Türk Müziğinin Yaşayan Çınarı

Sanatçılar
Fatih Vural’ın haberi    Amir Ateş, güftekârlığı, bestekârlığı, mevlidhanlığı ve hafızlığıyla, bu topraklara büyük hizmetleri dokunmuş bir sanatçı. 70 yaşındaki Amir Hoca, ...
EMOJİLE

Fatih Vural’ın haberi   

Amir Ateş, güftekârlığı, bestekârlığı, mevlidhanlığı ve hafızlığıyla, bu topraklara büyük hizmetleri dokunmuş bir sanatçı. 70 yaşındaki Amir Hoca, 7’sinde neyse 70’inde de aynı düsturuyla yaşayıp etrafına bir çerağ gibi ışık yayıyor… Amir Ateş, 1942 yılında Kandıra’nın Yadeş köyünde doğmuş. 15-20 haneli Yadeş’te kaval sesleriyle kulağı dolan Ateş, dinî yaşayışını sağlam tutan bir aileden geliyor. Baba Hafız Vehbi Ateş, o civarın din alimlerinden biridir. Oğlu Amir’in de hafızlıktaki ilk öğretmenidir. Kur’ân-ı Kerîm’i Kandıra Kursu’nda hıfzetmeye devam eden genç Amir, babasının vefatıyla, 1955 senesinde, Nuruosmaniye Kur’ân Kursu’nda Hasan Akkuş’un talebesi olur. 14-15 yaşlarında hafızlığını nihayete erdirir. Tashih-i huruf, talim ve tecvit derslerinde de epeyce yol kat eder.

Sıra, öğrendiklerini tatbike gelmiştir… Kadıköy’e geçen Amir Ateş için musikînin de kapıları açılacaktır, burada: "O zamanlar ‘Musikî, ilmin yarısıdır’ derlerdi. Nuruosmaniye’de de derslere devam ederken, hasta olmasına rağmen Hafız Sadettin Kaynak gelirdi. Bizlere Kur’an-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif’in tilavetinde musikinin şart olduğunu, hadis-i şerifleri, ayet-i kerimeleri örnek göstererek söylerdi. Anadolu yakasına geçtikten sonra birçok hocadan yararlandım. Bunlardan biri de Tanburî Ercüment Batanay’ın babası Hafız Kemal Batanay’dı. Nezahat Abdullah hanımefendi, rebabî Sabahattin Volkan, Sadettin Kaynak gibi hocalara da gitmek suretiyle bir şeyler almaya gayret ettim. Bu arada Yesari Asım Arsoy’u tanıdım. Sonradan baba-oğul gibi olduk. Münir Nurettin gibi değerlerle tanıştım."

Münir Nurettin Selçuk’u reddetti

Amir Ateş, mevlidhanlık ve Kur’an tilavetlerini bağımsız görmez musikîden: "Hafız Sami, Hafız Burhan, Hafız Kemal’lerin mevlidhanlıkları hâlâ dillere destan. Onlar, o günün hem sanatçıları, hem hafızları, hem mevlidhanları. Öyle bir asır gelmiş ki, ‘Mevlid var’ dendiğinde, insanlar dükkânlarını kapatır gidermiş. Mevlidhanlıkta ses ve tavır çok önemli. Musiki olmazsa olmaz. ‘Allah adın zikredelim evvela…’ Failatün failatün failün… Baştan sona aruz vezninle devam ediyor." Adem Erim Hoca ve Nusret İlçay’larla yeni bir gelenek başlatırlar ve mevlidhanları bir araya toplarlar. Şimdilerde İstanbul’da olmasa da, Manisa’da devam ediyor bu gelenek…

Yuvası haline gelecek Üsküdar Musikî Cemiyeti’ne girer 1959’da. Emin Ongan’ın rahle-i tedrisinde bulur kendisini. Emin Ongan, hafızlığı yönüyle daha bir sever talebesini. Evine çağırır, yaptığı bestelere dair fikrini sorar: "Evladım şunun meyanını muhayyer mi açayım, eviç mi açayım?’ diye sorardı. Önerimi de dinlerdi. Bahar Meltemidir Başımda Esen şarkısının ‘Bir isimsiz peri cennette kalan…’ kısmında ukalalık ettim. Önce ‘Bu kadar ileri gitme’ dedi; ama sonra ‘Söz sahibi olmaya başladın evladım. Bundan sonra cemiyette beste dersleri vereceksin’ demiştir bana."

