Teravih, Ramazan’ın sünnetidir orucun değil

Röportaj
Star gazetesinden Selim Efe Erdem’in ropörtajı…. Mustafa Akgül, dünyanın ilk din görevlileri sendikalarından biri olan Diyanetsen’in kurucusu ve şu anda onursal başkanı. Din görevlil...
EMOJİLE

Star gazetesinden Selim Efe Erdem’in ropörtajı….

Mustafa Akgül, dünyanın ilk din görevlileri sendikalarından biri olan Diyanetsen’in kurucusu ve şu anda onursal başkanı. Din görevlilerinin özlük haklarının yanı sıra dini tanıtmayı da amaçlayan bu sendika ile birlikte slaytlı vaaz vermeye de öncülük yapan Akgül, tefsir, hadis ve fıkıh dallarında eğitim aldı. Türkiye’de 45 ilde, dünyanın pek çok ülkesinde de 500’ün üzerinde vaaz verdi. 400’ü aşkın TV programına katıldı. 33 merkez vaizliği de yapan Mustafa Akgül, 24’ün Ramazan programlarına da konuk olarak halkı aydınlatıyor. Akgül’e, bugünlerde üzerinde en çok tartışılan konulardan biri olan ‘Teravih namazı’ sorduk.

– Her Ramazan en çok gündemde olan konulardan biri, Teravih namazıdır. Teravih, sünnet mi farz mıdır? Kaç rekat ve nerede kılınır?

Teravih, sünnettir. Efendimizin sekiz rekat kıldığı da 10, hattı 20, 24, 30 ve 36 rekatta kıldığı da olmuştur. Camide sekiz rekat kılmıştır ama sonrasına evde devam etmiştir. Daha sonra “Bunun, üzerinize vacip olmasından korktuğumdan için devamını burada kılıyorum” demiştir. Diğer rekatları, evine geçerek kılmış. Hep ‘peygamberimiz sekiz rekat teravih kılmıştır’ rivayeti öne çıkarılıyor. Halbuki 36 rekat kıldığı da olmuştur.

– Teravihin, 20 rekat olarak düzenli kılınmasına ne zaman başlandı?

Hz. Ömer devrinde. Mescidin değişik yerlerinde beşer onar kişi ayrı ayrı ve farklı sayılarda teravih namazı kılarken, Hz. Ömer bu durumu görüp karar veriyor. “Hep bir araya gelin ve bir imamın peşinde kılın. Efendimiz bir işaret verdi, işlerin hayırlı olanı orta olanıdır. Öyle ise 20 rekat kılalım” demiştir. Bazı saygı değer hocalar, “Hz. Ömer nasıl olurda böyle bir şey yapar?” diyor. Hz. Ömer bunu yaptığında, devlet başkanı ve yetkiliydi. Ayrıca, o peygamber efendimiz zamanında yaşamıştı. Teravih namazının farzlığını sünnetliğini yada rekat sayısını tartışarak daha az kılınmasına neden olmak yerine, faydasını anlatalım da daha çok ibadet edilmesini sağlayalım.

Tartışmayın, Teravihi kılın

– Teravih namazı nerede kılınır?

Teravih, Müslümanlar için arayıp da bulunmaz bir nimettir. Evde kılınması yerine camide kılınmasının insanlara vereceği heyecan, feyiz, bereket daha fazla olacağı için camide kılmaları doğrudur. Teravih namazı için son dönemde, özellikle gençler arasında ‘Hızlı kıldıran imamın camisine gitme’ anlayışı’ var. Din görevlileri, Teravih namazının hakkını vererek, yavaş yavaş kıldırmalı. Teravih namazına ilişkin gülünç şeyler söyleniyor. Hatta, bazıları zekat verme için bile “Peygamber efendimizin hayatiyle kani idi. Biz namaz kılarız, zekat vermeyiz” diyen bile var. Bu uygulamalar, sadece efendimiz döneminde yapılıp, 1400 sene ara verildi de şimdi yeniden mi uygulamaya geçti? İnsanların dikkat çekmek için söylediği şeyler bunlar. ‘Eskiye muhalefetle meşhur olma’ kuralından hareket edenler var. “Hepsi hata etmiş biz doğru yapıyoruz” diye düşünmek abestir. Müslümanlara Teravih namazı için “Kılmayın” demek yerine “Daha çok kılın” demelidir.

– Kadınlar için durum nedir?

Kadınlara da Teravih namazı kılmak sünnettir. Onlarında kılmalarını tavsiye ediyoruz. Ev kadınları camiye giderek kılarlarsa, oradaki sohbetlerden bilgi sahibi de olabilir ayrıca. Teravih, Ramazan’ın sünnetidir orucun değil. Orucun sünneti olsaydı, sıhhati yerinde olmadığı için oruç tutmayan Müslümlan, teravih namazı da kılmayabilirdi. Oysaki fıkıh kitaplarımız bunu söylemiyor. Oruç tutmayanlarda Teravih namazı kılabilir.

– Biraz yaramazlık yapsalar da, özellikle Teravih namazlarında camiye giden çocuk sayısında artış dikkat çekiyor.

Nice çocuk, camiye gitmeye Teravih namazı ile başlıyor. Teravih namazıyla birlikte ‘cami, minber, namaz nedir’ öğreniyor. Cami içinde yaramazlık yapan çocuklara sakın “Git” demeyin. Çocuklar kendi aralarında camide yaramazlık yapıyor hatta bazen büyüklerinin namazlarına biraz zarar veriyorlar ama büyüklerde onları aralarına alarak daha uslu namaz kılmalarını sağlayabilir.

70 bin üyeli din görevlisi sendikası

– Siz, din görevlilerinin üye olduğu Diyanetsen’in kurucu onursal başkanısınız. Bu sendikanın faaliyetleri nelerdin?

Diyanetsen, sendika malum daha çok imamların din görevlilerin özlük haklarıyla meşgul olur. 75 bin üyesiyle, alanındaki en büyüğüdür. Bendeniz kurucularındanım. Bu sendikayı kurarken ki bir amacımızda “Caminin sesini önce Türkiye’ye, sonra dünyaya duyuralım” idi. Örneğin, Avrupa’da pek çok ülkede meclisten yasa geçerken kilisenin de görüşü alınıyor. Biz istedik ki caminin de görüşü alınsın. Hamdolsun umduğumuz birçok şeye ulaştık.

Camide ilk slaytlı vaaz

– Siz, Türkiye’de ilk kez camide slaytlı vaaz uygulamasını başlatmış isimsiniz. Nasıl gelişti bu olay?

Ben deniz dedim ki “Şimdi yeni bir şey yapıyorum ve bunu müftülüğe danışırsam ‘Yeni bir şey çıkartma, tenkit alırız’ yanıtı alırım. Mani olurlar. Yeni Camii’de, kimseye danışmadan slayt gösterileriyle Kur’an, Kainat ve insan isimli bir konferans verdim. Bir arkadaşım da bunu kameraya aldı ve CD’ye çevirdi. Dönemin İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı’nın makamına gittim ve dedim ki: Sizden habersiz bir suç işledim. Suç delili de elimde. Buyurun… CD’yi dört dakika izledi. Sonra bana dönüp “Geç bile kalınmış bir şey başlattınız, teşekkür ederim” dedi. Sonra, Süleymaniye’de bunu tekrarladık, tüm televizyon kanalları da takip ettim. Bundan cesaret alarak, yurtiçi ve yurtdışında 250 kez bunu yaptık. Halkın, göze hitap eden vaazı daha uzun süreli dinlediğini gördük.