Akrebin zehiri böyle panzehir oluyor!

Bilimsel Çalışmalar
Adıyaman’daki laboratuvar bünyesinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden toplanan yaklaşık 800 akrep, özel kutularda beslenerek, ürettikleri zehir sayesinde şifa kaynağı oluyor. Bahar a...
EMOJİLE

Adıyaman’daki laboratuvar bünyesinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden toplanan yaklaşık 800 akrep, özel kutularda beslenerek, ürettikleri zehir sayesinde şifa kaynağı oluyor. Bahar aylarından itibaren başlanan zehir sağımı, sonbahara kadar devam ediyor.

Akreplerden alınan zehir, yapılan saflaştırma işlemlerinin ardından toksin hale getirilerek enjeksiyonla at ve farelere veriliyor. Daha sonra bu hayvanların plazmasından alınan sıvı saflaştırma çalışması sonrasında ürün, iç ve dış pazarda akrep sokmalarına karşı panzehir olarak satılıyor.

İşletmenin Müdürü Kimyager Fatma Ergin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ürünlerin ağırlıklı olarak Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine satıldığını söyledi.

Ergin, akrep serumu ile girdikleri sektörde 10 yıldır faaliyet gösterdiklerini belirterek, şimdi yılan antiserumu da ürettiklerini vurguladı.

Zehrin şifaya dönüşme süreci

Akrep zehrinin şifaya dönüşme sürecini anlatan Ergin, şöyle konuştu:

“Akreplerin zehri şifaya dönüşürken öncelikle toksin dediğimiz sıvılarının alınması lazım. Sağım işlemi metoduyla akreplerin zehirlerini alıyoruz. Zehri saflaştırma adı altında birkaç işlemden geçiriyoruz ve sonra katı hale dönüştürüyoruz. Toksini bu şekilde hazır hale getiriyoruz. Sonraki süreçlerde ise atlara immünizasyon sistemi ile azar azar enjeksiyonla veriyoruz. Aktivite testi dediğimiz sistemle farelerde toksine karşı oluşan antitoksinleri ya da antikorları alıp karşılaştırıyoruz ve o şekilde atın ürün şeklinde oluşan antikorlarının gücünü tespit ediyoruz. Ürün sisteminin verdiği yanıta göre de atların plazmasını alıyoruz. Plazmaları aldıktan sonra tamamen fabrikada işlemlere devam ediyoruz. Burada saflaştırma işine tabi tutuluyor. Ata ait olan ama bizim istemediğimiz tüm proteinler bir şekilde elimine ediliyor. Bize gerekli olan akrep toksinini nötralize eden ya da bertaraf eden proteinleri bir araya getiriyoruz ve nihai ürün olarak piyasaya sunuyoruz.”

Elde edilen akrep serumunun toksinden antitoksin, toksinden venomuna ya da antivenoma dönüşen ürünü hem yurt içi hem de yurt dışı piyasada satışa sunduklarını belirten Ergin, bu ürünlerin akrep sokma vakalarında kullanıldığını aktardı.

Ergin, bu işlemler sırasında akrep, at veya farelerin zarar görmediğini belirterek, “Bu işlemlerde hiç bir canlıya zarar vermiyoruz. Aksine şifa kaynağı olabilmeleri için onları itinayla besleyip bakımlarını yapıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin en zehirli akrebi Adıyaman’da

Adıyaman’da görülen akreplerin farklı özellikleri olduğuna dikkati çeken Ergin, şunları kaydetti:

“İşletmemizde yaklaşık 800 çeşit akrep var. Bu akrepler genelde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan akreplerdir. Bu canlıların kendine has bir antijenik yapısı var. Adıyaman’ın akrebi, Türkiye’de en zehirli akrep türü olarak görülür. Ancak Adıyaman akrebinin antijenik yapısı yani atlardaki immünizasyon sürecinde yeterli ürünün cevap veremediği için kullanımı pek yaygın değildir. İkinci kullanılmama nedeni de Türkiye’deki diğer akreplere karşı genel bir koruma düzeyi oluşturmadığı için diğer akrepler kullanılır.”

Ergin, akrepleri daha önce kıyma et ile beslediklerini, doyma sürecinden sonra etin küflendiğini ve verim alamadıklarını belirterek, akrebin av yönünün devam etmesi için artık canlı solucan ve böcekle beslediklerini sözlerine ekledi.