Üç örnek karşısında insanın haysiyet sınavı

Yazarlar
Rasim Özdenören Yenişafak gazetesindeki yazısında tarih ve günümüzden 3 örnek vererek okuyucudan bu durmları muhakeme ederek hangisinin haysiyetli davranış olduğunu cevaplamalarını istiyor. İşte o yaz...
EMOJİLE

Rasim Özdenören Yenişafak gazetesindeki yazısında tarih ve günümüzden 3 örnek vererek okuyucudan bu durmları muhakeme ederek hangisinin haysiyetli davranış olduğunu cevaplamalarını istiyor. İşte o yazı..

Varan 1:
Kâ’b İbni Mâlik anlatıyor. Bu ünlü sahabe, herhangi bir mazereti olmadığı halde Tebük gazasına katılamıyor. Sefer Bizans’a karşı tertiplenmiştir. Sefer dönüşü Allah’ın Resulü sefere katılmayanları çağırarak onları muhakeme eder. Münafıklar bahaneler uydurarak kendilerini affettirmenin yolunu bulurlar. Arkadaşları Kâ’b’a da bir bahane dermeyan etmek suretiyle bağışlanabileceği yolunda telkinlerde bulunurlar. Fakat Kâ’b yalan söylemeyi içine sindiremez, doğruyu söyler. Allah’ın Resulü de: “İşte bu doğruyu söyledi, onun hakkında Allah’tan hüküm gelinceye kadar kimse onunla konuşmasın” der. Çetin sınavlarla bir elli gün geçirir Kâ’b… İşte o günlerin birinde Gassân Meliki‘nden bir mektup gelir. Gerisini ondan izleyelim:
“Günün birinde Medine çarşısında dolaşıyordum, yiyecek satmak üzere gelen Şamlı bir çiftçi ‘Kâ’b ibn Mâlik’i bana kim gösterir?’ diyordu.

Halk da işaretleriyle beni göstermeye başladılar, adam yanıma gelerek Gassân Meliki’nden getirdiği bir mektubu verdi. Ben okuma yazma bilenlerden olduğum için mektubu açıp okudum. Selamdan sonra şöyle diyordu: ‘Efendinizin size karşı hoş olmayan muamelede bulunduğunu haber aldım, Allah sizi hukukun çiğnendiği ve kıymetin bilinmediği bir yerde bırakmasın, hemen yanımıza gel size ikram ederiz.’

Mektubu okuyunca bu da başka bir beladır dedim, hemen onu ateşe atıp yaktım.” (http://www.burhaniyemuftulugu.gov.tr/dosyalar/Hadisler/Riyazus Salihin.pdf, s. 21)

Varan 2:

Bir de Hz. Muaviye‘nin Bizans İmparatoru Heraklius‘a yazdığı mektup var. Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya kitabında bu mektubun hikâyesini anlatır: Hz. Muaviye, Hz. Ali’ye karşı çıkmak üzere harp hazırlıklarıyla meşgul iken, Rum Kayseri’nin Şam’a sefer hazırlığında bulunduğu işitilir. Muaviye orada vali olarak bulunmaktadır. Heraklius Müslümanlar parçalandı, ihtilafa düştü, kuvvetleri zayıfladı mülahazasıyla bu fırsattan istifade etmek istiyor. (Başka bir rivayette de Heraklius, Hz. Ali’ye karşı Hz. Muaviye’ye işbirliği teklifinde bulunuyor). İşte bu durumdayken Hz. Muaviye imparatora şu mektubu gönderiyor:
“Ey Rum Kayseri, eğer Şam üzerine gelirsen, sahibimle (Hz Ali) derhal sulh ederim ve onun askerine öncü [komutan] olarak senin üzerine gelirim. Ve Allah’a yemin ederim ki, başkentin olan sisli dumanlı Konstantiniyye şehrini yakıp yıkıp kapkara kömür haline korum ve yerden havuç çekilip koparıldığı gibi seni mülkünden çekip çıkarırım ve sana domuz çobanlığı yaptırırım.” (Kısas-ı Enbiya III, Kültür Bakanlığı 1000 Temel Eser, Ank. 2000, s. 70).
Varan 3:
Şimdi bir de günümüz Türkiye’sinden bir örnek: ülkesinde gazetecilik yapan biri, bir terör örgütüne üye olduğu ve ona yardım ettiği iddiasıyla hakkında kovuşturma açıldığı sırada yurt dışına kaçıyor. Ve orada tezviratta, hakaretlerde, yalan beyanlarda bulunmak suretiyle ülkesi aleyhinde faaliyet gösteriyor. Yani ülkesinin hasımlarıyla işbirliği yapıyor.
***
Eğer insan onuru ve haysiyeti diye bir kavram varsa ve yürürlükteyse bu örnekleri karşılaştırmak suretiyle …

yazının devamını okumak için…