Türkiye bölgenin geleceğine yatırım yapıyor

Röportaj
Gizem Gül’ün röportajı Türkiye Cidde’de yapılan ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele kararlılığının vurgulandığı “Terörle Mücadele Toplantısı”nın sonuç bildirgesine imza atmadı ve hiçbi...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Türkiye Cidde’de yapılan ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele kararlılığının vurgulandığı “Terörle Mücadele Toplantısı”nın sonuç bildirgesine imza atmadı ve hiçbir şekilde askeri bir seçeneğin parçası olmayacağını açıkladı. Türkiye’nin bu bildiriye imza atmamasının ardında IŞİD’in elindeki rehinlerin etkisi olduğu dile getirildi. Durum gerçekten de böyle mi?  Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu IŞİD’e karşı mücadele amacıyla oluşturulan koalisyonu ve Türkiye’nin bundan sonraki IŞİD mücadelesi stratejisini On5yirmi5’e değerlendirdi.

TÜRKİYE’NİN BİLDİRİYE İMZA ATMAMASI TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİ ETKİLEMEZ

Türkiye’nin bu adımını nasıl değerlendirmek gerekiyor? Türkiye’nin bu bildiriye imza atmaması Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?

Türkiye’nin bu bildiriye imza atmamış olması Türkiye-ABD ilişkilerini katiyen etkilemez. Çünkü IŞİD’le mücadelenin çok fazla ayağı var ve askeri operasyon ayaklardan sadece bir tanesi. Cidde’de büyük ölçüde mücadelenin askeri kısmı ele alındı. Cidde’ye gitmeden önce de Türkiye’nin askeri olarak bunun içinde yer almayacağı zaten biliyordu. Bu durum NATO toplantısında ve ikili görüşmelerde açıklık kazanmıştı. Dolayısıyla Türk-Amerikan ilişkileri böyle bir ittifakın içinde askeri olarak Türkiye’nin yer almamasıyla açıklanabilecek bir durum değil. Türkiye sınır önemlerini alacak ve başka tür faaliyetlerde bulunacak, bunun da ittifak ilişkisinin kapsamı dahilinde yürüyeceğini de söylemek lazım.

TÜRKİYE ASKERİ AŞAMADA DEĞİL, IRAK VE SURİYE’NİN YENİDEN YAPILANDIRMA SÜRECİNDE SAHADA OLACAK

Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede elini bağlayan rehine meselesi var. Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abülkadir Selvi Dışişleri’nin tahliye için uçak göndermesine rağmen Musul Başkonsolosu Murat Öztürk’ün kendisini aşırı güvende hissederek konsolosluğu boşaltmadığını söylüyor. Sizce bu mümkün mü? Türkiye bundan böyle IŞİD’le mücadelesini nasıl devam ettirecek?

Türkiye IŞİD’le mücadelesinin bundan böyle dolaylı olarak sürdürecek benim anladığım kadarıyla. Bir kere kendi içerisinde yuvalanma varsa, bunun önüne geçilecek; sınır önlemleri, istihbarat gibi konularda tedbirler alınacak. Fakat Türkiye’nin tavrının sadece rehinelerle ilgili olduğunu düşünmemek lazım. Çünkü IŞİD’le askeri bir mücadele yapıldıktan sonra bunun arkasından bir yeniden yapılanma süreci yaşanacak. Buradaki tek ayak askeri bir mücadele falan değil. Dolayısıyla özellikle Suriye ve Irak’ta hem yönetime katılım, hem Kürtlerle olan diyalog hem de Suriye muhalefetinin yeniden yapılandırılması aşamasında Türkiye’nin sahada olabilmesi için bugün askeri kuvvet kullanmayanlar arasında olması gerekiyor. Bu yüzden de mücadelesini, bundan sonraki politikasını bir sonraki evre olan yeniden yapılanma planları üzerine kuruyor. 

Musul Konsolosu Murat Öztürk’le ilgili iddialardan emin olmak çok kolay bir şey değil. Ama bu durumun biraz konsolosun durumundan kaynaklandığını sanıyorum. İlk günlerde yapılan açıklamalardan da biraz bu anlaşılıyordu. Bu mümkün müdür? Aslında olmaması gerekir. Bu tür işlerin konsolosun insiyatifine kalmaması gerekir. Eğer kaldıysa da hata, kalmadıysa da hata.

