Karne kendimize yol haritası çizmek için önemli

Röportaj
Gizem Gül’ün röportajı Bugün yaklaşık 16 milyon öğrenci karne alıyor. 16 Eylül’de başlayan eğitim-öğretim döneminin ilk yarısı sona erdi. 15 günlük yarıyıl tatili 9 Şubat’a kadar sürecek. Ve her karne...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Bugün yaklaşık 16 milyon öğrenci karne alıyor. 16 Eylül’de başlayan eğitim-öğretim döneminin ilk yarısı sona erdi. 15 günlük yarıyıl tatili 9 Şubat’a kadar sürecek. Ve her karne döneminde olduğu gibi şimdi de uzmanlar velileri karne konusunda uyarmaya devam ediyor. Karne sonuçlarının nasıl değerlendirilmesi konusunda görüşlerine başvurduğumuz Pedagog Öznur Simav, karnenin başarının somut bir göstergesi olduğunu belirtmesi anlamında önemli olduğunu vurguluyor. Zayıf karnenin psikolojik sorunlara işaret edebileceğini belirten Öznur Simav, başarılı ve başarısız karne karşısında anne babaların nasıl bir tutum takınması konusunda ipuçları veriyor. Ayrıca çocuklar konusunda akademik başarı üzerinde durulurken pek çok noktanın da gözden kaçırıldığına dikkat çekiyor. İşte Pedagog Öznur Simav’la gerçekleştirdiğimiz röportajın ayrıntıları…

KARNE BAŞARININ SOMUT BİR GÖSTERGESİDİR

Öncelikle karneyi nasıl değerlendirmek gerekir, karne neyin göstergesidir?

Karne almak, öğrenciler ve ebeveynler tarafından merakla ve heyecanla beklenen bir takvim dönemidir. Önceki yıllara göre eski itibarını kaybetmiş ise de yarım öğretim ve eğitim yılının bir sonucudur. E- okul sistemiyle başarı değerleri önceden bilinse de başarının somut olarak değerlendirildiği ve belgelendiği bir sistemdir. Öğrenci ve ebeveyn bir dönemin değerlendirmesini karne olarak, ellerinde görürler. Okul yönetiminin, sınıf öğretmeninin ve öğrencinin genel olarak davranışlarını da değerlendirmesi ve önerilerde bulunması, başarı durumunu, devam durumunu en son şekliyle ortaya koyması, karnenin önemini korumasına sebep olmaktadır.

ZAYIF KARNEYE KARŞI ÖNCE VELİNİN KENDİ DUYGULARINI KONTROL ETMESİ GEREK

Karnesi zayıf olan çocuklara anne ve babalar nasıl tepki vermeli?

Karnesi başarısız olan öğrenciye yaklaşım biçimi, durumun ailece önemsendiğini hissettirmek ve başarısızlık nedenlerini değerlendirmek şeklinde olmalıdır. Çocuğu dövmek, aşağılamak, kızmak, cezalandırmak, hiç tepki vermemek, durumu önemsememek, sanki her şey yolundaymış gibi davranmak olumsuz davranış biçimleridir. Anne- babalar, karnedeki değerlendirmelerin üzerinde durarak, çocuğuyla sonucu gözden geçirmelidir. Bu belki, ilk anda olumsuz duygularımızı çocuğa yansıtmak değil, kendi duygu durumumuzu kontrol etmek şeklinde olmalıdır.

KARNE KENDİMİZE BİR YOL HARİTASI ÇİZMEK İÇİN FIRSATTIR

Çalışma biçimini birlikte değerlendirerek, nerede yanlış yapıldığı, önümüzdeki dönemde nelerin yapılması gerektiği şeklinde olmalıdır. Karne notlarının önemli olduğu, önümüzdeki dönemde bize bir yol haritası çizmek için fırsat verdiği üzerinde durulmalıdır. Karne değerlendirilirken, beden dilinin de uygun kullanımı önemlidir, çocuktan önümüzdeki dönem içinde nasıl bir beklenti içinde olduğumuzu etkili şekilde yansıtmalıyız. Hedefimizi, çocukla birlikte gerçekçi olarak belirlemeli, ulaşılması güç, ya da mümkün olamayacak hedeflerden uzak durmalıyız.

KARNEDEKİ ZAYIFLAR PSİKOLOJİK SORUNLARA İŞARET EDEBİLİR

Ona güvendiğimizi, ancak, onun çabalarıyla güzel bir sonuç elde edilebileceğini vurgulamalıyız. Başarısız olunan derslerin her birisi üzerinde nasıl çalışıldığı, ya da neden çalışılamadığı üzerinde üzerinde durularak, yeni bir çalışma programı belirlemeliyiz. Yarıyıl tatilinde de gerekli olduğu şekilde dersteki eksikler tamamlanmaya çalışılarak 2. dönem için zemin hazırlanmaya çalışılmalıdır. Çocuklarda bazı psikolojik sorunlar, öğrenme bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu  programsızlık, arkadaşları ve öğretmenleri ile sorun yaşanıyor olabilir, ailedeki anlaşmazlıklar ya da çocuğun ailesine ifade edemediği problemler olabilir.

