Türkiye’de en çok yalanı kimler söylüyor?

Röportaj
Yeni MİT yasasında yalan makinelerinin kullanılabileceğine dair düzenlemeler yapılmasından sonra, Üsküdar Üniversitesi, Türk tipi yalan makinesi geliştirilmesi için çalışma başlattı. Üniversite’nin Ku...
EMOJİLE

Yeni MİT yasasında yalan makinelerinin kullanılabileceğine dair düzenlemeler yapılmasından sonra, Üsküdar Üniversitesi, Türk tipi yalan makinesi geliştirilmesi için çalışma başlattı. Üniversite’nin Kurucu Rektörü Prof. Psikiyatr Nevzat Tarhan’a göre, batıda geliştirilen kişilik testleri gibi, yalan makineleri de işlevsel olmayabilir çünkü doğu ve batı toplumlarının yalan algısı birbirinden farklı. Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan Tarhan’a göre, eğitim sistemi çıkar odaklı birey yetiştirdiği ve değer eğitimi vermede başarısız olduğu için Türkiye’de en çok yalanı eğitimliler söylüyor, ortalıkta “teflon adamlar” dolaşıyor. Aljazeera’dan Ayşe Karabat’ın haberinde Tarhan, yalanın makine olmadan nasıl yakalanabileceğini de anlattı.

Yalan nedir?

Yalan bir insanın duygusu ile dilinin bir olmaması durumudur. Yalanda işin içine niyet giriyor. Bazı insanlar iyi niyetle yalan söyler. İnanıyor o söylediğine, o yalan değil. İnsan beyni bir bilgiyi tanımlamak ister. O bilgi beş duyu ile ilgiliyse, gözlem varsa, o bilgi gerçek bilgidir. Beyin onu gerçek bilgi olarak kaydeder. O bilgi şüpheli bir bilgiyse varsayımlar üretmeye başlar. Algının gerçeklikle farklılığı varsa o yalan değil çarpıtmadır. Gerçek farklı, algı farklıysa kişi algısını doğru kabul ediyorsa onu söylüyorsa o çarpıtmadır. İnsan gerçek ile algıyı karıştırabiliyor.

Türkler için yalan makinesinden söz ediyorsak, Türk tipi yalan mı var, demek oluyor bu?

Türk değil de, doğu toplumları demek lazım. Yunanlılar, Asyalılar dahil. Doğu toplumları duygu temelli toplumlardır. Batı ise düşünce temelli bir toplumdur. Bu iki ayrı yaklaşım toplumların sosyal sermayeleri, psikolojik birikimleri ile ilgili. Duygu toplumunu anlamıyor batılı. Doğulu bir insanın yakın ilişkisini anlayamaz. Çıkar olmadığı halde yardım etmesini anlayamıyor. Minnesota multi-personality envanter testi vardır. Bu envanter Türkiye’ye ilk getirildiğinde, 20-30 sene önce Türkiye’deki insanların çoğu paranoid şizofren çıkmıştı. Çünkü Amerikan halkı için yapılmış bir şeydi. Türkiye versiyonu yapıldı onun, ondan sonra Türkiye normali çıkarıldı. Çünkü Türk kültürü algısıyla Amerikan algısı aynı değil.

Bu tip farklılıklar yüzünden mi, Doğu toplumları için ayrı bir yalan makinesi gerekiyor?

Yalan makinesi vücuttaki sinyal kayıtlarını ölçüyor. Biri beyin sinyali, ikincisi kalp atım, solunum sayısı, cilt ısısı, ciltteki ıslaklık değişikliği, kas gerginliği. Bu altı parametreyi ölçerek sinir sisteminin tepkisini ölçüyoruz. Bunu hâlihazırda başka sorunlar için de kullanıyoruz, mesela dikkat eksikliği ölçmek için de. Aynı ölçümler yalan makinelerinde de kullanılıyor. Kişiye bir bıçak gösterip, bunu görüp görmediğini soruyorsunuz, kendisi ‘görmedim’ dese bile, eğer görmüşse beyin görmüş sinyali veriyor. Beyinde p-300 dalgası var. Bunu kullanarak çalışıyor yalan makineleri.

Erkekler en çok hangi konuda yalan söylüyor?

Doğu erkeklerinin en çok söylediği yalan, eşlerine söyledikleri beyaz yalanlar. Oyalamaya dönük. Titiz, mükemmeliyetçi eşlerin sorgulamasını kesmek için yalanlar söyleme eğilimi var. En çok da eş iş yerindeki olaylarla, gelişmelerle ilgili sorgulama yaptığında o sorgulamadan rahatsız olduğu için sırf bilgi saklamak için söyleyebilir. O nedenle çift terapilerinde çoğu zaman yalan söylememe terapisi yapıyoruz. Açık ve şeffaf olmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.

