Öcalan iki mahkumdan neden kuşkulandı?

Yazarlar
Abdülkadir Selvi Yenişafak gazetesindeki yazısında Sırrı Süreyya’nın açıklamasından yola çıkarak PKK’nın yeni stratejisini “Şu ana kadar Kürtleri sokağa dökemeyen Kandil, bir ke...
EMOJİLE

Abdülkadir Selvi Yenişafak gazetesindeki yazısında Sırrı Süreyya’nın açıklamasından yola çıkarak PKK’nın yeni stratejisini “Şu ana kadar Kürtleri sokağa dökemeyen Kandil, bir kez daha Öcalan kartını çekti. Şimdi de Öcalan’ı kullanarak, kitleleri harekete geçirmeye çalışıyorlar” olarak açıklıyor.şte o yazı..

PKK cephesinde önemli gelişmeler yaşanıyor. 20 Temmuz’da Cemil Bayık’ın, “Kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli” talimatıyla birlikte örgüt, şehir savaşları stratejisine geçti. Böylece PKK, yeni bir konsepte geçti

PKK’nın stratejisi ilk aşamada 12 ilçede, sahada ise 6 yerde daha hendek savaşlarını başlatmaktı. Bunu Mardin, Hakkari, Diyarbakır, Ağrı, Van, Batman ve Şırnak’ta şehir kalkışmaları izleyecekti.

PKK, bu stratejisinde başarılı olamadı. Ama Türkiye’yi meşgul etmeyi başardı. Şimdiki hedefleri, Mart ayına kadar şehirlerdeki çatışma sürecini sürdürüp, Nevruz’la birlikte şehir ayaklanmalarını başlatmak.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Afyon kampında 1 hafta içinde operasyonların bitebileceğini açıkladı. Silopi’de yüzde 90, Sur’da yüzde 60 oranında ilerleme sağlanmış durumda. Cizre’de yüzde 70’e ulaşıldı. Sur’da, Cizre’de, Silopi’deki operasyonların yavaş ilerlemesinin nedenleri var.

Örgüt şehir savaşlarına uzun süren bir hazırlık yürütmüş. Cemil Bayık’ın talimatına uygun olarak evlerin altından tüneller açılmış. Sokaklara hendekler kazılıp, altına el yapımı bombalar yerleştirip, barikatlar kurulmuş. PKK, tahmin edilenden 11 kat fazla patlayıcı yerleştirmiş. Patlayıcılar yerleştirilirken devlet ne yapıyordu? O ayrı bir soru.

PKK şehir savaşlarında üç kademeli bir sistem kurmuş. Ön sıraya YHD-G militanları yerleştirilmiş. Çocuk yaştaki militanlardı bunlar. Başarısız oldular. Ayrıca kimi zaman kontrol dışı hareket ettiler. O nedenle Kandil, YPS diye yeni bir yapılanmaya gitti. Onların arkasına “Öz Savunma Birlikleri” dedikleri teröristler yerleştirildi. Bunlar çözüm sürecinde dağa çıkan, Kandil’de eğitildikten sonra Kobani’de şehir savaşları pratiği kazanan militanlar.

Onların tam arkasında ise HPG yer alıyor. Onlar “Keskin nişancı” olarak kullanılıyorlar. Suikast silahı Kanas ve Rus yapımı, uzun namlulu, zırh delici suikast silahı Zağros kullanıyorlar. Rusya’nın PKK’ya desteği olsa gerek. Ama sadece o değil, Rusya’nın başka destekleri de var. PKK dahil olmak üzere Ortadoğu kökenli terör örgütlerinin kullandığı bir bomba düzeneği var. 4 telle bağlanıyor. Bizim bomba imha ekiplerimiz de bu sisteme göre eğitim alıyorlar.

Ama PKK, şehir savaşlarında farklı bir bomba düzeneği kullanmaya başladı. Üç telle yapılan bir bomba düzeneği bu. Rus yapımı deniliyor. Sur’da, Cizre’de, Silopi’de operasyonların yavaş ilerlemesinin bir nedeni de bu düzenek. Üç telle yapılan bomba düzeneklerini imha etmek için çok sayıda yetişmiş ekibimiz yoktu. Ancak yoğun bir gayretle yeni uzmanlar yetiştirildi, operasyon hızlandı.

