3 ‘kadınsal’ kansere dikkat!

Hastalıklar
Ülkemizde her 8 kadından birinin kapısını çalan meme kanseri, dünyada da hızla yaygınlaşıyor. Artık genç kızlarda da görülebilen ancak erken teşhisle tam iyileşme sağlanabilen meme kanserine karşı top...
EMOJİLE

Ülkemizde her 8 kadından birinin kapısını çalan meme kanseri, dünyada da hızla yaygınlaşıyor. Artık genç kızlarda da görülebilen ancak erken teşhisle tam iyileşme sağlanabilen meme kanserine karşı toplumsal farkındalık da her geçen gün artıyor. Buna karşın diğer kadın kanserleri konusunda ise aynı bilinçlenme söz konusu değil. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Köse, kadın genital kanserlerinin en sık görülenlerini rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserinin oluşturduğunu belirtirken, “Meme kanserinden sonra en yaygın görülen genital kanser türleri rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanseridir. Rahim ağzı kanseri önlenebilen bir kanser olmasına karşın pek çok kadının bundan haberi yok” diyor. Prof. Dr. Faruk Köse, kadınların en sık karşılaştığı 3 genital kanseri anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Rahim ağzı kanseri önlenebiliyor!

Dünyada meme kanserinden sonra ikinci, ülkemizde de sekizinci kanser türü olan rahim ağzı kanseri erken dönemde çok az belirti veriyor. Bunlar ilişkiden sonra kanama, bol kanlı akıntı ve adet dışı kanama şeklinde olabiliyor. İleri aşamalarda ise yoğunlaşmış akıntı, kasık ağrısı, bacağa vuran zonklayıcı ağrı ve kanlı idrar yapma gibi belirtiler görülüyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Köse, nedeni en iyi bilinen kadın kanserinin rahim ağzı kanseri olduğunu belirtirken “HPV denilen bir virüs temel sebebidir. Ancak her HPV iltihabı geçiren kadın kanser olmaz. HPV dışında çok eşli ilişki, çok çocuk doğurma, sigara içimi, uzun süreli steroid hormonu kullanımı, eşlik eden bazı kadın genital yolları iltihapları ve bazı genetik nedenler ilave etkenler olarak sayılabilir” diyor. Kadınların yüzde 80’inin hayatlarının herhangi bir döneminde HPV ile karşılaştığını ve iltihap geçirdiklerini buna karşın sadece yüzde 1 ila 3’ünün kanserle sonuçlandığını kaydeden Prof. Dr. Faruk Köse “Buna karşın rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir. Düzenli kontrollerle kanser olmadan kanser öncesi değişiklikler tespit edilip tedavi edilirse kanser gelişmez. HPV aşıları ile düzgün HPV ve smear taraması en etkin korunma yöntemleridir.  Aşılar en sık kansere neden olan, içerisinde bulundurdukları tiplere karşı yüzde 100 korur. Ancak aşının içerisinde bulunmayan tiplerle halen kanser gelişebileceğinden HPV ve smear taraması devam etmelidir” diyor.

Yumurtalık kanseri erken belirti vermiyor

Her yıl 100 bin kadından 7’sinin kapısını çalan yumurtalık kanseri, erken dönemde belirti vermiyor. Bu nedenle dört kadından üçünde ilerlemiş olarak ortaya çıkıyor. İleri aşamasında karında şişlik ve ele gelen kitle ile yayıldığı organlara göre; kabızlık, sık idrara çıkma, nefes darlığı yapabiliyor. Prof. Dr. Faruk Köse, yüzde 80 belli bir nedeni olmayan yumurtalık kanserinin sadece yüzde 20’sinin genetik geçişli olduğunu belirterek “Özellikle erken adet görüp geç menopoza giren, çocuk sahibi olmayan ileri yaştaki kadınlar risk altında. Yumurtalık kanserinden korunmak için birden fazla çocuk sahibi olma, çocuk emzirme, doğum kontrol hapı kullanılması önemli ölçüde riski azaltıyor” diyor.

Aşırı kilo rahim kanserine zemin hazırlıyor

Menopoz döneminde riskin arttığı rahim kanseri en çok kanama ile belirti veriyor. Adet kanamaları düzensiz ve aşırı olurken, özellikle menopoz sonrası en küçük bir kanamada uzmana görünmek şart. Prof. Dr. Faruk Köse, en erken belirti veren ve en erken safhada yakalanabilen bu kanser türünde aşırı kilonun çok büyük risk oluşturduğunu belirtirken, obez kadınlarda rahim kanseri riskinin üç kat arttığını vurguluyor. Kontrol altına alınmamış diyabet  hastalığı, çocuk yapmamış olmak, karşılanmamış östrojenli hormon tedavisi, yumurtlamayı engelleyen hastalıklar da diğer risk unsurları. Rahim kanserinden korunmak için aşırı kilolardan kurtulmak, çocuk doğurmak ve emzirmek, östrojen alırken rahim yerindeyse progesteron da almak riski ciddi ölçüde düşürüyor. Yağlı diyet alışkanlığından da vazgeçilmesi gerekiyor.