İşyerlerinde de erkekler savunma yalanı söylüyor. Patronun rahatsız olacağını bildiği bir konuda çok iyi kıvırır. İlk anda rahatlar ama sonradan yakalandığında güvensizliğe sebep olur.

Kadınlar en çok hangi konuda yalan söylüyor?

Kadınların söyledikleri yalanlar genellikle duygusal ilgi alanına göre değişir. Kadın beyni sağ beyin ağırlıklı, duygular, müzik, sanat gibi. Erkekler ise sol beyin ağırlıklı, muhakeme gibi. Kadınların ilgilendikleri alanlardaki konuları erkekler çok iyi anlayamadıkları için o konuda çok rahatlıkla beyaz yalan söyleyebiliyorlar. Mesela alışverişle ilgili, kendi harcamalarıyla ilgili. Bu durum da kıskanç tipli erkekler için epey rahatsız edici.

Türkiye’de en çok yalanı hangi kesim söylüyor?

Çok güzel bir Azeri atasözü var. “Az yiyerem hekimle işim olmaz, düz giderem hakimle işim olmaz.” Düz giden insan yalan söylemez. Yasal sorun yaşamaz. Yalan söyleyen insan suçta beceriklidir. Teflon adam diyoruz bunlara. Başkalarını yakar, acı çektirir kendisi yanmaz. Teflon tiplerdir. Bu tip adamlar her sınıfta her kültürde var. Ama modernizm teflon tipleri artırdı. Kravatlı anti-sosyaller var. Türkiye’de eğitimli kişiler daha çok yalan söylüyor. ABD’de eğitimsiz kişiler.

Neden?

Eğitim görmemiş Anadolu insanı daha dürüst, daha düzgün, Azeri atasözüne uygun davranıyor. Bizim eğitim sistemimiz ahlak eğitimi vermiyor. Eğitimi çıkar odaklı yaşam felsefesine göre. Çıkar odaklı insan yetiştirmeyi yüceltiyor. Bu sistemde, eğitimde yetişenler daha çıkar odaklı. Dürüstlüğü, sözünde durmayı yüksek değer olarak kabul eden bir eğitim sistemi yeni yeni kurulmaya başladı. Değerler eğitimi yeni yeni sokulmaya başlandı.

Türkleri kandırmak kolay mı?

Kısa vadede kandırmak kolay ama uzun vadede kandırmak zor. Türklere yalanı uzun sürdüremezsiniz. İlk başka kandırabilirsiniz ama sonra da dengeyi bulmayabilir. Çünkü bir kez dost kabul edince ölümüne destek, düşman addederse ölümüne düşman. Duygu toplumları soğukkanlı değerlendirmeye mesafelidir. Bu bizim kültürel zaaflarımızdan biri. Mesela batılı bir toplumda bilimsel kongrede konuşmacı kıyasıya eleştirilebilir, bir konuyu çatır çatır tartışılır toplantı bitip el sıkışıp çay içmeye devam ederler. Bizde bilimsel toplantılarda bile kürsüdeki tartışma arada devam eder ve birbirlerine küserler. Şikayet kültürü çok fazla bizde.

İnsanlar kandırıldıklarında nasıl fizyolojik tepki veriyor?

Kişilik yapısına göre tepki değişir. Bazıları kandırıldığında öfke, bazıları incinmişlik hissediyor ve depresifleşiyor. Bazı kişilerde nefret ortaya çıkıyor. Hayat olayları ölçeği var. Stres puanı yüzden bire kadar puanlandırıyor. 99 puan eşin ölümü. Ama eşin aldatması 100 puan. Erkek, kadın bütün dünya için bu böyle. Aldatılmak insanın en tolere edemediği duygudur. Düşmanlık, kin, nefret, öfke bütün duyguların arka planında aldatma vardır. “Sen de mi Brütüs” duygusu. Bu duygu insanda asit özellikli kimyasal salgılanmasına neden olur. Bu günlerce sürerse şeker, yağ, kolesterol yükselir. Boyun kasları kasılır. Mide, bağırsak spazmı ortaya çıkar. Çözülmemiş travmadır bu. Kişide bastırılmış öfkeye neden olur. Bazı kişiler de bunu dışarı vurup kavga çıkarır.

Yalan makinesi olmadan yalan söylendiği nasıl anlaşılır?

Yalan söylemeyi anlamakla ilgili ipuçları var; göz teması kuruyor mu, gözünü kaçırıyorsa, konu çevresinde dolaşıyorsa, konunun özüne girmiyorsa, konuşurken el kol hareketleri fazla yapıyorsa, sorulara ayrıntılı değil de “evet-hayır” gibi kısa cevaplar veriyorsa. Yalan söyleyen kimse ayrıntıya girmekten kaçar çünkü.