HER NE OLURSA OLSUN ÇOCUK SEVİLDİĞİNİ HİSSETMELİDİR

İlgili uzmanlardan, pedagoglardan destek alarak çocuk rahatlatılmalıdır. Çocuğun, anlayamadığı, takıldığı, unuttuğu bazı konular için birkaç saat özel ders desteği sağlanabilir. Başarısızlık nedenlerinin doğru saptanması önemlidir ki ona uygun çözüm yolları bulunsun… Çocuk, her ne olursa olsun, başarısız da olsa ailesi tarafından sevildiğini ve kabul gördüğünü hissetmelidir.

Karnesi güzel öğrencinin maddi hediyelerle ödüllendirilmesi doğru mudur? Bir pedagog gözüyle bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Karnesi güzel öğrenci kendi ortalamasına göre gerçekten üstün başarı göstermiş ise maddi ödüllerle ödüllendirilebilir. Her yıl kanıksanmış bir başarı için, kanıksanmış bir ödüllendirme çocuğu motive etmeyecektir. Manevi ödül, memnuniyetimizi ve sevgimizi aferinlerle, sarılma ve öpücüklerle ifade etmek şeklinde olabilir. Karne liseye kadar olan süreçte öğrenci için daha önemlidir. Çocukla neden başarılı olmak gerekli olduğu konusunda anlaşmaya varılmış olması gerekmektedir. Maddi ödüller ailenin sosyo-ekonomik durumuna göre değişiklik gösterse de başarı ile de doğru orantılı olmalıdır. Az bir başarı çok maddi ödülle karşılığını bulmamalıdır. Çocuğa çalışma ve başarılı olmada motive edecek kadar ve bir süre için maddi ödül uygulanması doğru olabilir. Başarılı öğrenci, genel kültürüne ilave olacak geziler, teknolojik araçlarla ödüllendirilebilir, ancak, iki ucu keskin kılıç olan bilgisayar oyun araç-gereçlerine dikkatli yaklaşılmalıdır. Aile ve akraba iletişimini güçlendirecek etkinliklere, ziyaretlere, arkadaşları ile sosyalleşmeye yer verilebilir. Koleksiyon çalışmaları ve zenginleştirme çabalarına yer verilebilir, ödül olarak kullanılabilir.

TATİLDE NORMALDEKİNDE 1-2 SAAT GEÇ YATILIP, KALKILABİLİR

Tatil genellikle geç yatılıp, geç kalkılan, çokça televizyon izlenen, bilgisayar oyunlarının oynanması ile geçirilecek bir zaman dilimi olarak görülmekte. Genellikle çocukların tatil anlayışı bu şekildeyse de aileler genel sınavlarda başarı için, ders çalışılması gereken bir dönem olarak nitelendirmekteler. . Sizce yarıyıl tatilini doğru bir şekilde nasıl değerlendirmeli? Bu konuda anne ve babalara neler tavsiye edersiniz?

Aile ve çocuk, başarı durumuna göre tatil için ortalama, kısmen esnek bir program yapmalıdır. Çocuğun her gün okula gitmemesi onun için zaten bir değişikliktir ve aşırı yüklü bir tatil programı koşul değildir. Çocuğun dinlenme ve eğlenmesine daha fazla süreli ve yaşına göre 1- 2 saat arasında geç yatıp, kalkacak şekilde düzenlenebilir. Bu da özel olarak tatil için ve önemli bir izin şeklinde sunularak verilmelidir.

ÇALIŞMA İÇİN MOTİVASYON ÖNEMLİ

Zamanın önemi ve zamanı doğru kullanma çok önemlidir ve çocuklara bu kavram kazandırılmaya çalışılmalıdır. Tatil, aynı zamanda eksiklerin tamamlanmaya çalışıldığı ya da gelecekteki hedefe ulaşabilmek için değerlendirilmesi gereken en büyük fırsattır. Eğer, hedef güzel bir şekilde belirlendiyse ve gereken motivasyon sağlandıysa çocuk, sıkılmadan hevesle çalışabilir ve çalışmalarından dolayı mutluluk duyar.

Başarısı düşük çocuklar ailelerinin desteği ve gerekiyorsa uzman destekleri ile bulundukları başarı durumundan daha ilerilere taşınabilir.

