Yoksa nükleer tehdit de mi yalandı?

Yazarlar
Haşmet Babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı… Dün sabah BBCWorld haberi verirken şöyle bir ifade kullandı. “Dünya güçleri ile İran anlaştı, yaptırımlar kalkıyor.”  İdeol...
EMOJİLE

Haşmet Babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…

Dün sabah BBCWorld haberi verirken şöyle bir ifade kullandı.

“Dünya güçleri ile İran anlaştı, yaptırımlar kalkıyor.” 

İdeolojinize, kafanızdaki dünya fikrine, ekonomik ve siyasi paradigmanıza göre bu güçlere farklı adlar verebilirsiniz: küresel merkez, emperyalizm, neokolonyal güçler, gelişmiş ülkeler, 

Batı, vs.

Ama dünya bu işte!

İşin özü bu! 

Dünyayı dizayn eden, çekip çeviren ve bu düzene diklenen ülkelere ciddi sıkıntılar çektiren “güçler” var.

Bunun altını pısmak, eskisi gibi “bizden bi şey olmaz” demek için değil fakat gelişmek ve güçlü olabilmek için geçilecek yolu bir kez daha gözden geçirelim diye çiziyorum. (Yol, yolsa eğer; aynı zamanda çiledir!)

***

On küsur yıldır uluslararası kamuoyunu “İran nükleer silah yapacak” diye manipüle ettiler.
Amerikan istihbarat örgütleri 2003 sonbaharında İran’ın nükleer silah üretme programından kuşkulanmaya başladılar.

Aynı tarihte Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı da muhalif İranlı çevrelere dayanarak ülkedeki nükleer programın barışçı amaçlardan saptığını üyelerine acil koduyla bildirmişti. (Buradaki “muhalif çevreler” ifadesine mim koyun bence!)

Ama işe bakın ki, İran’ın uslandığına Batı’nın ikna olması için bir buçuk yıl yetti.

Zaten UAEA Başkanı Amano’nun Mart 2015’te açıkladığı rapordaki “nükleer silah üretileceğine dair açık kanıtlar bulunamamıştır” ifadesi bugünü işaret ediyordu.

Düşünün, Netanyahu‘nun daha yakınlarda Birleşmiş Milletler’de “bu anlaşma İran’ın birkaç hafta içinde nükleer silah üretmesine imkân tanıyor” diye tepinmesine de aldırmadılar.

Yoksa tıpkı Saddam’ın kitlesel güçte yok edici kimyasal silahlara sahip olduğu iddiası gibi bu iddia da ta başından beri stratejik manipülasyondan ibaret miydi?

O halde, şimdi sırada ne var?

Oturup güncel siyasi klişelere de pek saplanmadan düşünmek gerek.

***

Tabii bunları düşünürken…

“İran’ın nükleer tehdidi“ne inandırıldığımız yıllar boyunca ekonomik yaptırımlar yoluyla kuşatılan Ahmedinejad yönetiminin yerinde yeller estiğini unutmamalı.

Yani bu uzun süreç aslında bir iktidar kadrosunu ve o kadronun dünya algısını saf dışı bırakmış oldu.

Kaldı ki, İran’ın ambargolara rağmen Ortadoğu’da birçok ülkede savaş finanse ettiğini, yaptırımların kalkmasının, zımnen de olsa, İran’ın bu tavrına destek çıkmak ve elini güçlendirmek anlamına gelebileceğini de göz ardı etmemeli.

yazının devamını okumak için…