Dershanelerin özel okula dönüşmesi mümkün değil

Röportaj
Gizem Gül’ün röportajı Okullar kapandı ve yaklaşık 17 milyon öğrenci karnelerini aldı.  2012-2013 eğitim-öğretim yılını geride bırakıyoruz ve geçtiğimiz yıl eğitimle ilgili konuların çokça ...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Okullar kapandı ve yaklaşık 17 milyon öğrenci karnelerini aldı.  2012-2013 eğitim-öğretim yılını geride bırakıyoruz ve geçtiğimiz yıl eğitimle ilgili konuların çokça gündemde olduğu, üzerine konuşup, tartıştığımız bir yıl oldu. Önce 4+4+4 eğitim sistemine geçişi tartıştık, sonra sınavların kaldırılması, sınavlarda açık uçlu soruların sorulması, dershanelerin kapatılması ya da özel okullara dönüştürülmesi ve son olarak da lise son sınıflara 45 gün devamsızlık hakkının tanınmasıyla ilgili pek çok konu eğitim gündemimizi bir hayli meşgul etti. Her ne kadar bu konular üzerine çokça konuşulmuş olsa da aslında pek çok soru da cevaplanmayı bekliyor. Bir yandan da çocuğuna okul seçecek anne babalar için kayıt takvimi de işliyor. Birçok okul daha okullar tatile girmeden kayıtlara başladı bile. Biz de hem anne babalara okul seçiminde rehberlik edebilmek hem de eğitim sistemimizdeki problemlere özel eğitim kurumları penceresinden bakabilmek için özel eğitim kurumlarıyla konuştuk. Geçtiğimiz hafta yayınlamaya başladığımız röportajlarımızda bugün Altınay Koleji var. İşte Altınay Koleji Mehmet Alparslan Akıncı ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

Sultanbeyli Altınay Koleji olarak eğitim anlayışınız nedir?

Özel okulu bir ihtiyaç haline getiren şartlar çerçevesinde mevcut kamusal eğitimin eksiklerini gidermek ve özel eğitimle ilgili temel beklentileri karşılamayı amaçlıyoruz. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun cari olduğu bir eğitim vasatı çok fazla hayal kurmamıza imkan tanımıyor. Bu nedenle yapabileceğimiz en iyi şeyin mevcudu iyileştirmek olduğunun farkındayız.

Size başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen öğrencileri seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? 

Özel okulların sınav haricinde bir seçme kriteri uygulaması yasal olarak mümkün değildir. Bu noktada biz bu sorunu kendi vizyon ve misyonumuzu muhataplarımıza açıkça beyan ederek çözmeye çalışıyoruz.

Kurumunuzda çalışacak bir öğretmenin hangi niteliklere sahip olması gerekiyor?

Herhangi bir öğretmen adayının öncelikle kendi alanında yetkin olması gerekir. Bu durumu ölçmek için çeşitli uygulamalarımız mevcut. İkinci olarak da öğrenci ve veli profilimize uygunluğu temel şartlardan biri olarak öğretmen alımında göz önünde bulunduruyoruz. Yani bir öğretmen hiçbir şekilde veli ve öğrencilerimizin dünya görüşüne saygısızlık anlamına gelecek söz ve eylemler izhar edemez.

Üniversite ya da SBS’de okulunuzun başarısı ne düzeyde? 

Üniversite başarımız toplamda civardaki Anadolu liseleriyle yarışabilecek düzeyde ( bu liselerin belli bir puanın altındaki öğrencileri almadıkları unutulmamalı ). SBS’de ise bu yıla kadar ilçenin en yüksek puan ortalamaları bize ait.

OKUL VE VELİ İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ

Özel okullarda öğretmen ve öğrenci ilişkisi hakkında söylenen efsaneler vardır, hepimiz biliriz. Sizin okulunuzda öğretmen ve öğrenci ilişkisi nasıl? Bu ilişkinin doğru kurulabilmesi anlamında ne gibi çabalarınız var?

Özel okullarda öğretmen-öğrenci ilişkisinin devlet okullarındaki gibi olmadığı doğrudur. Fakat biz disiplin içinde ve saygı sınırları aşılmayacak şekilde seviyeli ilişkiler kurmayı önceliyoruz. Doğru bir ilişkinin kurulabilmesi veli işbirliğini gerektiriyor. Ancak çoğu ebeveynin kafası bu konuda ciddi anlamda karışık. Hiç kimse önceliğinin ne olduğundan emin değil. Cüretkar hatta küstahça bulunmayacağını bilsem önce velilerin eğitilmesi gerekiyor derdim. Fakat bunu yapacak olan bizler değiliz. Böyle bir girişim çok daha üst düzeyde bir örgütlenmeyi, kurumsallığı öngörür. Yani ya devletin ya da sivil organizasyonların işidir bu.

ALDIĞIMIZ VE VERDİĞİMİZ ARASINDA ALEYHİMİZE BİR ORANTISIZLIK SÖZ KONUSU

Özel okul ücretleri her ne kadar farklılık gösterse de genelde yüksek bulunuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Özel okullar bu ücretler karşılığında devlet okullarında bulunmayan hangi artı değerleri sunuyorlar?

