Şarkılarımı Yazarken Mevlana’dan Etkilendim

Sanatçılar
Figen Yanık’ın haberi Albümde hiç flamenko şarkı yok. Onun yerine popüler tarzda hareketli şarkılar, Yunan ezgileri ve Türk Sanat Müziği var. Öykü Gürman’ın ikiz kardeşi Berk’le müzi...
EMOJİLE

Figen Yanık’ın haberi

Albümde hiç flamenko şarkı yok. Onun yerine popüler tarzda hareketli şarkılar, Yunan ezgileri ve Türk Sanat Müziği var.

Öykü Gürman’ın ikiz kardeşi Berk’le müzik dünyasına girer girmez yarattıkları etki güçlü oldu. Flamenkoyla harmanlanmış türküleri, onlarla keşfettik. Piyano, gitar, keman, şan eğitimli Öykü ile gitarıyla bütünleşmiş Berk’in seslerinin enerjisi hepimizi etkiledi. Ancak Öykü, müzik serüvenine yalnız da devam etmek istedi. Bu hafta çıkan ilk solo albümü Bir Başka’daki 11 şarkıdan beşine söz yazıp, bestelerini de kendisi yapan Öykü, müzik dünyasına cesaretiyle kafa tutar gibi… Mevlana okuyan, kick-boks yapan ve ‘ön yargısız’ yaşamayı ilke edinen sanatçı, "Flamenko da Berk de hayatımda hep olacak. Ama şimdi içim çoksesli ve renkli. Bu enerji, albüme de yansıdı," diyor.

KENDİ BESTELERİNİ YAPTI
Şarkı sözleri, besteler… İlk solo albüm için bir cesaret ifadesi değil mi bu çıkış? Öykü, her kelimesi düşünülmüş sözleri ve kıpır kıpır bestelerinden çok emin; "Albümün benim için en önemli anlamı, kendi bestelerimin de yer alması. Eğer endişe duysaydım, çekinebilirdim. Aslında sözleri yazarken bazı kararsızlıklarım oldu. Ama albüme kendi şarkılarımı koyma konusunda Pasaj Müzik’ten çok büyük destek aldım." Yeni şarkıların arasında yer alan Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz, geçmişten çıkıp girmiş albüme. Yıllar önce Nermin Candan’dan dinlediği bu şarkı, Öykü’nün eskiye özleminin bir yorumu: "Sözleri Fikret Şeneş’e ait olan bu şarkının aslında orijinali Hint, ama Yunanlar alıyor, biz de onlardan almışız. Albümdeki diğer şarkılara çok uydu. Bu kadının anlatmak istediği şeyler var ve bu şarkı da onların içinde. Her kadının içinde olan duygular bunlar. Bütün şarkılar aşkı, iki kişinin ilişkisini ve duygularını anlatıyor. Yine de ben duygular hüzünlü de olsa, onları ağlayarak, sızlayarak anlatmayı seçen biri değilim." Müzikteki en yaratıcı tema aşk değil mi? Bu Öykü için de geçerli, ama o aşkı sadece başka birine duyulan aşkla sınırlandırmıyor; "Sanatın her alanında aşk çok önemli bir yere sahip. Ama aşk, sadece bir kişiye hissedilen aşk değildir. Bazen şarkı söylemek, bazen biriyle yapılan bir sohbet de aşktır. Şarkı söylemeden yaşamam mümkün değil. Sahnede olmadığım zaman, gerçekten nefes almıyor gibiyim."

HER TÜRDEN SÖYLEME İSTEĞİM PINK MARTINI TARZINA BENZİYOR
Öykü, Akdeniz’in bir ucundan, Ege’nin karşı kıyılarına, Yunanistan’a uzanmış bu kez. Albümde Yunan besteci Tasos Panagis’in iki bestesi de var. Atina’da yaşayan Panagis, Öykü’yü dinlemiş ve mutlaka beste vermek istemiş: "Tanos Panagis, çok büyük bir hayranımdı. İnternet üzerinden yazıştık. Bana beste vermek istedi. 18-20 şarkı birden gönderdi. ‘Hangisini istersen, al,’ dedi. Kuşluk Vakti ve Adı Hâlâ Yok şarkılarının besteleri Panagis’e, sözleri bana ait."

