Bu da Gribin Yeni Versiyonu

Hastalıklar
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hürrem Bodur, "Biliyorsunuz, bundan 2 yıl önce domuz gribiyle ilgili bir salgın oldu. H...
EMOJİLE

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hürrem Bodur, "Biliyorsunuz, bundan 2 yıl önce domuz gribiyle ilgili bir salgın oldu. H1N1 salgınıydı bu. Bu sene daha çok gördüğümüz H3N2 tipi, normal dolaşan suçlu bir grip virüsü. H3N2’ye bağlı grip enfeksiyonunu bu dönemlerde görmeye başladık. Halk dilinde paçavra hastalığı deniliyor" dedi.

Bodur, grip sezonunun genellikle Aralık ayında görüldüğünü belirterek, bunun Ocak, Şubat ve Mart’a kadar uzayabileceğine dikkati çekti. Bodur, gribi yapanın grip virüsü olduğunu kaydederek,"Bunun toplumda salgın yapan çeşitli türleri vardır. Normalde her kış sezonda endemik olarak grip hastalığı görülebilir. Biliyorsunuz, bundan 2 yıl önce domuz gribiyle ilgili bir salgın oldu. H1N1 salgınıydı bu, bu sene daha çok gördüğümüz H3N2 tipiyle olan normal dolaşan suçlu bir grip virüsü. H3N2’ye bağlı grip enfeksiyonunu bu dönemlerde görmeye başladık. Halk dilinde paçavra hastalığı deniliyor. Aslında bunu solunum semptomlarıyla seyreden diğer hastalıklardan ayırt etmek lazım, nezle daha hafif semptomlu hapşırık, göz akıntısı, burun akıntısı gibi şikayetler daha ön planda ateş olmaz. Gripte ise tam aksine ateş tablosu vardır, yaygın vucüd ağrısı, kas ağrısı ve eklem ağrısı vardır. Tamamen birbirinden farklı ama bulaşma şekilleri bunların aynı, yani solunum yoluyla damlacık enfeksiyonu şeklinde hasta olan birisinin öksürmek, aksırmakla bunu ortalığa salmasıyla insanlara bulaşır" dedi.

"GRİP OLMUŞ BİR KİŞİ MÜMKÜNSE KALABALIK ORTAMLARDA BULUNMAMALI"  

Bodur, grip olan bir kişinin tedavide izleyeceği yöntemle ilgili olarak, "Bir defa bu mevsim itibariyle solunum yoluyla bulaşan hastalıklar çok görülür. Hepimizin işyerinde evinde vardır, sokakta da görürüz. Hapşıran insanları çok fazla görürüz. Önemli olan yüksek ateş oluyor mu buna dikkat etmemiz lazım. Yüksek ateş varsa, yatağa yatıracak kadar ağır bir tabloysa bu, eklem ağrıları ve öksürüğü varsa bu ağır bir tablodur. Bu mutlaka istirahatla geçmeyecek şikayetlere mahal veriyorsa hekime başvurması gerekir" diye konuştu. Bodur, bu durumdaki hastaların dikkat etmesi gereken şeylerin, bir başkasına bulaştırmamak için mümkünse kalabalık ortamlarda bulunmaması gerektiğini belirtti. Bodur, "Evde de mümkünse tek kişilik odalarda başka kişiler bulunmasın ve cerrahi maske dediğimiz maskeleri takarlarsa öksürüp aksırınca ortalığa bu mikrobu saçmaz ve başkasına da bulaştırmazlar. Bir önemli şey daha vardır, el yıkama. Elimiz genelde eğer bir solunum yolu hastalığımız varsa o mikropla bulaşıktır, bunu bir başkasıyla tokalaştığımızda veya bir yüzeye sürdüğümüzde bir başkasının o yüzeyden o mikrobu almasına neden olabiliriz" şeklinde konuştu.  

"GRİPKEN ANTİBİYOTİK ALINMAMALI"  

Tedavi yöntemlerinde halkın doğru bildiği yanlışlar olduğunu anlatan Bodur, konuşmasında şunları kaydetti: "En önemli yanlışlardan bir tanesi şu, antibiyotik kullanımı. Hem gripte olsun hem nezle de olsun antibiyotik kullanılması en önemli yanlışlardan bir tanesi bu. İşte boğazım ağrıyor, nezle grip oldum bir de gidip eczaneden komşu tavsiyesiyle antibiyotik alıyorlar, en önemli yanlışlardan bir tanesi bu. Antibiyotik almayacaklar, gripseler hekime başvursunlar. Uygun semptomatik tedavi uygun görürlerse antiviral tedavi uygun görürler bu durumda. Bazen grip çok uzadığında bazı komplikasyonları olabiliyor bunun. Virüsün yayılmasına bağlı komplikasyonlar gerekse üzerine bazı bakteriyel enfeksiyon oturuyor ona bağlı olarak komplikasyonlar, sinüzit ve zatürree gibi. Bu durumda da yine bir hekime gitmeleri lazım yani 5 günden daha fazla şikayetleri devam ediyorsa, ateş devam ediyor semptomları devam ediyorsa giderek daha kötüye gidiyorsa, koyu renkli balgam çıkarmaya başlıyorsa veya solunum sıkıntısı başlıyorsa hekime başvurması lazım."  

"BETA MİKROBU İLE GRİP TAMAMEN FARKLI BİR OLAYDIR"  

Bodur, beta mikrobunun gripten tamamen farklı bir olay olduğunu vurgulayarak, bunun bir bakteri olduğunu ve bunun insandan insana bulaştığını söyledi. Bodur, "Bunda tablo tamamen farklıdır, hastanın ateşi çok yüksektir. Yaygın vucüd ağrısı vardır, ateşi çok yüksektir bu durumda mutlaka hekime gitmeleri gerekir. Gribe mi ait yoksa betaya mı ait, klinik bunun ayrımını yapabilir. Betaya bağlıysa bu tablo antibiyotik vermek gerekir, ikisi de aynı yerde enfeksiyon yapıyor bu çok önemli. Boğazda, toksinleri tutuyor ve üst solunum yolunda enfeksiyon yapıyor. Bir tanesi bakteriyel enfeksiyon tedavisinde antibiyotik kullanmak gerekir bir tanesi viral enfeksiyon antibiyotik kullanılmaz kendi kendine geçer" şeklinde konuştu.  

"GRİBİ ÖNLEMEDE, DENGELİ BESLENMEK ÇOK ÖNEMLİ"  

Dengeli beslenmenin çok önemli olduğunu kaydeden Bodur, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu yiyecekleri yerseniz, şunları yaparsanız grip olmazsanız diye bir şey yok. Sadece önerilen bol miktarda sıvı almak, mevsim itibariyle insanların canı sıcak sulu şeyleri çok fazla canı ister. Limonlu, portakallı içecekler içerseniz. Mevsim itibariyle hangi sebze ve meyveler bol miktarda varsa bunları tüketmek lazım. Sağlıklı ve dengeli beslenmek lazım, karbonhidrattan fazla alıp kilo almamak lazım. Hareketli olmak, sıvıları bol almak lazım. C vitaminiyle zengin, portakal ve mandalina suları sıkılmalı. En önemlisi sigara içmemek lazım. Solunum yollarındaki doğal savunma mekanizmalarını bozar, her türlü viral enfeksiyon bunun üzerine oturur. Sigara içmeyelim, kapalı ortamlarda bulunmayalım. Bu ortamlarda birisi gripse bunu etrafındaki insanlara yayma ihtimali vardır."

Haber3.com