Bizim ücretlerimiz oldukça mütevazi seviyelerde seyrediyor. Bizim kanaatimize göre aldığımızla verdiğimiz arasında bizim aleyhimize bir orantısızlık söz konusu. Bundan çok da şikayetçi değiliz, çünkü yaptığımız işin hakkını vermek zorunda olduğumuza inanıyoruz. Ama sözgelimi 15-30 bin lira arasında ücretler alan okulların ne verdiği sorgulanabilir. Bu okulların tamamı bu ücretler karşılığında yalnızca statü tatmini sağlıyorlar. Bunların olağanüstü öğretmenlere veya mükemmel sistemlere sahip olmadıklarını hepimiz biliyoruz.

DEVLET OKULLARDAN ELİNİ ÇEKMEDİKÇE ÖZGÜN BİR EĞİTİM MODELİ ORTAYA ÇIKAMAZ

Eğitim sistemimizde yakın zamanda 4+4+4 eğitim sistemine geçildi. Öncelikle 4+4+4 eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz ve yeni sisteme geçişte sorunlar yaşadınız mı? Eğitim sistemindeki problemlere nasıl bir çözüm önerisi getirirsiniz?

Türkiye’deki eğitim sorunlarını hiçbir sistem çözemez. İyimser olmak, iyi niyetli olmak, hevesli olmak, ümitli olmak problemi çözmüyor. Türkiye’deki eğitim politikalarının yerli ve ehil ellerden çıktığı kanaatinde değiliz. Yerlilik dediğimiz T.C. kimliği taşımak değil elbette, hatta muhafazakarlık veya vatanseverlik bile değil. Mesela bu ülkede özel okul yoktur. Adları ve işletmeleri özel olan bu okullar devletin belirlediği müfredatı yine devletin belirlediği şekilde uygulamak zorundadır. Devlet bu işten elini çekmedikçe özgün bir eğitim modeli tezahür etmeyecektir. Devlet illaki bir şey yapacaksa bu, sürece değil sonuca bakmak şeklinde olmalıdır. Bu konudan bir kitabın hacmini dolduracak kadar malzeme çıkar. Biz sadece şu örneği vermekle yetinelim: Piyasadan yetişen bilgisayarcılar her zaman okulların yetiştirdiklerinin birkaç adım önünde olmuştur veya işlerini diş hekimlerinden daha iyi yapan diş teknisyenleri de bu ülkede çok rastlanılır şeylerdendir.

Sınavların kaldırılması pek çok kez gündeme geldi ancak bunun somut bir adımı olarak SBS bu yıl son kez yapılacak. SBS’nin kaldırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? SBS’nin kaldırılması liseye girişte öğrenci seçimini nasıl etkileyecek?

Bu konudaki uygulamayı görmedikçe sağlıklı bir şeyler söyleyemeyiz.

LİSELERİ BİTİREN SINAV SİSTEMİ VE DERSHANELERDİR

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayınlayarak son sınıftaki lise öğrencilerinin devamsızlık süresinin 45 güne çıkarıldığını açıkladı. Bu adımı doğru buluyor musunuz? 

Bu, öyle görünüyor ki dershanelerin lehine atılmış bir adım. Dershanelerin lehine olan her şey, kurumsal eğitimin aleyhinedir. Zaten liseleri bitiren de sınav sistemi ve dershanelerdir. Devlet bunu çok iyi biliyor. Liselerin tek işlevi sokağı rahatlatmak ve polisin iş yükünü azaltmak.

DEVLETİN ÖZEL OKULLARI DESTEKLEMESİ ZORUNLUDUR

Dershanelerin kapatılması ve fiziksel şartları taşıyan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi konusu şu an çok gündemde olmasa da geçtiğimiz aylarca çokça tartışıldı. Sınavların kaldırılarak dershanelerin kapatılması eğitim sistemini nasıl etkiler? Ayrıca kapatılan dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi konusunda nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Sınavların kaldırılmasını hem mümkün görmüyor hem de doğru bulmuyoruz. Ama dershaneler kesinlikle kapatılmalıdır. Dershanelerin işlevi her ne ise bu işlevi üstlenecek özel okullar ihdas edilebilir. Devletin özel okulları desteklemesi zorunludur bizce. Bu destek, bir öğrencinin devlete maliyeti çerçevesinde belirlenebilir. Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi pratikte çok da mümkün görünmüyor. Açıkgöz veya fırsatçı olmayı ödüllendirmeyen her türlü teşvik meşru ve hatta elzemdir.

BU ÜLKEDE KİMİN NE OLACAĞINA BİR BİLGİSAYAR KARAR VERİYOR

Öğrenciler okul seçerken nelere dikkat etmeli? Bu konuda anne babaların okul seçiminde öncelikleri neler olmalı?

Her mesleğin kendine uygun bir kişilik dağarcığı vardır. Düşünelim ki bu ülkede insanlardan pek de hazzetmeyen kimseler doktor oluyor, çocukları sevmeyen kimseler öğretmen oluyor, konuştuğu dilin mana aleminden habersiz, şiirden nefret eden kimseler hakim savcı oluyor vs vs vs.  Niye? Çünkü kimin ne olacağına bir bilgisayar karar veriyor. Çok zeki olan çocukların ne olacağına maalesef toplumsal statü karar veriyor. Meslek seçimi bu şartlar altında çocuğun kendisine de bırakılamaz, zira çocuklar “kendisi olmak” yeterliğini haiz değiller. Anne babalar çocuklarını iyi tanımak için daha gayretli olmalı, onların geleceğini şekillendirmek endişesini terk etmeli.

On5yirmi5