Serinlemek isterken enfeksiyon kapmayın

Bilimsel Çalışmalar
İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, okulların kapanması ve havanın ısınmasıyla insanların serinlemek için havuza ve denize gittiğini belirtti. İzmir’deki ticari işletmelere ait 330 havu...
EMOJİLE

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, okulların kapanması ve havanın ısınmasıyla insanların serinlemek için havuza ve denize gittiğini belirtti. İzmir’deki ticari işletmelere ait 330 havuzdan geçen yılın mayıs ayından bu yana ayda bir kez numune alarak kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik açıdan inceleme yaptıklarını söyleyen Türkyılmaz, şöyle konuştu:

”Yaz aylarında havuza ve denize girme sonucu enfeksiyonlara yakalanma riski artmaktadır. Kulak, göz, cilt, idrar yolu enfeksiyonları ile ishal gibi sindirim sistemi sorunları, serinlemek için koştuğumuz deniz ve havuzların beraberinde getirdiği risklerden bazılarıdır. Aktif cilt mantarı, göz ve kulak enfeksiyonu olan kişiler havuza ve denize girmemeli, aksi takdirde hem enfeksiyonlarının iyileşmesi gecikecek hem de diğer kişilere bulaştıracaklardır.”

Havuzdan ve denizden kaynaklanan dış kulak yolu enfeksiyonlarına da yazın çok sık rastlandığını kaydeden Türkyılmaz, kulaklarına tüp takılan çocukların kesinlikle havuza girmemesi gerektiğini, bakımı yapılmayan havuzlarda dış kulak yolu enfeksiyonlarının ortaya çıkma riskinin yüksek olduğunu söyledi.

Enfeksiyona bağlı olarak şiddetli kulak ağrısı, dış kulak yolunda şişme, kulak akıntısı, tıkanma ve duyma sıkıntısı yaşanabileceğini ifade eden Türkyılmaz, ”En temiz havuzlarda bile dış kulak enfeksiyonu görülme riski vardır” dedi.

”Temizliğinden şüphe edilen havuzlardan kaçınılmalı”

Sağlık için gerekli şartlara sahip olmayan havuzlar ve kimi zaman da deniz suyunun idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabildiğini belirten Türkyılmaz, havuz enfeksiyonları arasında en sık rastlanan şikayetin ”havuz sistiti” olduğunu, bu nedenle temizliğinde şüphe edilen havuzlardan kaçınılması gerektiğini söyledi.

Havuzdan bulaşan hastalıkların çoğunun klorlama yoluyla önlenebileceğini ancak klorun bazı mikropları anında öldürmediğini, klorlu havuzlarda dahi enfeksiyon riskinin belli ölçüde devam ettiğini ifade eden Türkyılmaz, şunları kaydetti:

”Öncelikle çocuklarda ishal varsa kesinlikle havuza girilmemelidir. Bu özellikle henüz tuvalet eğitimini tamamlamamış çocuklar için geçerlidir. Aksi takdirde mikropları havuza bulaştırabilir ve diğer insanların da hasta olmasına neden olunabilir. Havuz suyunun çocuğunuzun ağzına girmesinden kaçının. Çocuklarınıza havuz suyunu ağızlarına almamaları ve yutmamaları öğretilmelidir. Hijyen kurallarına özen gösterilmeli, havuza girmeden önce duş alınmalı, tuvalet kullandıktan ya da bebek bezi değiştirildikten sonra eller bol sabunlu suyla yıkanmalıdır.

Aksi takdirde vücudunuzda bulunan mikroplar suya bulaşarak, havuza giren diğer kişileri de etkileyebilir. Çocuğunuz havuzda yüzdükten sonra gözleri kıpkırmızı oluyorsa klora karşı hassasiyeti söz konusudur. Havuz suyunun temizlenmesi için fazla miktarda dökülen klor, özellikle çocuklarda kornea tabakalarında hücreye zarar verebilir. Bir havuza temiz denilebilmesi için klor kullanmanın yeterli olmadığını unutmamak gerekir. Steril bir göz yıkama solüsyonu veya yapay gözyaşı damlaları ile çocuğunuzun gözlerini yıkamak rahatsızlığını bir miktar azaltabilir. Ayrıca yüzerken çocuğunuzun yüzme gözlükleri kullanmasını sağlamalısınız.”

Deniz suyundaki riskin yok denilecek kadar az olduğunu söyleyen Türkyılmaz, denizdeki en büyük tehlikenin deniz suyuna kanalizasyon karışması olduğunu belirtti. Koli basilinin insan ve hayvanların bağırsaklarında bulunan bir bakteri olduğunu kaydeden Türkyılmaz, ”Bu da ishale, cilt ve göz enfeksiyonlarına neden olabilir. Denizlerden çok fazla bir tehlike gelmez ancak temizliğinden şüphe edilen, kirli denizlere girilmemesi gerekmektedir” diye konuştu.

AA