Ağrılarınızın kaynağı psikolojik olabilir

Hastalıklar
Bedensel şikayetlerinizin kaynağının psikolojik kökenli olabileceğini düşünmemiş olabilirsiniz. Uzm. Dr. Orhan Karaca’ya günümüzde hemen her hastalığın ortaya çıkışında, psikolojik faktörlerin önemli ...
EMOJİLE

Bedensel şikayetlerinizin kaynağının psikolojik kökenli olabileceğini düşünmemiş olabilirsiniz.

Uzm. Dr. Orhan Karaca’ya günümüzde hemen her hastalığın ortaya çıkışında, psikolojik faktörlerin önemli rol oynadığı belirtti.

SOMATOFORM BOZUKLUĞU YAŞAYAN HASTALARDA HANGİ BELİRTİLER GÖRÜLÜR?

Bu hastalarda ağrı, uyuşma, döküntü, kasılma, tutulma olmakla birlikte pek çok semptom görülebilir. 

SOMATOFORM BOZUKLUKLAR NELERDİR?

-Somatizasyon bozukluğu (organik bir kökenin tespit edilemediğinde, bedensel şikayetlerle giden bozukluk, yani bedenselleştirme bozukluğu)

-Hipokondriazis (halk arasında bilinen ismiyle hastalık hastalığı)

-Konversiyon bozukluğu (psikolojik kökenli nöbet geçirme)

-Ağrı bozukluğu

-Beden dismorfik bozukluğu (fiziksel görünümle ilgili, hayali bir bozuklukla aşırı uğraş) 

-Ayrışmamış somatoform bozukluk (herhangi bir grupla sınıflandırılamayan belirtilerle görülen somatoform bozukluk) 

SOMATİZASYON BOZUKLUĞU

Vücudun farklı yerlerindeki ağrı, uyuşma gibi belirtilerin fiziksel bir nedeninin tespit edilememesiyle birlikte görülen bozukluktur. Psikolojik sıkıntıların yoğunluğu ile hastalık daha da şiddetlenir. Kadınlarda, erkeklere göre 20 kat fazla görülmektedir. Bu bozukluğun tanısı, 30 yaşından önce konulmuş ve tanı konulduğunda bozukluk en az 2 yıldır devam ediyor olmalıdır. Bu rahatsızlığı yaşayan kişilerde belirtiler, yaşadıkları psikolojik yükle birlikte artar. Yoğun hissedilen psikolojik yük geçmiş kaynaklı olabileceği gibi, yakın zamanlı da olabilir. Bir travma etkenine ani, şiddetli ya da uzun süre maruziyete (baskı, kısıtlanma, şiddet, taciz, ihmal, bakım verme, kayıp, yas gibi) bu hastaların öyküsünde sık rastlanmaktadır. Problemle uzun süre baş etmeye çalışma ve bu mücadelede zorlanma söz konusudur. Genelde bu kişiler içine kapanık, kendini ifade etmekte zorlanan kişilerdir. Somatizasyon, yani bedenselleştirme bir çeşit kendini ifade biçimidir. Baş, boyun, omuz, sırt ağrıları ve ellerde uyuşmadan çok sık yakınırlar.  

TEDAVİ BİREYE ÖZGÜ DÜZENLENİR

Tedavide ilaç (antidepresan, antipsikotik, anksiyolitik grubu ilaçlar) ve terapi (psikodinamik psikoterapi, bilişsel davranışçı psikoterapi, destekleyici terapi, grup terapisi, hipnoterapi) uygulanabilmektedir. İlaç tedavisiyle psikoterapinin birlikte yürütülmesi, tedavi başarısını artırır. Tedavi bireye özgü düzenlenir. Tedaviye geciktirilmeden başlanması, bireysel ve çevresel faktörlerin düzenlenmesi tedavi başarısı açısından önem arz eder. 