BİZ GRUP DEĞİLİZ, KARDEŞİZ
Tabii, herkesin merak ettiği bir şey daha var. Berksiz stüdyoya girmek eksiklik hissettirdi mi? "Aslında Berksiz değil, çünkü bir sürprizi var albümde," diye söze başlıyor Öykü ve anlatıyor: "Olmaz Olmaz Bu İş Olamaz şarkısına katkısı oldu. Benim de onun albümüne katkım var. Şarkılarımızı birbirimize dinlettik, onay aldık. En nihayetinde kardeşiz, ayrılmamız söz konusu değil. Bundan sonra da birlikte projelerimiz olacak. İnsanın kendi alanında yalnız kalmak istediği zamanlar vardır ya, bu dönemde ayrı olmayı seçtik. Biz grup değiliz, kardeşiz. Berk’in flamenkoya, kendi yaptığı müziğe büyük tutkusu var. Ama ben de bunu yapmak istedim. İkisini aynı albümde birleştirmek doğru olmazdı." Öykü, her albümünde bir de Türk Sanat Müziği eseri seslendirme kararını ilk bu albümünde başlatmış. Hareketli şarkılar arasında Suat Sayın’ın Yalan Gözlerin adlı eseri de var. Genç şarkıcı "Yalan Gözlerin, albümün nazar boncuğu oldu. İlk klip de ona çekildi. Bambaşka bir altyapıyla hazırladık. Aslında her tarzdan söyleyerek yapmak istediğim şeyi Pink Martini tarzına yakın diye tanımlayabilirim. Mesela ninni bile olabilir," diyor. Sohbetin arasına ninni girince akla gelen, "Annelik içgüdüleri mi başladı?" sorusunu ise gülerek, "Hayır, hayır. O uzun süre yok. İlk albümüm, çocuğum. Benim için gerçekten bir doğum gibi oldu," diye yanıtlıyor. Bu kadar yoğun bir dönemde özel hayatına zaman ayırabiliyor mu? O yuncu Emre Karayel ile iki yıldır birlikte olan Öykü, "Müzikten anlamayan biriyle hayatınızı paylaşabilir misiniz?" diye sorunca, "Mümkün değil. İkili ilişkide önemli olan birbirine karşılıklı bir şeyler katmak ve herkesin kendine ait alanı olduğunu kabul etmek. Ben merkezli yaklaşımlar, ilişkiyi çabuk tüketiyor. Neyse ki hayatımdaki kişi oyuncu ve farklı gibi görünse de bu mesleğin içinden biri. Dolayısıyla anlaşıldığımı düşünüyorum; hem destek veriyorum hem de alıyorum. Bizim gecemiz gündüzümüz bir değil. Sabahlara kadar stüdyoda söylüyorum. Şarkı söyleme isteğime az da olsa alınganlık gösterecek biriyle yapamam. Karşılıklı olarak birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz lazım. Her şeyi ve herkesi kabul etmek, mutluluktur," diyor. Öykü, "Berk’le ayrı ayrı üretmeye başladıktan sonra sizi hangi dinamikler besledi? Başka insanlar, felsefeler, seyahatler…?" sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: "Kendimi daha çok okumaya verdim. Şarkı sözlerimi yazarken de Mevlana’dan çok besleniyorum. Herkese iyi tarafından bakmayı, ondan öğrendim. Yakın çevremde şahit olduğum ayrılıklar, ölümler de oldu. Aranjör arama sürecinde ‘İçimdeki müziği nasıl anlatacağım?’ diye çok zorlandım. İçimdeki sorgulamaları bırakınca, karar mekanizmam ortaya çıktı."

İÇİM ÇOK SESLİ VE RENKLİ
Öykü, "Berk’le birlikte flamenkoyu da mı bıraktınız?" sorusuna hiç düşünmeden yanıt veriyor; "Flamenko da Berk de son nefesime kadar benimle olacak. Ama bu albüm, üniversite yıllarından beri yapmak istediğim bir çalışmaydı. İddialı gibi görünmek istemiyorum ama ben birçok tarzda şarkıyı söyleyebildiğim için çok mutluyum. Doğuştan alaturka, nameli bir gırtlak yeteneğine sahibim. Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği söylediysem, ‘Pop ya da rock söylemeyeyim,’ diye bir kararım yok. Popüler müziği çok seviyorum. Gerçekten şimdi içimdeki şarkılar böyle çalıyor. İçim çoksesli ve renkli olduğu için bu albümüme de yansıdı. Bu albümde de şarkıları, altyapıları ve müziği modernize edilmiş haliyle sunmak istedim. Albümü dinleyenler, bu 11 şarkıyla aslında ilk solo albümümde durduğum yeri de anlayacak. Çoksesli bir tarz bu. Beni diğer kadın vokalistlerden ayrıştıran da benim ses rengim. Bu bir kimlik, imza gibi, kimseye benzemiyor."

Sabah