Yönetimin tavrı

Yazarlar
Mahir Kaynak Star gazetesindeki yazısında doğudaki olayları ve çözüm çabalarını yazdı.İşta o yazı… Türkiye problemlerinin ciddi olduğu bir süreçten geçiyor. Bunların bertaraf edilmesi hatta bulu...
EMOJİLE

Mahir Kaynak Star gazetesindeki yazısında doğudaki olayları ve çözüm çabalarını yazdı.İşta o yazı…

Türkiye problemlerinin ciddi olduğu bir süreçten geçiyor. Bunların bertaraf edilmesi hatta bulunacak çözümlerle daha iyi bir konuma geçilmesi gerekir. Ancak sorunların arkasındaki güçler bunun çözümüne bile izin vermeyecekleri bir siyaset izliyor. Geçmişte de benzer bir olay yaşadık ve bizden kaynaklanmayan bir sorun yarattılar. Bir anımla başlamak istiyorum. Geçmişte görevim gereği bir yabancıyla konuşmadan sonra sohbet ettik. Bana sizde Kürt sorunu var mı” dedi. Ben bizde sosyolojik olarak çok sayıda Kürt olduğunu ama siyasi alanda hiç olmadığını söyledim. Cevabı şu oldu: Yakın zamanda bunların siyaset unsuru olarak kullanıldığını göreceksin dedi.

Bu sırada bir devlet kurumunun bölge köylerinde birçok okul açacağını ve her okula bir gazete vereceğini yazan ir yazıyı okudum. Gazetenin adı da vardı ve toplumdaki etkisinin olumsuz yönde olduğu ve bazı konularda değişiklikleri savunduğu, toplumsal değerlere yakın olmadığı bilinirdi. Bu projenin bütünlükten çok ayrışmaya neden olacağını düşündüm. Gerçi gazetenin bunu destekleyeceği söylenemezdi ama her konuda muhalif olan bu araç, hükümeti tenkit ederken hiçbir konudaki siyasetinin doğru olmadığını söylerdi Bölgede terör sorunu başladığında da şunu yazdım: Suçları devlet engeller ama eğer oradaki farklılıkları bu nedenle kullanırsanız ortaya çıkan sorunu çözmek bir yana teşvik etmiş olursunuz. Hangi taraf kazanırsa yönetimi o ele geçirmiş olur.

Benim çözüm modelim şuydu. Oradaki feodal yapı tasfiye edilmeliydi. Bu ağaların servetlerini kaybatmesi ile değil farklı yöne çevirmesiyle yapılmalıdır diye düşünüyordum.

Öyle ki oradaki toprakların nasıl kullanılacağı da düşünülerek bir bütün halinde planlanmalı ve bu kooperatif ya da anonim şirket tarafından yönetilmeli ve herkes topraklarının değeri ölçüsünde pay sahibi olmalıydı. Bu uygulama zorlamayla değil teşviklerle yönlendirilmeli,yani hem teknik yönden hem de uzmanlardan destek alınarak ve bankalar kredi vererek teknolojinin gelişmesi teşvik edilmeliydi. Payını satmak isteyenlerin ise ellerindeki hisseler değer kaybetmemeli, kurulan şirket ya da kurum tarafından piyasa şartlarında satın alınmalı ve bunun finansmanında da gerekiyorsa bankacılık sistemi içinde destek vermelidir diye tasarlıyordum.

Bugün bölgedeki durumda bir değişiklik yoktur ama sorun sadece bir terör sonucu olarak değerlendirilmektedir. Bir sorunla karşılaştığımız zaman sadece engellemek değil onun yeşerdiği ortamı da yok etmek gerekir. Bu hal ,bir toprakta istenmeyen bitkiler yetiştiğinde sadece bunları ortadan kaldırmakla çözmeye çalışmak değil o topraklarda etkili başka bir ürün yetiştirerek zararlı olanın engellenmesine benzer.

Şu sırada bölgemizde önemli bir uluslar arası rekabet var. Bunu sadece oralardaki çatışmalara sığdırmak yanlış olur. Türkiye bölgede bir barış unsuru olarak yer almalıdır. Bu hiç çatışmalara katılmayacağı anlamına gelmez ama barış yoluyla çözülecek sorunları çatışma konusu yapmamak gerekir. Burada en önemli davranış, zulüm görenlere yardım etmektir. Bu durum bir tarafın insanını suçlu görerek diğer tarafı desteklemekle yetinmek anlamına da gelmez.

Yazının devamını okumak için…