Uykusuzluk çekenlere kötü haber!

Bilimsel Çalışmalar
Uykuda nefes alışverişinin bir süre durması, gece boyunca horlama ve gündüz aşırı uyku hali gibi bulgularla ortaya çıkan ‘uykuda solunum bozukluğunun’ önemli bir sağlık sorunu olduğu belir...
EMOJİLE

Uykuda nefes alışverişinin bir süre durması, gece boyunca horlama ve gündüz aşırı uyku hali gibi bulgularla ortaya çıkan ‘uykuda solunum bozukluğunun’ önemli bir sağlık sorunu olduğu belirtildi.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ahmet Akkaya, hastanın tedavisinde tam sonuç alınamadığı durumlarda ‘uyku meleği’ olarak bilinen PAP isimli makinelere tabi tutulduğunu söyledi.

Uykuda solunum bozukluğunu, uyku esnasında solunumun 10 saniyeden fazla durması olarak tanımlayan Prof.Dr. Akaya, "Bir insanda saatte 5’ten daha fazla solunum durması varsa, bu uykuda solunum bozukluğu olduğunu gösterir. Bazı hastalar gece uykuda nefesinin durduğunu söyler. Bu tanıklı apne bulgusu olduğunu gösterir. Eğer nefes durması 30’un üzerindeyse bu hasta için ağır uyku bozukluğu teşhisi konulur" dedi.

Uykuda solunum bozukluğunun bir başka bulgusunun gündüz aşırı uyku hali olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Akkaya, şöyle konuştu: "Gece rahat uyunamadığı için gündüz hastalar sürekli uyku halindedir. Kişi uykuyu tam alamadığı, vücudu dinlenemediği için bu kişiler gündüz uyurlar."

TRAFİK KAZALARININ NEDENİ

Hastalar araç kullanırken uyudukları için trafik kazalarının meydana geldiğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Trafik kazalarının en önemli nedenlerinden birisi de budur" dedi.

HORLAMA İŞİTME KAYBI OLUŞTURABİLİR

Üçüncü bulgunun hastaların horlaması olduğunu kaydeden Prof.Dr.Akkaya, şunları söyledi: "Hasta gece uyurken horlar. Horlamanın şiddeti, sayısı, frekansı çok önemlidir. Öyle horlama vardır ki, hastayı işitme kaybına kadar götürür. Horlama nedeniyle hasta dinlenemez. Hastada sempatik hiperaktivasyon gelişir. Bu da hastada ani tansiyon, şeker yükselmesine, ani kalp krizi ve inme denilen beyin kanamalarına yol açabilir. Uykuda solunum bozukluğu bir çok hastalığın altında yatan nedenlerden biridir."

Bazen hastada basit semptomlar görülebileceğine dikkat çeken Prof.Dr. Akkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu semptomları hasta genellikle ifade etmez. Örneğin hasta TV’nin ne zaman başına geçse uyuklamaya başlar. Bazen yemekten sonra hemen uyku hali gelişir. Hasta ‘dinlenemiyorum, sürekli yorgunum’ der. İşte sürekli halsizliğin nedenlerinden biri de uykuda solunum bozukluğudur. Sabah başağrısı, erkek hastalarda kısırlık, obezite, damar yetmezliği gibi pek çok sorunun altında uykuda solunum bozukluğu yatar."

UYKU MERKEZLERİNDE TEŞHİS MÜMKÜN

Uykuda solunum bozukluğunun tanısının konulması için hastada üç ana semptom görülmesi gerektiğini belirten Prof.Dr. Akkaya, şunları kaydetti:

"Hastanın uykuda nefesi duruyorsa, gece horluyorsa ve gündüz aşırı uyku hali varsa o kişi de uykuda solunum bozukluğundan söz edilebilir."

Bu hastalığın derecesinin ölçülmesi için uyku laboratuvarları kurulduğunu anlatan Akkaya, sözlerine şöyle devam etti: "Bu laboratuvarlarda hasta gece boyunca üniteye bağlanır. Hastanın gece boyunca tüm hareketleri kaydedilir. 56 elektrotla tüm vücudun çalışması gece boyunca tespit edilir. Sabah bunların çalışması yapılır. Bu çalışma sonrası teşhis konulur. Nefes durması saatte 5-15 arasındaysa hafif, 15-30 arası orta, 30 ve üstü ağır solunum bozukluğudur. Hastaya tanı koyulduktan sonra uykusuzluk çektiği tespit edilen hasta psikiyatriye gönderilir.

Hipersomya denilen aşırı uykuluk hali tespit edilebilir. Bazı hastalarda huzursuz bacak dediğimiz (uyku sırasında bacak atma, duvara vurma) dediğimiz sendrom tespit edilebilir. Yine horlamanın şiddeti tespit edilebilir. Tanıdan sonra hastanın üst solunum yolu sorunu varsa, burunda tıkanıklık varsa kulak burun boğaz tarafından incelenir. Huzursuz bacak sendromu varsa nörolojiye yönlendirilir. Diyabetik sendrom varsa dahiliyeye, diş bozuklukları varsa diş hekimine yönlendirilir. Görüldüğü gibi uykuda solunum bozukluğu 6-7 branşı ilgilendirir. Bu birimlerin birlikte çalışmasıyla hastanın tedavisi mümkündür"

‘UYKU MELEĞİ’ İLE TEDAVİ

Eğer hastada tam sonuç alınamazsa bu kez hastanın PAP denilen makinelere tabi tutulduğunu belirten Prof.Dr. Akkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Pozitif basınç makinesiyle hastaya maskeyi takarak hastanın gece boyunca nefes alıp vermesi sağlanıyor. Hasta nefesini alamadığı zaman bu maske basınç sayesinde nefes alıp vermeyi sağlıyor. Bu cihazlara halk arasında ‘uyku meleği’ deniyor. Uykuda ağır solunum bozukluğu teşhisi konulan hastaya pozitif basınç uygulandığında hasta kalktığında uykusunu aldığını, iyi dinlendiğini, halsizliğinin kalmadığını söyler."

YÜZ KİŞİDEN ALTISINDA GÖRÜLÜYOR

Uykuda solunum bozukluğunun tedavisinde önce tanının konması, hastalığın şiddetinin belirlenmesi, diğer branşlarla birlikte çalışılması ve PAP cihazları ile hastalığın yüzde 100 tedavi edildiğini bildiren Prof.Dr.Akkaya, "100 kişiden 6’sında bu hastalık görülebiliyor. Uykuda solunum bozukluğu olan hastalarda obezite ve yüksek tansiyon durumunda anı ölüm oluşabilir. Bu hastaların ileriki yaşlarda yaşam standartları düşer. Eğer hastalar uçak, tren, araç kullanıyorsa birdenbire uyku hali oluşması durumunda ölümlere yol açabilirler. Kritik görevlerde olanların mutlaka uyku bozuklukları yönünden araştırılması gerekir" dedi.

habertürk