24 yaşında, Üsküdar Musikî Cemi-yeti’nde ders vermeye başlar. Sadece belediye konservatuvarlarının olduğu ortamda beste etütlerinin esamesi dahi okunmaz. TRT’ye sanatçı, konservatuvarlara hoca yetiştirir, cemiyet. Kimler girmez ki kapısından… Selahattin Pınar, Arif Sami Toker, Avni Anıl, Müzeyyen Senar, Şükrü Tunar, Şekip Ayhan Özışık, Niyazi Sayın, Aka Gündüz Kutbay, Rıdvan Aytan, Cahit Peksayar, Ahmet Özhan, Sami Özer…

Sanat müziğinin en üretken bestecisi

Askere gitmeden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdür-lüğü’nde okuyucu-hafız kadrosunda işe başlar, Amir Ateş. Emekli olana kadar sürdürür görevini. Rahat bir işi vardır. Münir Nurettin Selçuk’un teklifini bile reddeder, rahatı bozulmasın diye: "O arada medh u senamı duyan Münir Nurettin Selçuk, hocam Emin Ongan’a ‘Senin şu bestekârı bir gönder de tanıyalım’ demiş. Bir iki eserimi dinlemiş ve çok beğenmiş. Kuş Mevsimi isimli bestem, sözleri Bekir Sıtkı Erdoğan üstadımıza ait, bunlardan biriydi. Notaları piyanoda önüne koydu, hem çaldı, hem söyledi o şarkımı. Bana dönüp ‘Evladım, Belediye Konservatuvarı’na okuyucu olarak seni almak isterim. Gelir misin?’ dedi. ‘Efendim, belediyede de okuyucu kadrosundayım. Mesai açısından çok rahatım’ cevabını verdim. O da ‘Burada öyle olmaz. Senin konumun iyiymiş’ dedi."

Üsküdar Musikî Cemiyeti’nde Cahit Deniz, Alâeddin Pakyüz, Esin Seçkin, Sami Özer, Ahmet Özhan gibi önemli isimlere hocalık yapan Amir Ateş’in besteleri büyük ses getirmekte, bir yandan da hızla birikmektedir: "Şu anda eser adı sorsanız söyleyemem. Ondan önce yüzler diyordum. Sonra binleri buldu. Şu an iki bini aştı. ‘En fazla eser üreten besteci’ derler, bana. Bestelerin içinde kayboldum. Manisa’da bir gece yapıyorlar, adıma. Adını hiç duymadığım bir eser çıktı karşıma. Meğer yıllar önce bestelemişim, hoşlarına gitmiş, benden almışlar. O şarkım İzmir yöresinde çok beğeniliyormuş. Kalmadı Bu Alemde Aşkı Yazan Bir Kalem adında, hicaz makamında bir şarkıydı. Zeki Çetin kardeşim bir hafta beni davet etti. Benim unuttuğum bir şarkımı her hafta muhakkak okurmuş. ‘Bu şarkı bana yabancı değil!’ deyince, ‘Allah iyiliğini versin, senin şarkın bu’ demez mi?" Burada gülmekten alamıyoruz kendimizi…

Amir Hoca için sadece musikîşinâs demek kifayetsiz kalır. Müziğe olan aşkı, talihsiz bir olaya da sebebiyet verir: "Sarhoşluk nedir bilmem. Üsküdar Musikî Cemiyeti’nde ikinci yılım filandı, bir meşk esnasında eserlerden sarhoş oldum. Şu kelimeler gayriihtiyarî ağzımdan döküldü: ‘Kadehler dolusu içtim bu gece-Sarhoşum kendimden geçtim bu gece-Meylerden şarabı seçtim bu gece-Sarhoşum kendimden geçtim bu gece’. Bunu Hayri Engin arkadaşımız plak yaptı hatta. Duyduğuma göre Amasya’da sarhoş bir adam bu şarkıyı dinlerken intihar etmiş. Üzülmüşümdür çok. Bu halbuki tasavvufi, manevî bir aşk."

