Ramazan gönlümüzün süsüdür

Ramazan Etkinlikleri
Türkiye Diyanet Vakfı’nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.’nin katkılarıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı, Beyazıt’a kitap ve yazar taşımaya devam ediyor. Bu yıl Bey...
EMOJİLE

Türkiye Diyanet Vakfı’nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.’nin katkılarıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı, Beyazıt’a kitap ve yazar taşımaya devam ediyor. Bu yıl Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde yapılan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) katkılarıyla organize edilen Beyazıt Ramazan Sohbetleri’nin altıncı günkü konuşmacısı şair ve yazar Memduh Cumhur oldu.

İnsanın dünya karşısındaki halleri, nefsi ile mücadelesi ve manevi donanımı ile ilgili dopdolu bir konuşma yapan Memduh Cumhur, Ramazan’ın üzerimizdeki maddi manevi tesirleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Takdimini 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Basın Danışmanı ve ESKADER Genel Sekreteri Elif Sönmezışık’ın yaptığı sohbette Cumhur, gülümseten nüktelerin yanında, İbn Arabî, İbrahim Ethem, Ali Ulvi Kurucu ve Mevlâna gibi İslâm büyüklerinden alıntılar yaparak hikmetli menkıbeler ve hatıralar aktardığı zengin bir sohbet gerçekleştirdi.

HELAL RIZIK, HELAL VÜCUT

Sözlerine oruç konulu bir Bektaşi fıkrası ile başlayan Memduh Cumhur, kelimeler üzerinden tasavvufî bir anlatım sunarken, beraberinde kelimelerin terminolojik analizini de yaptı. “Ramazan dediğimiz an aklımıza hep açlık gelir. İnsanlar yemeden içmeden kesildikleri zaman ilahî ahlak ile ahlaklanmanın yoluna girmekteler.” diyen Cumhur, insanların Allah’ın emaneti olan bedeni yaşatmak için yeme içmelerinin kaynağının helal rızık olması gerektiğini, yediklerimiz haram ise haram, helal ise helal bir vücudun ortaya çıktığını ifade etti. “Helal kazancın hesabı, haram kazancın azabı var. Gönül gözümüzün açılmasını sağlayacak olan helal kazançtır ve onunla helal ile beslenmektir.” diyen Memduh Cumhur, nimetin Cenab-ı Hakk’ın bizlere bahşettikleri olduğunu belirtti. Kafir kelimesinin terminolojisi üzerine değerlendirmeler yapan Cumhur, imanın hakiki bir nimet olduğunu, o nimetle muhatap olmayanların mahrumiyet yaşadığını dile getirdi.

MENKIBELER ÖNEMLİDİR

Anlatılagelen kıssa ve menkıbelerin bir İslâm geleneği olduğunu vurgulayarak birçok teorik din bilgisinin evliya hayatlarıyla özendirilerek anlatılmasının önemli olduğunu, buna en iyi örneğin Risale-i Kuşeyri olabileceğini söyleyen Memduh Cumhur, bu kanalın insanın alınmış derslerle önünün açılmasını sağladığını kaydetti. Orucun en güzel ibadetlerden biri olduğunu ifade eden Cumhur sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oruç aç kalıp adam olmaktır. Aç kalmanın yanında zikrin ne olduğunu hatırlatır. Çünkü hep Allah’ı anmak var. Allah’ın Kur’ân’ın on yedi isminden birisi ‘el-Zikr’dir. Zikrin manası bir şeyi tekrarlamak ve bu tekrarlama ile hatırda tutmayı sağlamaktır. Bu sebeple kim daha fazla sure biliyorsa o namaz kıldırabilir. Ne kadar ayet ezberlersek o kadar Kur’ân ile ahlaklanmış oluyoruz. Kur’an insan kullanma kılavuzudur. Allah insanı halk ederken nasıl kullanılacağını Kur’ân-ı Kerim’de göstermiştir. Öyle ki, otuz cüzün on beş cüzü dünya hayatını, diğer on beş cüzü de ahiret hayatını tanzim etmek için gönderilmiştir. Bu adalet ile davranmanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu gösteren bir veciz örnektir.”

TERAVİH BİR SALTANAT

Çocukluğunda yaşadığı Ramazanlarda teravihlerin bir merasim, bir şölen, bir bayram gibi hissedildiğini anlatan Memduh Cumhur, “On beş on altı yaşlarımıza kadar sokağa çıkmamıza izin vermezler, teravihe gideceğimizi söylediğimiz vakit izin verilerdi. Dolayısıyla teravihten önce ve sonra sokakta olmanın tadını çıkarırdık. Ruhen rahatladığımız kadar bedenen de rahatlamış olurduk.” diyerek Ramazan günlerinde sokak eğlenceleri hevesiyle namazın zevkini de aldıklarını, bu eğlencelerin dünya hayatına karşılık hakiki hayatın keşfi için de bir girizgâh teşkil ettiğini belirtti. Peygamber Efendimizin teravihi bir mecburiyet olarak anlaşılmaması için çoğu zaman evde kılmış olduğuna ve sonrasında ümmeti bir intizama sokmak için cemaat halinde kılınmaya başlandığına dikkat çeken Cumhur, böylesinin daha güzel olduğunu, teravihin her dört rekâtının farklı bir makamla kıldırılmasının ruhu besleyen bir incelik olduğunu vurguladı ve sözlerini şu cümlelerle noktaladı:

“Batı medeniyeti nutuk ve konferans medeniyetiyken, İslam sohbet medeniyetidir. Eskiden camilerde vaazlar sohbet tarzındaydı. Artık bu böyle olmasa da sohbet edebilen kişilere ulaşmamız şart. Ramazan gönlümüzün süsüdür. Ramazan’ın güzelliklerinden birisi, namazın güzelliklerini anlamaktır. Musiki ve makamlar konusunda halkın eğitilmesi lazım ki, namazdan zevk alır hale gelebilelim. Dünya perdesinin ortadan kalkması için çok ibadet, çok zikir ve çok aşk lazım. Aşkın da tarifi yok. Allah’ın hakiki kulları Allah’ı sevip Allah tarafından sevilenlerdir.”

HATIRALAR YAZILMALI

Dinleyiciler arasında bulunan ESKADER Kurucu Başkanı edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım, “Memduh Cumhur günümüzün Yahya Kemal’idir.” diyerek Tuna’yla Hasbihal adlı eserindeki şiirlerinin mutlaka okunması gerektiğini belirtti. Cumhur’un gönül ve tefekkür dünyasının son derece zengin olduğunu dile getiren Yardım, yakın geçmişimizin kültür tarihini yazanlarla güzel dostluklar kurmuş Memduh Cumhur’un hatıralarını mutlaka edebiyatımıza kazandırması gerektiğini vurguladı.