Sosyal medya narsisizmi besliyor

Röportaj
Sosyal medya hayatımıza girdi gireli pek çok şeyin değiştiği aşikar… Mesela yemeğe başlamadan önce fotoğrafını çekiyor, bir yere gittiğimizde hemen yer bildirimi yapıyoruz, takipçi sayımızı arttırmanı...
EMOJİLE

Sosyal medya hayatımıza girdi gireli pek çok şeyin değiştiği aşikar… Mesela yemeğe başlamadan önce fotoğrafını çekiyor, bir yere gittiğimizde hemen yer bildirimi yapıyoruz, takipçi sayımızı arttırmanın yollarını arayıp, selfie’leri de unutmuyoruz. Peki bütün bunlara neden gerek duyuyoruz? Sosyal medyada hayatımızı nasıl bu kadar sergileyebilir hale geldik? Selfie gerçekten bir psikolojik bozukluğun belirtisi olabilir mi? Tüm merak ettiğimiz soruları Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği Psikiyatrı Yrd. Doç. Dr. Uğur Hatıloğlu’na sorduk.

SOSYAL MEDYA NARSİSİZMİ BESLİYOR

Sosyal medya ile hayatımız nasıl değişti?

Biraz daha bilinir, popüler, tanınır ya da daha farklı olduğumuzu göstermek için yapmayacağımız şeyleri yapabiliyor, söyleyebiliyor ya da paylaşabiliyoruz. Popülarite arttıkça arkadaş sayısı, takip eden sayısı artıyor. Popülarite arkadaşlıkta önemli bir itici güç. Sayı arttıkça popülarite de artıyor, olumlu geribildirimlerle kişinin kendine güveni artıyor. TV gibi sosyal medya da sanki kendi kısa süreli şöhretlerini oluşturmakta. Sosyal medyada “Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim” duygusu beslenir ve bu da kişide narsisizmi besler.

POPÜLARİTENİN ARTMASI İÇİN KİŞİ KENDİ ÖZELİNİ DAHA FAZLA AÇAR Kİ MERAK EDİLSİN

Sosyal medyada insanlar özellikle paylaştıkları fotoğraflar ile gönüllü olarak özel hayatlarını teşhir edebiliyorlar.  Mahremiyetin yok oluşu artık ‘normal’ bir durum olarak algılanarak yadırganmıyor. Facebook, Twitter ya da Instagram’da özel hayatımızı nasıl bu kadar kolay sergileyebilir hale geldik?

İnsanlar başkalarının hayatını merak eder ve bu meraklarını gidermek için de bazen mahremiyetlerinden ödün verebilirler. Böylelikle hedeflerine ulaşabilirler. Bunun dışında popülaritenin artması için kişi kendi özelini daha da fazla açar ki merak edilsin. Sosyal medyada kişi başka birisine bürünebilir. Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceği her şeyi orada rahatlıkla söyleyebilir. Öfke, kaygı, üzüntü gibi duygularıyla yüzleşmek yerine dolaylı yoldan bir şey paylaşarak gönderme yapabilir. Kendi hatalarıyla yüzleşmeden karşı tarafı kolayca suçlayabilir. Böylelikle kişinin farkındalık kazanma şansı azalır.

İNSANIN MERAK ETMESİ NORMAL ANCAK ANORMAL OLAN…

Teşhirciliğin yanı sıra röntgenciliği de konuşmak gerek. Artık sosyal medyada takip ettiğimiz kişilerin, arkadaşlarımızın ya da arkadaş olmayan kişilerin paylaştığı fotoğraflara bakmaktan haz alır hale geldik. Başkalarının yapıp ettiklerini neden merak ediyoruz? Bunu nasıl açıklamak gerekir?

Bir şeyi düşünmek veya anlamak için gerekli isteğe merak denir. İnsanoğlu da sürekli düşündüğünden merağın ardından gelmesi gayet doğaldır. İnsan bazen hoşlandığı kişiyi, bazen beraber çalıştığı kişiyi, bazen hayranı olduğu bir ünlüyü, bazen de sırf aklına geldi diye birini merak edebilir. Bu doğaldır, anormal olan bunu sürekli yapmak ve bunun kişiyi hayatından alıkoyuyor olmasıdır. 

İNSANLAR KENDİNİ HEP İYİ GÖSTERME EĞİLİMİNDE

İnsanlar sosyal medyada hep güzel ve olumlu yönleriyle ilgili durumlarını paylaşıyor. Kişilerin sosyal medyada paylaştıklarıyla gerçek hayattaki durumunu karşılaştırdığınız zaman arada uçurum kadar farkların olduğunu görebiliyorsunuz. Oysa kişi aynı kişi… Bu aradaki fark neden kaynaklanıyor?

