Farkında olmadığımız bir can simidi: Hacet Namazı

Ramazan Günlügü
Gizem Gül’ün röportajı “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır” isimli kitabıyla daha önce pek çok kişiye ulaşan Cemil Tokpınar, Nesil Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Can Simitleri’nde unutulan sünnet n...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

“Sabah Namazına Nasıl Kalkılır” isimli kitabıyla daha önce pek çok kişiye ulaşan Cemil Tokpınar, Nesil Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Can Simitleri’nde unutulan sünnet namazlar ile mübarek gün ve geceleri işliyor.  Cemil Tokpınar’ın yeni kitabı Can Simitleri’nde iki ana bölüm var. Sünnet namazların işlendiği bölümde teheccüd, işrak, kuşluk, evvâbîn, hacet, tesbih, teravih, istihare, tevbe, hafıza, tahiyyetü’l-mescid ve şükür namazları gibi muazzam ibadetlerin yanında, ehemmiyetini tam idrak edemediğimiz bir farz namaz olan cenaze namazı işleniyor. İkinci bölümde ise Cuma, Üç Aylar, Ramazan, Mevlid Kandili; Regâib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri, Zilhicce’nin ilk on günü ve i’tikâf anlatılıyor. Biz de Cemil Tokpınar ile yeni kitabından hareketle Teravih, Hacet ve Tesbih namazlarını konuştuk. Dün röportajın ilk bölümü olan Teravih namazını yayınlamıştık, bugün de Hacet namazını yayınlıyoruz.

Hacet namazı nedir? 

Hacet namazı, maddî manevî, küçük büyük, dünyevî uhrevî bütün dertleriniz veya arzularınız için kılacağınız muhteşem bir namazdır.

Elbette bir kul olarak sebeplere sarılacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen olur ki, sebepler tükenir ya da etkisiz kalır, bütün yollar denenir, çareler biter, ne yapacağını bilememenin ıstırabıyla yapayalnız kalırsınız. Artık kalbiniz kederli, gözünüz yaşlı, hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahile çıkaracak bir can simididir.

İşte bu muhteşem fırsatı değerlendirenlerden birisi olan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç alır. Bunu şöyle aktaralım;

Bir yaz günü Hz. Enes’e bahçıvanı gelerek, yağ­mur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı.

Bu haber üzerine Hz. Enes, Resûlullah’ın (a.s.m.) “Herhangi bir ihtiyacı olan kimse iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah’a dua etsin” şeklindeki “hacet namazı” tavsiyesini hatırladı.

Su isteyerek abdest aldı ve namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına:

– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun, diye sordu. Bah­çıvan:

– Göremiyorum, dedi. Enes, tekrar içeri girip namaz kılmaya devam etti.

Birkaç kez bahçıvana:

– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun, diye sorunca adam:

– Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi.

Bunun üzerine Enes (r.a.) namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hz. Enes’in yanına girdi ve:

– Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı, dedi. Bunun üzerine Hz. Enes:

– Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak, dedi.

Bahçıvan etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hz. Enes’in büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, c.7: 21-22)

İşte tüm sıkıntılı zamanlarımızda uygulayabileceğimiz bir başka örnek şöyle;

Sahabelerden Ebû Mı’lâk (r.a.) isminde ticaretle uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yolculuk yapıyordu. O zamanlarda yol güvenliği yoktu. Bu yüzden karşısına silahlı bir eşkıya çıktı.

– Neyin varsa çıkar, seni öldüreceğim, dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mı’lâk:

– Maksadın mal almaksa al, dedi. Hırsız ise, malı almakla birlikte izini de kaybettirmek istiyordu:

– Ben sadece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı’lâk:

– Öyleyse bana izin ver namaz kılayım, dedi. Hırsız:

– İstediğin kadar namaz kıl, deyince Ebu Mı’lâk namaz kıl­dı ve şöyle dua etti:

– Ey kalplerin sevgilisi! Ey yüce arşın sahibi! Ey her dilediğini yapan Allah’ım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan sal­tanatın ve arşını kaplayan nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan Allah’ım, yetiş imdadıma!

Ebu Mı’lâk, bu duayı üç defa tekrarladı. Duasını bitirir bitirmez, silahlı bir atlının hızla yaklaştığını gördü. Atlı, hırsızı bir mızrak saplayarak öldürdü. Sonra da Ebu Mı’lâk’a döndü. Allah’ın lütfuyla kurtulan sahabe:

– Kimsin sen? Allah seninle bana yardım etti, diye şaşkınlıkla sorunca atlı kişi şu cevabı verdi:

– Ben dördüncü kat gökteki meleklerdenim. İlk duanı yapınca gök kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa dua edince, gök ehlinin senin kurtulman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, “Zorda kalan biri dua ediyor!” denildi. Bunu duyunca Allah’tan, hırsızı öldürmek için beni görevlendirmesini istedim. Allah da kabul etti ve yardımına geldim. Şunu bil ki abdest alıp dört rekât namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir. (İbn-i Hâcer, el-İsâbe, c.4: 182)

Hacet namazı kılarak bir derdinden kurtulan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. Elbette bu örneklerin hepsi, yukarıdaki gibi harikulade olmayabilir. Çünkü hacet namazından alacağımız verimin derecesi, ihlâs, huşu, ıztırar hâli, yakînimiz ile Allah’ın takdir ve hikmetine göre değişir.

