Yazıklar olsun

Yazarlar
İsmail Kılıçarslan Yenişafak gazetesindeki yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında PKK,Ermeni diasporası ve Emre Uslu gibi Gülen grubuna dahil kişilerin birlikte olmasını ve ha...
EMOJİLE

İsmail Kılıçarslan Yenişafak gazetesindeki yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında PKK,Ermeni diasporası ve Emre Uslu gibi Gülen grubuna dahil kişilerin birlikte olmasını ve halen Gülen grubu içinde kalmaa devam edenlerin bu tabloya nasıl bir savunma geliştireceklerini sorguluyor.İşte o yazı…

Hadi durma. Derhal şöyle avut kendini: ‘Ama o top sakallı cemaati temsil etmiyor ki?’
Hadi durma. YPG bayrağının altında ‘katil Türkiye’ diye slogan atan adamların hemen yanı başında durarak avazı çıktığı kadar ‘katil Türkiye’ diye bağıran o adamı dahi savunmanın bir yolunu bul.

Birkaç gün önce Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadet yıldönümü vesilesiyle vatan ve millet duyarı kasan sevgili arkadaşım. Sana diyorum. Saklama yüzünü. O YPG bayrağının altında Türkiye’den ‘katil’ olarak bahsedebilen o herifi savunmak için sırala cümlelerini. Fakat biliyorsun, o cümleler arasında en sevdiğim ‘ama o cemaati temsil etmiyor ki’ cümlesi olacak yine de.
Cemaati temsil etmeyen o top sakallının niçin Amerika’da, hocacığının hemen yanı başında, onun koruması altında, onun temin ettiği imkanlarla yaşadığını da anlaşılabilir, ikna olabileceğim cümlelerle anlatmayı dene fakat olur mu? İçinde bol bol ‘mazlum’ kelimesi olsun. İçinde bol bol ‘hüzünlü gurbet’ terkibi falan olsun fakat. Lütfen.

Sen PKK, YPG, bilmem ne bayrağını içine sindirebiliyorsan, ‘Türkiye, Ermeni soykırımını reddetmeyi bırakmalı’ pankartları taşıyan birileriyle aynı fotoğraf karesinde olmayı içine sindirebiliyorsan devam et yoluna.

Sana diyorum sevgili arkadaşım. Hani yıllarını verdiğin o cemaat var ya. Hani senin gençliğini, emeğini, paranı, enerjini uğruna feda ettiğin cemaat… Hah. İşte o cemaatin ne hale geldiğini düşünmeyi reddederek, işte o cemaatin nasıl bu hale geldiğini düşünmeyi reddederek daha ne kadar ‘hizmet eri’ muhabbetini döndüreceksin? Kitabını bastığın adamlar işte bunlar sevgili arkadaşım. Yazılarını ayıla bayıla okuduğun adamlar işte bunlar. Maaşlarını senin himmetlerinle alan adamlar işte bunlar.

Bak sana başka bir şey daha söyleyeyim. Sen bütün bunları boş ver yahu. Sen en iyisi ne yap biliyor musun? Muhtarlarla selfie yapan Cumhurbaşkanı’nı tahkir edip emperyalist İngilizlerin konsolosunu göklere çıkarmayı mizah yapmak zannedenlerle aynı safta namaz kıl. Tabii, namaz kılmanı engelleyecek bir ‘tedbir şartın’ yoksa.

Sen en iyisi ne yap biliyor musun? Türkiye’ye ‘katil’ demeye, ‘katil Türkiye’ diyen adamlarla yol yürümeye devam et. Nasılsa her zaman haklı olmanın, her zaman üstün olmanın, her zaman cennete garanti bilet almanın bir yolunu buluyorsun. Ve nasılsa ‘Türkiye bizim için önemli değil, Türkiye’yi feda edebiliriz’ diyen adamlarla ilgili hiçbir sorunun yok. Hatta kendi yaptığı canlı yayında hocacığına en galiz küfürlerin edilmesini sağlayan adamlarla ilgili olarak bile bir sorunun yok.

Ah, az kalsın unutuyordum. O top sakallı var ya. Kendisine en ağır küfürler edilirken elindeki telefonu bırakıp da ‘Allah ya bana verir, ya bunlara’ diyerek bir tokat savuracak kadar bile yüreği olmayan bir herif. Hani ‘delikanlısın’ ya sevgili arkadaşım. O bakımdan söylüyorum.

yaının devamını okumak için…

Yazıklar