İnsanlar kendilerini özellikli bir durum olmadığı takdirde hep iyi gösterme eğilimindedir. Bırakın interneti; bir iş görüşmesinde, yeni bir tanışmada, hatta bazen aile içinde bile olayları kendi açımızdan anlatır; iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırırız. Kişi kendisinin kötü özellikleriyle anılmasını istemez, bunu saklamak ister, çoğunlukla da bu özellikleri de yokmuş gibi davranır. Bu özellikleri ifşa ederse zaten ilişkiler başlamadan biter ya da yarıda kalır. Bu sosyal medyaya da yansır. Popülarite ve beğenilme ihtiyacı kötü, olumsuz, can sıkıcı özellik ve durumların halı altına süpürülmesine yol açar. 

Narsisizm Nedir

Narsisizm, kişinin sahip olduğu değer ve gücünün abartılmış bir yansımasını dile getiren bir karakter özelliğidir. Bu özelliği taşıyan insanlar, kendilerinin en ünlü, yetenekli ve başarılı olduklarını düşündükleri birer hayal dünyası içinde yaşarlar. Narsistler kibirli ve egoisttirler, kendilerinin en mükemmel insan olarak görürler. Onlar diğer insanlardan özel bir muamele ve ayrı bir ilgi umarlar. Paradoksal olarak bu kişiler güvensizlik hissederler ve bu kişilerin özgüvenleri düşüktür. Onlar daima diğerlerinin kendilerinin beğenmesini beklerler ve eleştirilmeye tahammül edemezler. Herhangi bir güçlük veya sıkıntıda narsistik kişi ya sinir hali içinde karşı saldırıya geçer ya da geri çekilir. Çünkü narsistik kişiler başarısızlık ve yenilgi ile baş edemeyebilirler. Onlar mağlup olma ihtimallerinin olduğu durumlarda, sık sık işi ve riski almaktan kaçarlar.” Kaynak : Spencer, Traci, 2001, Should We Call Them Human?Narcissistic Personality Disorder And Co-Morbid Diagnoses, Gale Encyclopedia Of Psychology, 2nd Ed. In Association With The Gale Group And Looksmart

Sosyal medyanın özellikle Facebook’un mutsuz ettiğine yönelik pek çok araştırma var. Facebook kullanıcıların gerçekten mutsuz eder mi? Bunun yanı sıra Amerikan Psikologlar Derneği selfie çekmenin ruhsal bir bozukluk olduğuna dair bir bildiri yayınladı. Selfie gerçekten de bir psikolojik bozukluğun belirtisi olabilir mi?

Selfie çekinmenin bir psikolojik veya psikiyatrik bozukluk olduğuna dair yine eleştirdiğimiz sosyal medya içinde viral iletiler yayımlandı. Ama bu iki kuruluştan da buna dair bir resmi açıklama aslında yok. Sosyal medyada kişi hedeflediği popülerliğe erişemezse narsisistik yaralanma dediğimiz durum gelişebilir ki bu da depresif belirtilere sebep olabilir. Sosyal medyayla iletişim arttıkça kişinin yüz yüze iletişimi azalır, bu da yalnızlık duygusuna neden olabilir. Kişi eğer sosyal medya ile günün büyük çoğunluğunda haşır neşirse bunun yokluğunda aynı bağımlılıkta olduğu gibi yoksunluk çekebilir, bu da kişide içsel bir huzursuzluğa ve tahammülsüzlüğe neden olabilir.  

SOSYAL MEDYAYI AKTİF KULLANMASAK BİLE NEYİN NE OLDUĞUNDAN HABERDAR OLMALIYIZ

Sosyal medyasız bir hayat mümkün mü? Neden sürekli sosyal medya hesaplarımızı kontrol etmeye gerek duyuyoruz? Sosyal medyayı hayatımızda nasıl konumlandırmalıyız?

Sosyal medya yaşamımızın artık bir parçası, giderek kullanan sayısı da katlanarak artıyor. Bu gelişime sırtını dönmek ne kadar doğru değilse de sadece buna yönelmek de bir o kadar hatalıdır. Hayatı yakalamak için öğrenmek, bilgilenmek ve kullanmak için sosyal medyayı aktif kullanmasak bile neyin ne olduğundan haberdar olmamız gerektiği kanaatindeyim. Bağımlı hale gelinmediği sürece sosyal medya kişiler arası ilişkileri sürdürme ve haberleşme için kullanılabilir. Kişi kendi mesleği ile ilgili reklam yapabilir. Sorun yaşadığı konuları paylaşarak daha kolay çözüm yolu bulabilir.