Cizre, Sur ve Silopi’de sivil halkın zarar görmemesi için yavaş ilerlendi. PKK ile mücadelenin Kürtler kazanılarak verilmesi gerekiyor. İlk başlarda 90’lı yılların alışkanlığı ile hareket eden “çıplak kadın terörist”, “Esedullah Timleri” gibi olayların üzerine gidilmek suretiyle, PKK istismarına fırsat verilmedi. 90’lı yıllarda, öldürdüğü PKK’lı teröristlerin kulaklarından koleksiyon yapan anlayış, Kürtlerin PKK’ya kaymasına neden olmuştu.

200 bin Kürt evlerini terk etti, kendi ülkesinde mülteci durumuna düştü. PKK, şehir savaşları adı altında Türkiye Cumhuriyeti ile savaşmıyor. PKK, Kürtlerle savaşıyor.

Kandil, Suriye’de konjonktürü fırsata çevirebilmek için, Türkiye’yi içeride meşgul etmeye devam edecek.

Silahlı mücadele ile başaramadığı kalkışmayı sağlamak için, şimdi Öcalan kartını sahaya sürmeye çalışıyorlar.

Öcalan’ın yanındaki iki mahkumun Silivri’ye nakledilmesini kitleleri harekete geçirmek için kullanmaya çalışıyor. Sırrı Süreyya Önder’in, “Bu ülkenin barışını dinamitlemek için yapılmayacak tek şey ne derseniz Sayın Öcalan üzerinde müzakere sürecinde hükümetle mutabık kaldığımız sekretaryasının dağıtılması, Sayın Öcalan’ın tekrar o dört metrekarelik tecrit koşullarına geri gönderilmesidir” açıklaması bir işaret.

53 kişinin öldürüldüğü 6-8 Ekim Kobani olayları sırasında, kitleler, “Öcalan öldürüldü” söylentisiyle sokağa dökülmüştü. Şu ana kadar Kürtleri sokağa dökemeyen Kandil, bir kez daha Öcalan kartını çekti. Şimdi de Öcalan’ı kullanarak, kitleleri harekete geçirmeye çalışıyorlar. Öcalan’la ilgili yeni iddianın takipçisi oldum.

Öcalan’ın yanında 5 mahkum vardı. Bunlardan Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş, Silivri’ye nakledildi. İki isim PKK’nın cezaevi sorumluları. İmralı’da Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Mehmet Yıldırım isimli mahkumlar var. PKK, bunu Öcalan tecrit edildi diye kullanmak istiyor.

Tecrit edilen Öcalan’la devlet görüşmesi yapılır mı? Öcalan tecrit edilse diğer 3 mahkum da başka yere nakledilmez miydi? Bir süre sonra sayının tekrar 5’e çıkmayacağı ne malum?
Hem Öcalan konusunda o kadar hassassınız, Öcalan hendek savaşlarını desteklemiyor, niye sürdürüyorsunuz? Öcalan 2013 Nevruz’unda geri çekilin dedi, niye gerçekleştirmediniz?

Öcalan, 2015 Nevruz’unda Türkiye’ye karşı silah bırakmayı tartışmak üzere PKK kongresini toplayın dedi, diye dinlemediniz? İş Öcalan’ı dinlemek değil, istismar etmek. Cemil Bayık, “Silahlı güçlerin çekilmesine Abdullah Öcalan ya da HDP değil örgütün kendisi karar verecektir” derken niye sesiniz çıkmadı? Kandil, Öcalan’ı diri diri toprağa gömerken neredeydiniz?

İki mahkumun gönderilmesini Öcalan’ın istediği yönünde şeyler geldi kulağıma. Havalandırmaya çıkıldığı zaman Öcalan’la aralarında, “Alevilik” konusundaki yaklaşımdan dolayı bir tartışma yaşanmış, Öcalan’ın Aleviliği bir kültür meselesi olarak görmesine itiraz etmişler. Ayrıca Öcalan’ın iki mahkumla ilgili bazı kuşkularının oluştuğu söyleniyor. İki mahkumun ziyaretçileri aracılığıyla taşınan mesajlardan rahatsız olmuş.

yazının devamını okumak için…