Kanserde tedavisinde radyoterapi yeter mi?

Bilimsel Çalışmalar
Kanserin cerrahi ve kimyasal tedaviye gerek kalmadan sadece radyoterapi ile kontrol altına alınabilmesi için erken evrede tespit edilmesi şart. Gırtlak, prostat, yemek borusu ve geniz kanserlerinde ra...
EMOJİLE

Kanserin cerrahi ve kimyasal tedaviye gerek kalmadan sadece radyoterapi ile kontrol altına alınabilmesi için erken evrede tespit edilmesi şart. Gırtlak, prostat, yemek borusu ve geniz kanserlerinde radyoterapi şansının yüksek olduğunu söyleyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar da erken teşhise vurgu yaptı. Özyar, “Radyoterapi tek başına başarılı sonuçlar veriyor ancak ne yaparsak yapalım çok erken evrede yakalanmadığı sürece bu kanser türlerine de kemoterapi eklemek gerekebiliyor. Yani radyoterapi esnasında kemoterapi eklemek, tedavinin etkinliğini %10-20 oranında artırıyor” dedi.

Tek başına radyoterapinin yeterli olduğu kanser türlerinden biri de, bir dönem Sanatçı Filiz Akın’ın da tedavi gördüğü nazofarenks yani geniz kanseri.

Amerika ve Avrupa’da çok az rastlanan geniz kanserinin en çok görüldüğü ülke Çin. Çin’de genellikle 50-60 yaşlarında ortaya çıkan hastalık Türkiye’de 10-20 yaşlarında yükselişe geçiyor. Hastalığın Türkiye’de neden bu yaşlarda artış gösterdiği bilinmiyor ancak hastalık üzerinde araştırmalar yapan Prof. Dr. Enis Özyar, akraba evliliklerini işaret ediyor. Özyar, “Akraba evliliğinin genetik bir bozukluğa yol açıp bu hastalığa sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bununla ilgili bilimsel çalışmalarımız var, dünyada da araştırmalar yapılıyor ama henüz elimizde çok net bilgiler yok” dedi.

Erkeklerde daha sık rastlanan geniz kanseri, kulak ağrısı, kulak tıkanıklığı, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, boyunda şişlik, kitle gibi belirtilerle ortaya çıkıyor.

Prof. Özyar, doğru tedaviyle geniz kanserinin % 80-90 oranında başarıyla tedavi edildiğini söyledi. Her bölgede radyoterapinin etkinliğinin farklı olduğunu vurgulayan ve erken evre tümörlerde tek başına radyoterapinin başarı oranının % 90’ların üzerine çıktığını belirten Özyar, erken tanıda doktor kontrollerinin önemine dikkat çekti, “Mesela prostat kanseri için özellikle 50 yaşından sonra PSA testi, kolon kanseri için 50 yaşından sonra kolonoskopi, meme muayenesi gibi rutin kontrolleri aksatmamakta fayda var. Ancak bunları bir korku haline de getirmemek gerekiyor” ifadesini kullandı.

Radyoterapide yaşanan son gelişmelere de değinen Prof. Özyar, cihazların noktasal ışınlama kapasitelerinin arttığını ve işlemi daha kısa sürelerde yapabilme imkanının doğduğunu söyledi. Özyar, “Daha fazla odaklayarak, her gün hastayı takip ederek radyoterapi yapma imkanı sunan cihazlar geliştirildi. Bu cihazlar tümörün şeklinde, tümörü ışınlama özelliğine sahip, normal dokuyu ise en az miktarda ışınlıyor. Bu da hem lokal başarıyı artırıyor hem de komplikasyonları, cilt yanıkları, bulantı-kusma gibi yan etkileri ve diğer organlara verilen zararı azaltıyor” dedi.

Prof. Özyar, özellikle yaz aylarında radyoterapi yaptıracak hastaları güneşe maruziyet konusunda uyardı: “Radyoterapi sırasında ciltte kızarıklık olan bölgelerin güneşe maruz kalması reaksiyonların artması açısından önemli. O nedenle hastalarımıza radyoterapi alırken güneşe çıkmamalarını, o bölgeyi güneşe göstermemelerini söylüyoruz. Yani işlem bölgesinde reaksiyon varsa ve siz orayı ayrıca güneşe maruz bırakırsanız reaksiyon artar. Radyoterapisi bitmiş hastaların güneşe çıkmasında sakınca yok ancak yine de radyoterapi bölgeleri biraz daha hassas olabilir.” 

Prof. Dr. Enis Özyar, geniz kanseriyle ilgili uluslararası bir kongre düzenleneceği bilgisini de aktardı. Dünyadaki önemli çalışmacılar 20-22 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul’da bir araya gelecek ve geniz kanserini masaya yatıracak.

ntvmsnbc