1959’da adım attığı Üsküdar Musikî Cemiyeti’nde yönetim kurulu başkanlığına kadar çıkan Amir Ateş, hâlen bu görevi ifa ediyor. Binlerce şarkısı içinde Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim ve Seni Ben Unutmak İstemedim Ki’yi başka bir tarafa koyuyor. Bu şarkılardan sonra, Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın, Eylül Akşamları gibi şarkıları geliyor.

Ses, ilmin diğer yarısıdır

"Musikî, ilmin yarısıdır, derler. Ama ses de, diğer yarısıdır. Eski hafızlarımızdan Halil İbrahim Çanakkaleli, Fevzi Mısır böyleydi. Fevzi Mısır’ın hiç musikî bilmediğini söylesem hilâf olmaz. Ama musikî bilenler, karşısında aciz kalır. Çanakkaleli 90, Fevzi Mısır 80 küsur yaşında; ama bugün hâlâ işlerinin zirvesindeler. Yerlerini kimse dolduramadı. Sadettin Kaynak da kırkından sonra eserlerini notaya almaya başlamış. Fırsat bulamamış. Makam, usul öğretiyor talebelerine, besteler yapıyor. O zamanlar Kariye’deki Yavuz Sultan Selim Camii’nin imamı. Sonra Sultanahmet’e geçti. Müezzini de Kudsi Erguner’in dedesi Süleyman Erguner’di."

İnanç Dünyası’nda 30 sene yer aldı

"Askerliğimden sonra Amir Ateş İlahi Korosu’nu kurdum. Bu arada ünlü ağabeylerimin -sesleri güzel olmasına rağmen- bahirlerin, ezan-ı Muhammedilerin hangi makamlarla okunması hususunda bilgileri az idi. En başta bu konuda bir şeyler öğretmeye başladık. Sonra ilahi korom ile radyolardaki mevlit programlarında bayağı bir merhale kat ettik. Televizyonda ‘İnanç Dünyası’ isimli programa 30 seneye yakın hizmette bulundum. Mevlidhanlık, hafızlık programlarına katılmaya devam ediyorum."

Özal’ın annesinin mevlid çıkışı!

"Eski Şişli Belediye Başkanı Mehmet Emin Sungur beyefendinin vefat eden hanımı, Turgut Özal’ın annesi Hafize Hanım’ın da yeğeniydi. Hafize Anne, beylerin arasına geldi. ‘Amir oğlum, mevlid bid’attır (sonradan çıkarılmıştır). Sadece Kur’an okuyacaksınız.’ dedi. Dedim ki, ‘Hacı ana, zaten Kur’an olmadan mevlid olmaz. Bu arada arzu edenler var, mevlid de Peygamberimiz’i medh u sena eden bir eserdir.’ ‘Hayır, o bid’attır.’ diye cevap verip gitti. Etraftan da homurtular yükselmeye başladı. İnsanlar ‘Buraya mevlid dinlemeye de geldik.’ deyince, Hacı Anne’den izin alınmaya gitti. ‘Zaten hep böyle yaparsınız siz.’ deyip gitti. Biz de mevlide devam ettik."

Ülkenin her yerini dolaşıyor

Amir Ateş’in telefonu susmak bilmiyor. Bu nedenle konuşmamız sık sık kesiliyor. Bu telefonların büyük kısmı, Türkiye’den her köşesinden gelen davetleri içeriyor. Amir Hoca, 6 Nisan’da, Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde öğrencilere tashih-i huruf hakkında konferans verecek. Ayın 7’sinde Antalya’da Ticaret Odası’nın tertip ettiği konferansta Üsküdar Musikî Cemiyeti’ni anlatacak. 10 Nisan’da ise Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde Kültür Bakanlığı Korosu, onun şarkılarını okuyacak. 7 Mayıs’ta Elazığ’a geçecek Ateş’in sonraki durağı 12 Mayıs’ta Karaman olacak. 25 Mayıs’ta Kütahya Tunçbilek’te Amir Ateş Gecesi düzenlenecek. Ateş, 17 Haziran’da da Üsküdar Musikî Cemiyeti Korosu’yla Kastamonu’ya geçecek.

Zaman