düşük seviyede tutulduğu için ülkemizde ve özellikle kamuda ihale usulü yapılan alımlarda uygun olmayan malzemelerin alındığı ve kullanıldığı sıkça ifade edilmektedir..Muayenehanelerimizde uygulanmakta olan ücret tarifesi; TDB’nin bilimsel metotlara dayalı hazırlattığı ve her yıl güncellenebilen ve maliyet analizine dayalı olarak belirlenmektedir. Sağlıklı bir ağız diş tedavisi için diş hekiminin mutlaka belli süre ayırması ve de uygun ve kaliteli malzemeleri kullanması gerekmektedir. Tedavi ücretlerinin belirlenmesinde de diş hekiminin her tedavide kullanması gereken süre ve asgari malzeme fiyatları göz önüne alınmaktadır. Vatandaşlar, güncel fiyatları www.tdb.org.tr adresinden ayrıntılı bir şekilde görebilirler.

SORUNLAR KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ İLE ÇÖZÜLEBİLİR…

Ülkenin her yöresinde hemen her sokağında bulunan muayenehanelerin topluma verilecek hizmet bakımından acilen devreye sokulması gerektiğini düşünüyoruz. Sağlık Bakanlığının da artık zaman geçirmeden koruyucu ağız diş sağlığı hizmetlerine yönelmesinin zorunluluğunu her vesileyle dile getiriyoruz. Bazı resmi ağızların kamu–serbest diş hekimliği hizmetlerini birbirine rakip gibi göstermelerini son derece yanlış buluyoruz. Koruyucu hizmetlerin ülke genelinde yapısal organizasyonunda Türk Diş hekimleri Birliği mevcut potansiyeli ile Bakanlık çalışmalarına destek vermek üzere hazır olduğumuzu sizin aracılığınızla da tekraren belirtiyoruz. Yani kamu-özel potansiyelinin akılcı kullanılmasının gücü ile ülkemizde ağız diş hastalıklarının zaman içersinde önüne geçilebileceğini söylüyoruz.

SGK İLE ÖZEL MUAYENEHANELER ARASINDAKİ ANLAŞMA SAĞLANACAK MI?.

Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik’in de olumlu bularak Ekonomik Koordinasyon Kuruluna sunduğu çalışma ne yazık ki; maliyet gerekçesi ile gündemden şimdilik düşürülmüştür. Ülkemizin ve halkımızın böyle bir sisteme acil ihtiyacı var.

ÖNERİLER… Vatandaşlarımıza ilk önerimiz; günde en az iki defa en az 2 dakika dişlerini fırçalamak için kendilerine zaman ayırmaları ve bunu bir alışkanlık haline getirmeleri gerekmektedir,zira diş çürüğü ve eti hastalıkları önlenebilir hastalıklardır ve bunun en ucuz ve en garantili tedavisi de budur. Ve çocuklarımıza bu alışkanlığı verebilmek için ebeveynlerin örnek olmaları gerektiğini düşünüyoruz. İkinci önerimiz kesinlikle hastalıklarının tedavilerini ötelemesinler. Basit tavsiye veya tedavilerle giderilecek sorunlar, geçen her süre sonunda daha da büyümektedir. Üçüncü önerimiz; şikayet olmasa dahi 6 ayda bir diş hekimine kontrol muayenesine gitmeleridir. Var olan sorunları ve tedavi süreci hakkında diş hekimlerinden rahatlıkla bilgi almalılar. Randevularına zamanında gitmelerini öneririm.