Çocukların deşarj olmaları önemlidir ve fiziksel aktivitelere yer verilmelidir, genelde yıl içinde fiziksel aktiviteleri yetersiz olan çocuklar, açık havada hareketlere yönlendirilmelidir. Bunun dışında aile ile sohbet ortamları yaratılıp, daha geniş zamanda çocukların kendilerini ifade etmelerine fırsat yaratılmalıdır.

TATİL ÇOCUKLARIN SOSYALLEŞMELERİ İÇİN BİR FIRSAT

Tatil, çocukların hobilerine daha fazla yer verebildikleri zaman dilimi de olabilir.

Çocukların arkadaşları ile oyun oynamaları -bilgisayar oyunları değil – onların sosyalleşmeleri, dili kullanmaları, sözel ifadelerini güçlendirmeleri, bilişsel gelişimleri, motor ve fiziksel gelişimleri için yararlıdır. Ayrıca duygusal gelişim, duyguları anlama, empati yapma, kurallara uyma, karşılıklı hak ve adalet duygularını geliştirme, özgüven gelişimi vb. İçin önemlidir ve çocuklar için bu ortamlar sağlanmaya çalışılmalıdır. İş durumu ve işyerleri müsait olan anne-babalar, çocuklarının iş yaşamını deneyimlemeleri için birkaç gün bir arada olabilirler. Mesela heveslendikleri bir iş için gözlem yapabilmeleri için ortam yaratılabilir.

ANNE BABALAR ÇOCUKLARIN ZİHİNLERİNE HİTAP EDEBİLMELİ

Özellikle 8. sınıf öğrencileri için nisan ayında yapılacak merkezi ortak sınavların ikinci kısmına hazırlık için yarıyıl tatili bir fırsat olarak görülüyor. Çocuğunun ders çalışmasını isteyen bir anne baba çocuğun sıkmadan bunu nasıl dile getirmeli?

Öncelikle veliler, çocukları ile çatışma ortamına girmeden onları yüreklendirerek ve kısa bir zaman sonra rahatlayacaklarını anlatarak, zihinlerine hitap etmelidirler. Ayrıca, çocuklarına güvendiklerini ve ancak, düzenli çalışma ile sonuca ulaşabileceklerini güzel sözcükler kullanarak benimsetmelidirler. Canım, tatlım, güzelim, yakışıklım, akıllı çocuğum, kuzucuğum, bir tanem gibi sözcükleri ölçülü şekilde etkisizleştirmeden kullanarak ve yapmacık olmayacak şekilde destek vermelidirler. Çocuk, ailesinden öyle bir yakınlık ve samimiyet görmelidir ki zorlandığı durumları rahatça ifade edebilmeli ve yardım isteyebilmelidir.

Aile içinde mümkün olan en stressiz ve kavga ve gürültünün olmadığı ortam sağlanmalı ve ilişkiler en pozitif şekilde tutulmaya çalışılmalıdır.

ÇOCUKLAR YALNIZCA DERS ÇALIŞMAYA PROGRAMLANMIŞ ROBOTLAR DEĞİLDİR

Çocukların yalnızca ders çalışmaya programlanmış robotlar olmadığı, duygularının ve düşüncelerinin olduğu kabul edilmeli ve düzeylerinin çok üstünde beklentiler içinde olmamamız gerektiğini bilmeliyiz.

Çocuklarımızı yalnızca akademik başarı üzerine programlamayıp, yaşam becerisi de kazanmaları için desteklemeliyiz.

AKADEMİK BAŞARI ÜZERİNDE DURULURKEN PEK ÇOK NOKTA GÖZDEN KAÇIRILIYOR

Genellikle akademik başarı üzerinde durulurken toplumla uyum, kişisel gelişim, görgü kuralları, nezaket, empati yapabilme, problemlere çözüm bulabilme, saygı-sevgi, insan hakları, hayvan hakları, sağlıklı yaşama, sağlıklı beslenme, otokontrol, ebeveyne ve öğretmene değer vermeme -yapmaya mecbursun anlayışı- merhamet, yardımseverlik, özgürlük ölçüleri, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışma, başkalarına zarar vermekten kaçınma, kendisine sunulan nimetlerin bilincinde olmama, sağlıklı iletişim kuramama, gençlerde alkol- sigara alışkanlıkları, bilgisayar oyun bağımlılıkları, madde kullanımı ve yayılması, hep bekleyen taraf olmak- ama kendisinin bir katılımda olmaması- yaşamı yalnızca sınavlara endekslemek, girişimcilikten uzak olmak, gösteriş tutkunu olmak ve mutluluğun maddi kavramlarla doğru orantılı olduğuna inanmak, üretim becerisinden yoksun olmak, yeteneklerin keşfedilmemiş olması, egonun ön planda olması ve daha pek çok konu gözden kaçırılmakta..