Klasik Müzik ve Espri Bir Arada!

Yerli Müzik
Boğaziçi Üniversitesi‘nin 13’üncü kez düzenlediği klasik müzik konserleri, sezonu bu akşam çağımızın önemli piyanistlerinden biri olarak kabul edilen Alfred Brendel‘la açıyor. Formel...
EMOJİLE

Boğaziçi Üniversitesi‘nin 13’üncü kez düzenlediği klasik müzik konserleri, sezonu bu akşam çağımızın önemli piyanistlerinden biri olarak kabul edilen Alfred Brendel‘la açıyor. Formel bir müzik eğitimine sahip olmayan ama kendine has yorumuyla dikkat çeken Brendel, Boğaziçi Albert Long Hall Binası’nda müzikseverlere ilginç bir müzik deneyimi yaşatacak.

Son konserini geçen ocak ayında Londra’da veren sanatçı artık konser yerine ‘konferans-konserler’e yöneldi. Brendel, konferans-konserinde ‘klasik müzik çatık kaşlı olmalı mıdır?’ sorusunun etrafında dolaşarak, sözsüz ya da bir öykü anlatmayan müziğin ne denli nükteli olabileceğini Haydn ve Beethoven’dan örneklerle gösterecek.

Brendel bir yandan klasik müziğin ‘geleneksel’ kurallarına uyulması gerektiğini savunurken, diğer yandan da nüktedan olabilmeyi başarmak gerektiğini söylüyor. Gelenekle eski olanı kastetmediğini vurgulayan Brendel, "Parçanın yapısını bozan icraların amacını biraz aştığını düşünüyorum. Benim kastettiğim daha çok örneğin Mozart’ın bir kandansı üzerinde yapabileceğiniz yorum" diyor.

‘ŞİİR VE MÜZİK KOMŞU’

Müzik icra ederken iki yolun söz konusu olduğunu belirten sanatçı, sözlerine şöyle devam ediyor: "Birincisi önünüze gelen notayı çalmak. Diğeri de kendi tarzınızla çalmaktır. Ben birincisini yapmıyorum. O kağıttaki işaretlere uyarken, işaretlerin arkasındaki melodinin karakterini yakalamak gerekiyor. İşte yorum dediğimiz şey tam da burada ortaya çıkıyor. Doğrusu bir parçayı çalmadan önce ona uzaktan bakmak gerekir. İyi bir piyanist, çocuğun dünyaya gelmesine yardımcı olan ebe gibidir, arkeolog gibi icra ettiği eserin içindeki cevheri arar ve yeri geldiğinde kendi özgün müziğini yaratır."

Şair yönü de olan sanatçı şiir dinletileriyle de sanatseverlerle ulaşıyor. "Şiirle müzik kapı komşusu" diyen Brendel benzer ve farklı yanları şöyle açıklıyor: "İkisinde de, başlangıçta birkaç fikirle yola çıkıp parça ya da metin ilerledikçe belli bir karakterin bu yaratımlara yayıldığını görürsünüz. Müzik fonksiyonel bir armoniye ihtiyaç duyduğu için şiir kadar özgür değil."

1931’de bugünkü Çek Cumhuriyeti’nde doğan Brendel "Genç piyanistlere bütün gün piyano çalmalarını önermeyeceğim. Bunun yerine bir komposizyon hocasıyla çalışmaları, eserlerin içine girebilmeleri için çok önemli diye düşünüyorum."

‘BİRET HAYRANLIK VERİCİ’

İdil Biret‘i çok başarılı bulduğunu söyleyen Brendel, Biret‘i yetiştiren iki müzik hocasının da kendilerine ait özgün ses dünyalarına sahip olduğuna dikkat çekiyor. Biret’in başarısını ise bu iki ses dünyasını aynı potada eritebilen bir inceliğe ve yeteneğe sahip olmasına bağlıyor: "O kadar küçük ellere sahip, ufak tefek bir insanın müthiş bir enerji ve zekayla bütün o zor eserleri yorumlaması hayranlık verici bir durum."