‘Kalbin bir numarası Allah’tır’

Ramazan Etkinlikleri
Türkiye Diyanet Vakfı‘nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.‘nin katkılarıyla gerçekleşen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı‘nın Ramazan’ı sohbetle bütünleştiren ve&nb...
EMOJİLE

Türkiye Diyanet Vakfı‘nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.‘nin katkılarıyla gerçekleşen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı‘nın Ramazan’ı sohbetle bütünleştiren ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)‘nin desteğiyle Kadir Gecesi’ne dek sürecek olan etkinliği Beyazıt Ramazan Sohbetlerieğitimci yazar Vehbi Vakkasoğlu‘nu ağırladı.   

Takdim konuşmasını yapan Fuar Basın Danışmanı Elif Sönmezışık, Vehbi Vakkasoğlu’nun tarih, edebiyat, din ve psikoloji konularında 45’ten fazla eserinin yayımlanmış olduğunu vurgulayarak, yine bu alanlarda binlerce konferans ve seminere imza attığını dile getirdi ve sözü Vakkasoğlu’na bıraktı. Konuşmasında ferdî duygu ve düşünce yapısından başlayarak çekirdek aile ve oradan topluma sirayet eden her tür duygu ve davranışın kaynağını sorgulayan Vakkasoğlu, toplum huzurunu temin eden ideal his ve davranışları İslâm çerçevesinde ele aldı, önyargı ve insanlar arasındaki sanal duvarların unuttuğumuz bazı değerlerin yokluğundan oluştuğunu belirterek tavsiyelerde bulundu.

GURURLU DUVARLAR

Hayatta maddî ve manevi kazanımlarımızın kardeşlik duygusu ile ne kaybettiysek de kardeşlik duygusu yok olduğu için kaybettiğimizi dile getirerek sözlerine başlayan Vakkasoğlu, toplumumuzu Alevi ve Sünni ayrımına sürükleyecek kadar aramıza sanal duvarlar örüldüğünü, birbirimizi sevmenin ise iman borcumuz olduğunu dile getirdi. Ramazan’da selâmın yayılması gerektiğine dikkat çeken Vakkasoğlu, “Selâm, dostluk duasıdır ve muhabbeti artırır. Yüzümüz de gülmeli.” diyerek her iki güzel huyun da Peygamber Efendimiz tarafından tavsiye edildiğini vurguladı. Güzel huy ve davranışların ilk mektebinin ev olduğunun altını çizen Vehbi Vakkasoğlu, evin başöğretmeninin daha çok kadınlar olduğunu vurguladı. Birbirimize olan uzaklığımızın kibir, gurur, enaniyet ve “ben” düşüncesi olduğunu söyleyen Vakkasoğlu, “İlk elimizi uzatan olmak, şahsiyetimizden ödün vermek değildir. Gurur aldanıştır ve şeytanın işidir. ‘Gurur duymak’ deyimi de yanlıştır, doğrusu ‘iftihar etmek’tir. Gururlu insanlar sevilemezler. Övünülecek her güzellik ve iyi huy Peygamber Efendimiz’deyken o, bir gün bile yüksekten bakmadı. İçimizden biri gibiydi.” dedi.

HATANIN SAHİBİ KİM?

Peygamber Efendimiz’in hayatından sık sık örnekler vererek sosyal hayat ve ev hayatı içinde nasıl olunması gerektiğine dair mesajlar sıralayan Vehbi Vakkasoğlu, “Efendimiz ashabında bir gün yanlış bir davranış görse ‘Bana ne oldu ki, siz böyle yapıyorsunuz?’ derdi. Aynı evde yaşayan eşler birbirinin hatasını gördüğünde bir gün bile bu soruyu sormuyorlar. Biz başkasını düzeltmekten başladığımız için sorunları çözemiyoruz.” diyerek birinden ya da bir işten fayda görememenin çoğu kere kendimizle ilişkili olduğunun altını çizdi. Kalpte iman olduğu takdirde güzelliklerin yeşereceğini ve bununda dışarıya muhakkak sızacağını söyleyen Vakkasoğlu, kişinin kendi kalp temizliği ile ilgili bir yargıya varamayacağını belirtti. “İnsan ruhunda damıtmadığı şeyi söylememeli.” diyen Vehbi Vakkasoğlu, okumalarda ve örnek alınan kişilerde kişinin hem kendi hem de çocuğu için seçici davranması gerektiğini de sözlerine ekledi.

“KALBİN BİR NUMARASI ALLAH’TIR”

Hayırseverlerin yaptığı yardımları gösterişe bulaştırmaması gerektiğini belirten Vehbi Vakkasoğlu, ekranlara yansıyan yardımların zaman zaman aşırıya kaçtığını, özendirmekten fazlasını hedefleyenlerin ise iyi niyetten uzaklaştığını vurguladı. Her tür gösterişi “gıda zehirlenmesi” olarak adlandıran Vakkasoğlu, “Kafamızdaki ve midemizdeki gıda zehirlenmesini temizlesek dualarımız kabul olur. Büyüklerin dediği gibi duaların makbul ve kabul olması için ağza girenin ve ağızdan çıkanın helal olma şartı vardır. Helal lokma ile helal sözdür bu.” dedi. Allah’ın bize koruyup kollamasını hak edecek kadar mazlum olup olmadığımız konusunda bir kez düşünmeye davet eden Vehbi Vakkasoğlu, mazlumun duası ile Allah arasında perde olmadığını hatırlatarak her türlü zulmün karşısında zalim olmamak gerektiğinin altını çizdi. Allah’a hakiki kul ve Rasulüne hakiki ümmet olan evlatların hayırlı olduğunu söyleyen Vakkasoğlu, aksi takdirde çabuk aldanan fertler yetişeceğini, kalbin önceliğinin Allah sevgisi olduğunu söyledi.

RAMAZAN’IN HİKMETİ

“İslam’ın damgasını vurduğu toplumda deli de akıllı da nasibini bulmuştur. Hırsız bile nasipliydi. Küçükçekmece Belediyesi, Ramazan geldiğinden bu yana hırsızlığın yüzde otuz azaldığını söylüyor. Tam yaşayamadığımız halde sonuç bu. Bir de tam yaşamış olsak memleketimiz cennete dönecektir. Doğru düzgün insanlar İslâm’ı tam yaşarsa bu diğerlerine de sirayet ediyor.” diyen Vehbi Vakkasoğlu, Osmanlı toplumuna çıkmayacak şekilde İslam’ın damgasının vurulduğunu söyledi. Müslüman kişinin başka Müslümanlarla kardeş olmasıyla, kendi için sevindiği ve kendi için üzüldüğü her ne varsa Müslüman kardeşleri için de aynısını hissediyorsa imanının kemale ermiş olduğunu söyleyen Vakkasoğlu, bizim bunun tam tersi bir tavırla başkalarının iyiliğinden çok kötülüğünü istememizin i