HİPOKONDRİAZİS

Kişinin zamanının önemli bir bölümünü sağlığıyla ilgili konularla harcamasıyla öne çıkan bir bozukluktur. Sürekli tedavi başvurusu ve ileri tetkikler, bu hastalığın klinik seyrinde sık karşılaşılan durumlardır. Hastalar tatmin edici açıklamalar ve tetkik sonuçlarına rağmen, ikna olmakta zorlanabilirler. Bu hastaların günlük yaşam kaliteleri bozulmuştur. İleri ve riskli tetkikler yaptırmaktan çekinmeyebilirler. Kimi zaman, pahalı tetkikleri tekrar tekrar yaptırarak ekonomik zorluk yaşarlar. Tedavisi ilaca ek olarak psikoterapidir.

KONVERSİYON BOZUKLUĞU

Konversiyon bozukluğu, psikolojik kökenli bir nöbet geçirme bozukluğudur. Bu nöbet; bayıl-ma, kol ve bacaklarda tutulma, denge kaybı, titreme, ses çıkaramama, çift görme, körlük, işitme ve his kaybı şeklinde olabilir. Kişi genelde bir çatışmanın içindedir. Bu çatışmalar, kişinin iç dünyasında olabileceği gibi, etkileşimde olduğu çevresiyle de olabilir. Konversif nöbet ile kişi bu çatışmalarından geçici de olsa kurtulur, rahatlama sağlar. Kadınlarda, erkeklere göre daha sık görülür. Birinci derece akrabalarda görülme olasılığı artar. Fiziksel, ruhsal ya da cinsel travmaya maruz kalmış kişilerde konversif nöbet sıktır.

Genelde epilepsi (sara hastalığı) ile karıştırılır, hasta ve yakınları buna yönelik tedavi arayışı içine girer. Ancak nöbetin yavaş başlayıp uzun sürmesi, EEG’nin normal olması, idrar kaçırmanın olmaması, stresle ilişkili olması, genelde başkalarının yanındayken olması, nöbet sonrası bilincin çabuk toparlanması, epilepsi ilaçlarına yanıt vermemesi, nöbet esnasında fiziksel yaralanma görülmemesi, garip davranış varlığı konversiyon lehinedir ve bu parametrelerle epilepsiden ayrılır. Bu hastalar sıklıkla nöbet esnasında etrafı duyabildiklerini, olup bitenin farkında olduklarını ama cevap veremediklerini ifade ederler. Tedavisi somatizasyon bozukluğuna benzer. Burada sorun çözme, problemle başa çıkma, içgörü odaklı psikoterapiler önem taşımaktadır. Bilişsel davranışçı psikoterapi, psikodinamik psikoterapi, destekleyici terapi, grup terapisi, hipnoterapi de bu bozukluğun tedavisinde kullanılan diğer terapi yöntemleridir.

AĞRI BOZUKLUĞU

Kişinin herhangi bir doku problemi olmamasına karşın, ağır ve uzun süreli ağrı yaşanmasıyla karakterizedir. Kişinin ağrıları, sinirlerin vücutta dağılımı ile uymaz. Yapılan tetkiklerde vücutta ağrıyı açıklayacak bir fiziksel neden tespit edilemez. İlaca ek olarak psikoterapi uygulanmalıdır.

BEDEN DİSMORFİK BOZUKLUĞU

Gerçek bir neden olmamasına rağmen, fiziksel görünümle aşırı uğraşılmasıyla kendini gösteren bir bozukluktur. Bu rahatsızlığın kadın ve erkekler arasındaki görülme sıklığı eşittir. Erken yaşlarda başlayan bir hastalıktır. Yapılan girişimler veya operasyonlar hastaları tatmin etmez. Yüz, saç, burun, kaslar ve cinsel bölgelerle ilgili takıntılar çoğun¬luktadır. Bu nedenle, başlanan ilaç tedavisine yeterli süre devam edilmesi ve hastanın psikoterapi görmesi şarttır.

Akşam