Mimarı Türkiye âşığı Tarihte bazı kelimeler, adlandırdıkları olayların çok daha ötesinde anlamlar ifade eder. Örneğin orta yaşlı bir ABD’li için "Watergate" kelimesi yalnızca geçmişteki bir siyasi skandalı değil, ülke çapında yaşanmış derin bir güven bunalımını temsil eder. Benzer şekilde "Waterloo" da bir Fransız’a sadece tarihteki savaş yenilgisini değil, küçük düşürülme hissini anımsatır. Ancak "Woodstock" kelimesinin çağrıştırdığı anlam, yukarıda bahsedilen iki olaydan daha geniş kapsamlıdır. Ne insanoğlunun o yıl Ay’a ilk kez ayak basması ne de ABD’nin Vietnam’da yürüttüğü kanlı savaş… 68 kuşağının veya 60’larda genç olmanın ruhunu tümüyle yansıtan olay kesinlikle Woodstock’tur. Bugün yani 15 Ağustos 2009 tarihinde 40 yaşına basan Woodstock Müzik Festivali belki de en çok "devrim" kelimesiyle özdeşleştirildi. ABD’nin ilk siyahi Devlet Başkanı Barack Obama’nın yemin töreni bile New York Times gazetesi tarafından "Washington’ın Woodstock’u" başlığıyla habere taşındı.
GAZETE İLANIYLA BAŞLADI
Time dergisinin "İnsanoğlunun gerçekleştirdiği en büyük barışçıl etkinlik" ilan ettiği Woodstock, 20’li yaşlardaki 4 genç tarafından organize edildi. Hikâye, yüklü bir mirasa sahip borsacı John Roberts (23) ve rock şarkıcısı olma hayali kuran avukat Joel Rosenman’ın (25) gazeteye verdiği "Sınırsız sermayeye sahip genç işadamları parlak fikirler arıyor" ilanıyla başladı. Müzik endüstrisinde çalışan Michael Lang (23) ve Artie Kornfeld (25) ise o günlerde kurmayı planladıkları kayıt stüdyosu için sermaye arıyordu. Planlarını Roberts ve Rosenman‘a açan ikilinin aldığı cevap, "Stüdyoyu boş verin. Neden dev bir konser düzenlemiyoruz" oldu. Kısa süre içinde karar verildi birkaç başarısız denemenin ardından New York’un kuzeyindeki Bethel kasabasında yaşayan süt üreticisi Max Yasgur’un arazisinde karar kılındı. Festival alanında güvenliği ise kendilerini "Hippi polisler" olarak adlandıran "Hog Farmers" komünü sağlayacaktı. Artık her şey hazırdı…
BARIŞ, KARDEŞLİK VE MÜZİK
15 Ağustos 1969 günü başlayan 3 günlük Woodstock Festivali, müzikseverlerden şairlere, âşıklardan avarelere yarım milyon kişiyi bir araya topladı. 186 bin bilet satan organizatörler bir süre sonra aşırı kalabalıkta bilet kontrolü yapmanın imkânsızlığını anlayarak kapıları herkese açtı. Kornfeld o anları "Festival alanı apayrı bir dünya gibiydi. İnsanlar her şeylerini paylaşıyordu. Yağmura ve çamura rağmen büyük bir kardeşlik havası hâkimdi. Adeta yüz binlerce insan tek bir canlı organizma haline gelmişti" sözleriyle anlattı. Woodstock‘ta başta Janis Joplin, Ravi Shankar, Joan Baez, Santana ve The Who olmak üzere 32 grup ve sanatçı sahne aldı. Festivalin yıldızı ise tartışmasız olarak Jimi Hendrix’ti. Hendrix aynı zamanda 1969 yazında Woodstock’ta yaşananları belki de en iyi özetleyen kişiydi: "Woodstock’un barışçıllığını ve çok, çok, çok iyi müziğini sevdim. Uzun süredir bu müziği hasretle bekleyen insanlar vardı. İnsanlar çamurda yattılar, yağmurda ıslandılar ama sonuçta galip geldiler. Onlar sokak çetelerinden, militan gruplardan, Başkan’ın palavralarından usandılar… Başka bir yol arıyorlar. Ve doğru kulvarda koştuklarını biliyorlar… Fakat nereden çıktı bu insanlar?"
MİMARI TÜRKİYE AŞIĞI
Woodstock‘un organizatörlerinden Michael Lang, tam bir Türkiye âşığı. Defalarca Türkiye’ye gelen ve 7 yıl bir Türk ile aşk yaşayan Lang, bir süre Tarkan’ın uluslararası menajerliğini de yürüttü. Diğer yandan 1969’da Lang ve arkadaşlarının düzenlediği Woodstock Festivali, sonraki yıllarda insani amaçlarla düzenlenen çok sayıda organizasyona ilham verdi. En bilinenleri Afrika kıtasına yardım amacıyla düzenlenen Live Aid (1985) ve Live 8 (2005) konserleri olan bu organizasyonlar dünya genelinde yankı uyandırsa da, 1969’daki çoşkuyu tekrarlayamadı.