Prof.Dr.Aslıhan Üşümez-Bezm-i Alem Üniversitesi , Dişhekimliği Fakültesi

Her devlet ve üniversite hastanesinin , her muayenehanenin aynı kalitede olamayacağını kabul etmek lazım. Sonuçta ağız ve diş sağlığı alanı bir yönüyle hizmet sektörü özelliği taşımaktadır. Hizmet sektörlerinde görülmesi çok doğal olan hekim, malzeme ve hizmet alanı çeşitliliği ve beraberinde gelen bir fiyatlanma var. Burada son hizmet alıcı yani hasta ,doğal olarak çoğu zaman tedavinin ve malzemenin kalitesini değerlendirme imkânına sahip değil. Sunulan tedavi hizmetlerinin çeşit ve sayısı çok fazla dolayısıyla Sağlık Bakanlığı ya da başka bir kurumun işin tedavi kısmını standardize ya da kontrol etmesi çok mümkün değil, doğru da değil. Bu kontrolü hastalar kendileri gerçekleştiriyorlar. Sıkıntı yaşadıkları kurum veya muayenehanelere bir daha gitmiyorlar, tavsiye etmiyorlar. Diş hekimliği bir el sanatı mesleği aynı zamanda. Başarılı bir tedavi yapmak iyi malzeme kullanımının yanında iyi hekimlik bilgisi, gelişmiş el becerisi, iyi yardımcı cihaz ve donanım ve tabi hekimin hem mesleğine hem de hastasına karşı saygı duymasına ve vakit ayırmasına bağlı. Buradaki faktörlerin de ne yazık ki pek çoğu özellikle kurumlarda hekimin kontrolünde değil. Fark konusuna gelince; devlet hastanelerinde/üniversitelerinde fark alınmıyor. SGK’nın bu hastanelere ve üniversitelere ödediği rakamlarda çok düşük seviyede ve 2007 yılından bugüne kadar da ufak değişiklikler dışında arttırılmadı. Sonuçta SGK anlaşmasıyla ağız diş sağlığı tedavi hizmeti sunan kurumlarının düşük ücretlendirmeden dolayı bir maliyet kıskacında ve çok ciddi bir hasta yoğunluğu baskısı altında olduğunu kabul etmek lazım.

DİKKAT…ORTODONTİ UZMANI OLMAYAN DİŞHEKİMLERİNE KENDİNİZİ EMANET ETMEYİN…

Özellikle “Ortodonti” gibi uzmanlık gerektiren alanlarda tedaviyi uygulayacak hekimin eğitiminin denetlenmesi çok önemli. Ülkemizde ortodonti eğitiminin verilebilmesi için YÖK ilgili üniversitede en az 5, Sağlık Bakanlığı ise en az 3 uzman öğretim üyesi olması şartını koyuyor. Diş hekimliği eğitiminin üzerine de ilave en az 4 yıl bu konuda uzmanlık eğitimi alması gerekiyor. Ne yazık ki son yıllarda ortodonti uzmanı dahi olmayan kişiler bazı özel firmalar aracılığıyla diş hekimlerine 5-10 günlük ortodonti kursları düzenlemektedir. Resmi kurumlarda en az 4 yılda kazanılan bilgi, beceri ve yetkinliğin böyle merdiven altı 5-10 günlük kurslarla kazanılması mümkün mü? Ne yazık ki bu kurslar tarafından diş hekimlerine hiçbir geçerliliği olmayan ve bakanlık tarafından da onayı bulunmayan sertifikalar dağıtarak halkın ve özellikle çocuklarımızın sağlığıyla oynanmasına sebep olmaktadır. Türk Ortodonti Derneği bu tip kursların engellenmesi ve halkın sağlığının korunması için yoğun çaba gösteriyor ve Sağlık Bakanlığı da dağıtılan sertifikaların geçersiz olduğunu ilan etmiş durumda. Ama bazı kursiyer diş hekimleri bu belgelerle hastaları yanıltabiliyor. Burada halkımıza önemli görevler düşüyor. Çocuğunuzun veya sizin ortodontik tedavinizi yapacak hekiminizin eğitimi ve diplomaları/belgeleri mutlaka sorgulanmalı ve ortodonti uzmanlık belgesi ya da ortodonti doktora diploması olmayan kişilere çocuklarımız emanet edilmemelidir.

HANGİ MARKA İMPLANTIN UYGULANDIĞINI DİŞHEKİMİNİZE MUTLAKA SORUN…

Hekimin bilgi ve becerisi kadar kullandığı malzeme de çok önemli. Örneğin implant uygulamalarında kullanılan implantların uzun dönem klinik takip çalışmalarının olması bir kriter olabilir. Hastaların kendilerine uygulanan malzemeler özellikle de dental implantlar konusunda daha araştırıcı olması gerekiyor. Özellikle kişilerin kendilerine hangi marka implant uygulandığını sormaları , bu bilgiyi de bir kenara yazmaları gerekiyor. Çünkü yıllar sonra implant ile ilgili sorun çıktığında bu bilgi çok önemli hale gelmektedir.