IŞİD’LE PETROL ALIŞVERİŞİ İDDİASI TÜRKİYE’YE SİYASİ BASKI YAPMAYA YÖNELİK

New York Times gazetesi Türkiye ile IŞİD’in petrol alışverişi yaptığını iddia etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da bu iddiayı sert bir dille yalanladı. Bu iddiayı nasıl değerlendirmek lazım?

Bu ispatı yapılması oldukça zor bir durum. Bir kere eğer sınırdan herhangi bir petrol kaçakçılığı var ise, eğer illegal yollardan bu iş oluyor ise o zaman devleti suçlamanın tek yöntemi, sınırlarınıza sahip çıkmıyorsunuz şeklinde olabilir. Yok eğer petrol ticareti varsa, zaten Bakan da kimin kiminle ne ticareti yaptığını açıkladı, bunun gizli tutulması zaten çok mümkün bir durum değildir. Ben bunun daha çok Türkiye’yi terör örgütlerine yardım eden ülke görünümü altında baskı yapmak için kullanıldığı kanaatindeyim. Bu baskının da IŞİD’e karşı mücadelede askeri rol alması için yapıldığını da düşünmüyorum. Sanıyorum bu baskı Ortadoğu’nun bundan sonraki geleceği ile ilgili görüş ayrılıklarından kaynaklanan bir durum. Türkiye’ye yapılan baskı operasyonla ilgili bir durum değil.  Bunun doğruluğu da ispatlanamaz, tersi de ispatlanamaz. Ama kamuoyu nezninde gündeme getirilmesi Türkiye’ye siyasi baskı yapmaya yöneliktir.

IRAK’TAKİ YOL HARİTASI AÇIK VE NET ANCAK SURİYE’DE DURUM KARIŞIK

IŞİD’le mücadele kapsamında ABD, Arap ülkeleri ve İran’ın çıkarları Irak’ta örtüşse de Suriye’ye gelince işler tersine dönüyor. İran Suriye’de Beşar Esad rejimini destekleyen ülkeden birisi. Suriye’de durum Irak’tan daha da karışık gibi görünüyor. ABD’nin başında olduğu koalisyonun Irak ve Suriye’de IŞİD’le mücadelede yol haritası nasıl olacak?

Her durumda bu koalisyonun Irak’ta ne yapacakları açık ve net, yerel güçlerin desteklenmesi, Bağdat rejimiyle işbirliği içerisinde davranılması gibi maddeler açıklandı. Asıl karmaşık olan Suriye ile ilgili durum. ABD, Suriye hükümetine güvenemediklerini açıkladı ama Suriye yönetimi öyle adımlar atar ki güvenilir hale gelebilir, birincisi bu. İkincisi belki de şu ana kadar Suriye’deki IŞİD’e müdahale edilmemesinin nedeni bu konuda bir uzlaşma ve pazarlık zemininin aranıyor olmasıyla ilgili olabilir diye düşünüyorum. Büyük ihtimalle sürecin böyle işlediği kanaatindeyim. Örneğin İran’ın çıkarları açısından illa Esed’in kişiliğinin orada olması gerekmeyebilir. Ama yeni yönetim anlayışında Esed’in desteklediği Alevilerden ya da Şiilerden temsilcilerin olması kaçınılmaz olacak. Belki yeni isimler, yeni kadrolar konusunda bir uzlaşma sağlanabilir. Ben bunların görüşüldüğü kanaatini taşıyorum. 

IŞİD’LE MÜCADELEDE AMAÇ ONU TÜMÜYE YOK ETMEK DEĞİL

Bu koalisyon IŞİD’e karşı mücadele ne derecede başarılı olur?

IŞİD’e karşı mücadelenin amacının onu tümüyle yok etmek olduğunu düşünmediğim için ben oldukça başarılı olacağı kanaatindeyim. Çünkü burada siyaseten IŞİD gibi bir kuruluşun karşısında ittifak oluşturulması hedefleniyor ve bu ittifak büyük ölçüde sağlanmış durumda, bir kere bence bu önemli bir başarı. Meselenin bir diğer ayağı ise, Irak ve Suriye’nin yeniden yapılandırılması konusunda adımlar atılması ki bundan sonra bu adımlar da atılacak. Sanki askeri operasyonla yerle yeksan edilirse bu bir başarılı sayılacak bakış açısını doğrusu ben çok mantıklı bulmuyorum ve amaçlarının bu olduğunu da katiyen sanmıyorum. 

On5yirmi5