Bu Şarkı Unutulmaz!

Yerli Müzik
Derleyen: Bengü Dağlı Geçmişten günümüze kadar gelen türküler ve hikâyelerini on5yirmi5.com okuyucuları için derlemeye devam ediyoruz. Bugünün şarkılarına baktığımız zaman eskinin bu güzel ezgil...
EMOJİLE

Derleyen: Bengü Dağlı

Geçmişten günümüze kadar gelen türküler ve hikâyelerini on5yirmi5.com okuyucuları için derlemeye devam ediyoruz.

Bugünün şarkılarına baktığımız zaman eskinin bu güzel ezgilerinin değerini daha iyi anlıyoruz. Peki, ne oluyor da bu onlarca yıl önce söylenen şarkılar hatırlanıyor da, daha bir sene önce söylenen şarkıları kimse hatırlamıyor? Nedenini ben söyleyeyim; eski şarkılardaki yaşanmışlık, gerçeklik… Bu unutulmaz eski şarkılar aradan onlarca yıl geçse de insanın gönlünde aynı coşkuyu, aynı tadı bırakıyor. Bunun sebeplerinden biri de yakılan türkülerin amacının hissedilenleri kelimelere dökmek, gerçekten yanan yüreği sözlerle akıtmaktır. Bugün ise piyasadaki şarkı sözü yazarlarının tek dertleri para kazanmak, günü kurtarmaktır. İşte biz de bir nebze olsun sizi bu kirlilikten kurtarmak için eskinin unutulmuş şarkılarını yeniden gün yüzüne çıkarmak için kolları sıvadık…

Bu hafta hikâyesini araştırdığım bir İstanbul türküsü olan "Ada Sahillerinde Bekliyorum"… Bugüne kadar birçok sarkıcının seslendirdiği "Ada Sahillerinde Bekliyorum" türküsü hicaz makamında muhteşem bir türküdür. İstanbul ve Adalar denince hemen herkesin aklına bu türkü gelir. Bu şarkıyı kendi tarzında seslendirip akıllarda kalan sarkıcılar arasında; Ahmet Kaya, Candan Erçetin, Melahat Gülses ve Hamiyet Yüceses vardır. Özellikle Ahmet Kaya ve Hamiyet Yüceses söylediğinde başka bir türlü severek dinlemişizdir.

ADA SAHİLLERİNDE BEKLİYORUM

Ada sahillerinde bekliyorum
Her zaman yollarını gözlüyorum
Yârim seni seviyor istiyorum
Beni şâd et Şadiye’m başın için

Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her telakide bir visali firak

Adalar’dan Moda’lara geçilir
Yâr elinden zehir olsa içilir
Bu dünyada başa gelen çekilir
Beni şâd et Şadiye’m başın için

Nerede o mis gibi leylaklar
Sararıp solmak üzre yapraklar
Bana mesken olunca topraklar
Beni şâd et Şadiye’m başın için

Türkünün Adı: Ada Sahillerinde Bekliyorum
Türkünün Yöresi: İstanbul

Kimisi şarkıyı hafif meşrep, kimi hüzünlü, kimisi de coşkulu söylemiştir. Hepsinde ayrı bir tat, ayrı bir tını alıyoruz.

"Ada Sahillerinde Bekliyorum" türküsünün yöresi İstanbul olup, türküyü kimin yazdığı belli değildir. Sözlerinin kaynağı tam bilinmese ve bazı kıtaları değişkenlik gösterse de bestecisinin Yesari Asım Arsoy olduğu bugün kesin olarak bilinmektedir.

"Ada Sahillerinde Bekliyorum" türküsü her ne kadar birçok yerde insanları neşelendirmek veya tempo tutturmak amacıyla hareketli şekilde çalınsa da son derece ağırdır. Üstelik türkünün hikâyeleri de birçok halk ve sanat müziği eseri gibi oldukça hüzünlüdür. Hikâyeleri diyorum çünkü Türkünün halk arasında dolasan iki tane bilindik hikâyesi vardır.

Bu hikâyenin ilki ve en bilineni şu şekildedir:

Bu türkü Suat Bey ve Şadiye Hanım’ın hikâyesidir.

Şadiye zengin bir konağın kızıdır. Suat ise fakir bir gençtir. Kader ikisini bir yaz Ada’da buluşturur ve birbirlerine âşık olurlar. Fakat babası, kızını Suat Bey’e vermek istemez. Kış geldiğinde ise Şadiye ve ailesi Ada’dan ayrılır. Suat ise yaşadığı adada kalır. Ve Ada’nın sahilinde hep Şadiye’nin ona geleceği günü bekler.

Bu arada mektuplarla haberleşmeğe devam ederler. Fırtınalı bir akşam Suat Bey bu aşkın ızdırabına dayanamaz ve kendini denizin azgın sularına bırakır. Ertesi sabah, dün fırtına nedeni ile gelemeyen tekneden Suat’a bir mektup gelmiştir. Bu Şadiye’nin mektubudur. Mektupta Şadiye "Suat, babamı nihayet izdivacımıza ikna ettim, gelip beni ailemden isteyebilirsiniz" yazıyordur.

"Ada Sahillerinde Bekliyorum" türküsünün kulaktan kulağa gelerek bugüne ulaşan ikinci hikâyesi ise;

İstanbul’a ve denize âşık sevgililerden hanim kişi bir şekilde bir gün denizde kaybolur. Hikâyenin erkek kahramanı ise kendisini sahillere vurur. Şile’den Prens Adaları’na kadar bütün sahillerde biçare dolanır ve sevdiceğini bekler. Bir ümit bir gün denizden çıkar gelir diye, fakat sevdiği gelmez. Kahrına dayanamayacak hale gelince bu sözleri yazar, bu sözler de kâh dostlar kâh da balıkçılar sayesinde o günleri atlatır ve bugünlere gelir. O meçhul insanın kaybı ne kadar derinse, Türk sanat müziğinin kazancı da o kadar büyük olur.