Huzurevinden Alaturka Yayın

Müzik Türleri
Emekli öğretmenlerin kaldığı bir huzurevini ziyaret eden ekip, hediyeler dağıttı, röportajlar yaptı. Mini bir Türk sanat müziği konserinin verildiği programdan bakın geriye hangi hikâyeler kaldı...
EMOJİLE

Emekli öğretmenlerin kaldığı bir huzurevini ziyaret eden ekip, hediyeler dağıttı, röportajlar yaptı. Mini bir Türk sanat müziği konserinin verildiği programdan bakın geriye hangi hikâyeler kaldı.

Üsküdar’daki Validebağ Mustafa Necatibey Öğretmenler Huzu-revi’nde tatlı bir telaş var. Birazdan başlayacak Türk sanat müziği konserini heyecanla bekleyen emekli öğretmenler, kendilerine takdim edilen hediye paketlerini açıyor.

Parfümler, kolonyalar, nevresim takımları ve battaniyeler yüzleri güldürmeye yetiyor. Konser başlar başlamaz çay ve kuru pasta servisi yapılıyor. Emekli öğretmenler hep bir ağızdan Türk sanat müziği eserlerine eşlik ediyor. Bir günlüğüne de olsa yalnızlıklarını unutup gönüllerince eğleniyorlar.

Radyo Alaturka, her ay bir huzurevinden yapacağı canlı yayın programı için ilk durak olarak bu huzurevini seçmiş. Proje kapsamında İstanbul’un bütün huzurevlerini gezecek olan radyo, farklı hayat hikâyelerini dinleyicileriyle buluşturacak.

Radyonun Genel Yayın Yönetmeni Seçil Süslü, "Bu programı yapmak boynumuzun borcuydu. Onların anılarını dinleyerek yıllar öncesinin Türkiye’sine ışık tutmak dinleyicilerin de ilgisini çekiyor. Öğretmenler Günü dolayısıyla buradan başladık." diyor.

Huzurevinde 28 emekli öğretmen yaşıyor. Sabah 08.30’da kahvaltıyla güne başlıyorlar. Ortak kullandıkları salon günün her anında dolu. Ziyaretçileri de pek eksik olmuyor.

Akrabaları ve eski öğrencileri onları yalnız bırakmıyor. Huzurevinde çalışan bakıcılar öğretmenlerin her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Haftanın belirli günlerinde psikologlar da hizmet veriyor. Huzurevindeki odaların aylık ücreti 730 TL ile bin 200 TL arasında değişiyor. Radyo programı vesilesiyle emektar öğretmenlere kulak verip hikâyelerini dinledik.

Evren Paşa, evlenme teklif etti ama kabul etmedim

86 yaşındaki Zerrin Köksal, ev ekonomisi öğretmenliğinden 30 yıl önce emekli olmuş. Zerrin Köksal, çocuklarına bile haber vermeden huzurevine taşınma kararı almış. Çocukları bu karara karşı çıkmış. Ankara’da yaşayan oğlu, annesini kendi yanına almış. İstanbul’u çok seven Köksal, başkentin karamsar havasına alışamamış ve huzurevine geri dönmüş.

Zerrin Köksal’ın en ilginç anılarından biri de Kenan Evren ile ilgili. 1983 yılında emekliye ayrılan Kenan Evren, bir akşam orduevine gider. Eşi Sekine Evren öleli daha bir yıl olmuştur. Zerrin Köksal da o akşam bir dostunun davetine katılmak üzere oradadır. Kenan Evren, Zerrin Köksal’ı görür ve çok beğenir. Yanına yaklaşır ve şöyle der: "Sizi çok beğendim. Niyetim ciddi. Sizinle görüşmek istiyorum." Bu sözler karşısında şaşkına dönen Zerrin Köksal, evlenmeyi düşünmediğini, kendisini çocuklarına adadığını söyler. Kenan Evren ısrar eder hatta Zerrin Köksal’ın eline tutmak ister ama karşılık bulamaz.

Tayyip Erdoğan ve Kadir Topbaş’ın okuduğu lisede idarî müdürlük yapmış

20 yıldır huzurevinde yaşayan Efser Subarlas, birkaç hafta sonra 87 yaşına girecek. Öylesine hayat dolu ki geçtiğimiz aylarda Paris’e kızını ziyarete gitmiş ve doyasıya gezmiş. İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde idari personel sorumlusu olarak çalışmış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı o yıllardan tanıyan Efser öğretmen, "İkilinin arasındaki abi-kardeş ilişkisinin temelinde aynı okuldan mezun olmaları yatıyor." diyor.

Bir evlatları vardı, Gölcük depreminde kaybettiler

Hüdai ve Melahat Gürbüz çifti 10 yılı aşkın bir süredir burada yaşıyor. Üsküdar’ın farklı okullarında sınıf öğretmenliği yapan çift, 1974 yılında emekli olmuş. Karı-koca çalıştıkları için sadece bir çocuk dünyaya getirmişler.

5 yaşında farklı müzik aletleri çalmaya başlayan Yalçın, kısa bir sürede kendisini geliştirmiş ve Barış Manço ile çalmaya başlamış. Jeofizik mühendisliği bölümünü bitirmiş, stajını da Kandilli Rasathanesi’nde yapmış. Gelin görün ki kader onu Gölcük depreminde yakalamış. Eşi ve çocuğuyla enkaz altında kalarak can vermiş. Hüdai ve Melahat Gürbüz çifti bu üzücü olay bütün mal varlıklarını satıp Çekmeköy’e bir ilkokul yaptırmışlar ve huzurevine yerleşmişler.

Zaman