Hacet Namazı nasıl kılınır?

Hacet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât olarak kılınır. Yatsı namazından sonra müsait olmayan başka vakitlerde, bilhassa teheccüd vaktinde kılabilir. Hz. Peygamber’den gelen bir rivayete göre hacet namazının ilk rekâtında Fâtiha’dan sonra üç defa Âyete’l-Kürsî, diğer rekâtlarda Fâtiha’dan sonra sırasıyla birer defa İhlâs, Felâk ve Nâs Sureleri okunur.

Hacet namazı bitince Allah’a hamd ve sena, Rasûlullah’a salât ve selâmdan sonra bir hacet duası okunması sünnettir. Peygamber Efendimizden (s.a.v.) rivayet edilen çeşitli hacet duaları vardır. Bunlardan birisi şudur:

“Allahümme innî es’elüke tevfîka ehli’l-hüdâ ve a’mele ehli’l-yakîni ve münâsahete ehli’t-tevbeti ve azme ehli-s-sabri ve cidde ehli’l-haşyeti ve talebe ehli’r-rağbeti ve teabbüde ehli’l-vera’i ve irfâne ehli’l-ilmi hattâ ehâfek. Allahümme innî es’elüke mehâfeten tahcizünî an ma’siyetike hatta a’mele bi-tâatike amelen estehikku bihî rızâke ve hattâ ünâsıhake bi’t-tevbeti havfen minke ve hattâ uhlisa leke’n-nasîhate hubben leke ve hattâ etevekkele aleyke fi’l-umûri husni zannin bike. Subhâne hâlikı’n-nûr.”

Bu duanın anlamı şu şekildedir:

“Allah’ım, Senden hidayet ehlinin başarısını, yakîn ehlinin amellerini, tevbe ehlinin öğütleşmesini, sabır ehlinin azmini, haşyet ehlinin ciddiyetini, rağbet ehlinin talebini, verâ ehlinin ibadetini, ilim ehlinin irfanını isterim ki, Senden gereği gibi korkayım. Allah’ım, Senden öyle bir korku isterim ki, o beni Sana isyandan menetsin. Tâ ki, Sana itaat ile öyle amel edeyim ki, onunla Senin rızana ereyim. Senden korkarak tevbeyle Sana döneyim. Sırf Senin sevgini kazanmak için hâlis nasihat edeyim. Her işte Sana güvenip Sana dayanayım. Sana güzel zan besleyeyim. Nûrun yaratıcısı Allah’ı tesbih ederim.”

Hacet duasını okuduktan sonra Allah’tan ihtiyacımızın giderilmesi yolunda dilekte bulunmalıyız. Duaları okurken, çektiğimiz acının tesiriyle tamamen Allah’a yönelmeli, çok samimi bir şekilde yalvarmalı, hâlimizi düşünerek gözyaşı dökmeliyiz.

Hacet namazının ne zaman, nasıl kılınacağı ve ne okunacağı hususunda kendi hâlet-i rûhiyenize göre davranabilirsiniz. Bazı sıkıntılar ve istekler anlıktır. Mesela, bir haksızlığa uğradınız, bir eşyanız kayboldu, merak ettiğiniz bir kimseden haber alamadınız, acil yatırmanız gereken bir borcunuz var… Bu durumlarda hemen abdest alıp hacet namazı kılıp dua edebilirsiniz.

Başkasının ihtiyacı için hacet namazı kılınabilir mi?

Kişi kendi adına hacet namazı kılıp dua edebildiği gibi, bir mümin kardeşinin hacetinin gerçekleşmesi için de namaz kılıp dua edebilir. Bu bir dua olduğu için kişi mümin kardeşinin derdini kendi derdi kabul edip onun için dua edebilir. Bunun dinen bir sakıncası olmadığı gibi bu davranış büyük sevap da kazandırır. Çünkü hadislerde buyrulduğu gibi, “Mümin kardeşine dua eden kişiye melekler dua eder” ve “Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir.”

Bilhassa eşiniz, kardeşiniz, anne babanız veya arkadaşınız için hacet namazı kılıp dua edebilirsiniz.

Bire bin kazandıran hazine: TERAVİH NAMAZI haberini okumak için tıklayınız!

Yarın Günahlardan Arınma Denizi: TESBİH NAMAZI

On5yirmi5