Güneş koruyucuları kanser riskini azaltıyor

Bilimsel Çalışmalar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Doğan, güneş ışınlarından kontrolsüz olarak yararlanmanın deriyi erken yaşlandırmanın yanı sıra basit veya tedavisi çok zor olabilen deri ka...
EMOJİLE

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Doğan, güneş ışınlarından kontrolsüz olarak yararlanmanın deriyi erken yaşlandırmanın yanı sıra basit veya tedavisi çok zor olabilen deri kanserlerine de neden olabildiğini belirterek, ‘Yapılan çalışmalar, ergenler ve genç yetişkinlerden oluşan grubun güneşten korunma oranının en düşük olduğunu ve yaşam boyu maruz kalınan ultraviyoleninin yüzde 80’ine 18 yaşından önce maruz kalındığını göstermektedir. Çocukluk çağı ve ergenlik dönemlerinde düzenli güneşten koruyucu ürün kullanımı hayat boyu kanser riskini önemli derecede azaltmaktadır.’

Doğan, çocukluk döneminde 10 yıllık periyotta 5 güneş yanığı atağının malin melanom riskini 3 kat artırdığı düşünüldüğünde, çocukluk çağından itibaren güneşten koruyucu davranışlar konusundaki eğitimlerle, ultraviyole maruziyetini sınırlamaya odaklanılması gerektiğini vurguladı.

Bütün dünyada her yıl ortalama 2-3 milyon deri kanseri vakasının görüldüğünü, bunların da yaklaşık 130 bininin oldukça tehlikeli olan malin melanom olduğunu dile getiren Doğan, bu sayının her yıl giderek artmasının endişe uyandırdığını ve alınabilecek önlemlerin sürekli güncellendiğini anlattı.

Prof. Dr. Doğan, ultraviyole maruziyetinin tüm deri kanserleri için en önemli çevresel risk faktörü olduğuna işaret ederek, ‘Güneş ışınlarından kontrolsüz olarak yararlanmak deriyi oldukça erken yaşlandırdığı gibi, basit veya tedavisi çok zor olabilen deri kanserlerine de neden olabilmektedir. Yapılan çalışmalar, ergenler ve genç yetişkinlerden oluşan grubun güneşten korunma oranının en düşük olduğunu ve yaşam boyu maruz kalınan ultraviyolenin yüzde 80’ine 18 yaşından önce maruz kalındığını göstermektedir. Çocukluk çağı ve ergenlik dönemlerinde düzenli güneşten koruyucu ürün kullanımı hayat boyu kanser riskini önemli derecede azaltmaktadır.’ değerlendirmesinde bulundu.

Aşırı ultraviyole maruziyetinin güneş yanığı yapmadan da hasar oluşturduğuna işaret eden Doğan, şunları kaydetti:

‘Suya dayanıklı güneşten koruyucu ürünler su içinde 40 dakika koruyucu etkilerini sürdürürler. Suya çok dayanıklı olanlar için ise bu süre 80 dakikadır. Güneşten koruyucu ürünlerin sürülme sıklığı da buna göre ayarlanmalıdır. Ayrıca geniş spektrumlu veya tam spektrumlu ürünler hem ultraviyole A’dan hem de B’den koruduklarından, bu tür ürünler tercih edilmelidir. Bu ürünler gerekli korunma için tek başlarına yeterli olmayabilir. Bunun için güneşten korunma programı önermekteyiz. Bu program, uygun giysilerle korunmayı, kapalı alanlarda bulunmayı ve koruyucu ürünlerin kullanımını içermektedir ve hepsini bir arada uygulamak en idealidir. Kapalı alanlarda bulunmak en iyi korunma yoludur. Bu nedenle dış aktiviteler 10.00-16.00 arası kısıtlanmalıdır. Bulutlu havada bile ultraviyole ışınlarının yüzde 50-80’inin yüzeye ulaşabildiğini unutmamak gerekir. Gölgedeyken de yansıyan ışınlar mutlaka dikkate alınmalıdır.’

‘Koruyucular, güneş yanığı olmadan güneşte kalma süresini uzatmak için kullanılmamalı’

Doğan, koruyucu giysiler içinde en önemlilerinden biri olan şapkanın ense ve tüm yüzü koruması için en az 10 santimetre genişliğinde koruyucu kenarı olması gerektiğini dile getirerek, koruyucu ya da sağlıklı bronzlaşma diye bir şey olmadığını, ultraviyole A’nın da yüksek dozlarda ultraviyole B hasarına benzer hasarlar oluşturduğuna dikkati çekti.

Küçük çocuklarda uzun maruziyete bağlı ultraviyole hasarının ve deri kanser riskinin daha çok olduğunu dile getiren Doğan, çocuklarda etkin şekilde koruyucu yöntemlerin uygulanması gerektiğini anlattı.

Doğan, ultraviyole maruziyetini azaltmak için gölgede kalınması, 10.00-16.00 saatleri arasında güneşten sakınılması, koruyucu elbise giyilmesi, su kenarı, kar ve kumlu alanlardaki yansımanın dikkate alınması, solaryumlardan uzak durulması ve koruyucu ürünlerin kullanılması gerektiğini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

‘Koruyucu ürünler dışarı çıkmadan 15 dakika önce sürülmeli ve özellikle yüzme ve aşırı terlemeyi takiben 2 saatte bir uygulanmalıdır. Bu ürünler, güneş yanığı olmadan güneşte kalma süresini uzatmak için kullanılmamalıdır. Ürünün formu, sürülen alana göre değişmeli, kolay sürüldüğü için yüze uygun olan krem formu vücuda kullanılmamalıdır. Uzun vadede güneşten koruyucu ürünlerin güvenilirliği konusunda şüphelerin dile getiriliyor olmasına rağmen, bunların kanıtlanan yararları, potansiyel olabilecek risklerinin çok üstündedir. Güneşten koruyucu önlemlerin özellikle genç nüfus tarafından rutin olarak uygulanması, gelecekte olabilecek sağlıkla ve kozmetikle ilgili sorunların önlenebilmesinde elzemdir. Yetişkin dönemde karşımıza çıkan deri kanserlerine ve erken deri yaşlanmasına neden olan hasar çocukluk dönemlerinde başladığından, çocuklarımıza güneşten korunma alışkanlıklarını erken yaşta öğretmeliyiz.’