Kimsenin değil şiirin adamı Sedat Umran!

Yazarlar
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), her hafta perşembe günü Timaş Kitap Kahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri kapsamında geçtiğimiz haftalarda vefat eden efsane şair Sedat Umra...
EMOJİLE

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), her hafta perşembe günü Timaş Kitap Kahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri kapsamında geçtiğimiz haftalarda vefat eden efsane şair Sedat Umran’ı yâd etti. Programı M. Lütfi Şen yönetirken İkbal Kaynar, Nurettin Durman, Yusuf Dursun, Bestami Yazgan, Sebahattin Kömürlü, Mahmut Balcı, Ali Hakkoymaz, Faruk Gökbulut, Hülya Saygı, Suat Alkan, Kâmil Berk gibi onu tanıyan şair ve yazarlar Umran hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Şair Sedat Umran hakkında sayısız hâtıranın, şiiri ile ilgili düşüncelerin aktarıldığı ve şiirlerinin okunduğu toplantı, Sedat Umran’ın şiirinin yerinin doldurulamaz olduğu mesajını verdi.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren ESKADER Başkan Yardımcısı Fatma Ersem Yargıcı, Sedat Umran’ın özgeçmişine dair bilgileri aktararak ölümünden kısa bir süre önce Darülaceze’nin Kayışdağı Şubesi’nde ikamet eden şairi ziyaret ettiklerini, 87 yaşında gözlerini yuman Umran’ın son bu son ziyarette konuşamaz halde olduğunu dile getirdi. “Şairler aslında ölmüyor. Onu son görüşümüzde son günleri olduğunun bilincindeydi. Ağır hastaların bulunduğu bir bölümde yatıyordu.” diyen Yargıcı, programı yönetin Lütfi Şen’in son 20 yıldır Sedat Umran’a en yakın isimlerden biri olduğunu kaydederek sözü Şen’e bıraktı.

“UMRAN TÜRKÇENİN GERÇEK ŞAİRİ”

Son yıllarda Şair Sedat Umran’ı aylık sohbet programları ile dinleyicilerle buluşturmada büyük çaba sarfeden ve adını düzenlediği kültür organizasyonları ile sıkça duyduğumuz Lütfi Şen, programı Umran’ın rahatsızlığından önceki toplantılarında olduğu herkesin iştirak edebileceği bir sohbet havasında idare ederken Sedat Umran ile birlikte en son toplantıyı Mart 2013 tarihinde gerçekleştirdiklerini dile getirdi. “Toplantılara herkesi ve bilhassa gençleri davet ettim. Onu ayda bir Kayışdağı’ndan çıkarıp getirmek ve insanlarla buluşturmak çok güzeldi. Çünkü o yaşayan bir efsaneydi.” diyen Şen, gerçekte sanat eseri olan şiirin çok kişi tarafından tüketilemeyeceğini, şiirin sosyal ve didaktik görevler üstlenmedikçe dilden dile gezemeyeceğini, modern şiirin de sırtında taşıdığı değerleri attığı için bu şiirle sanatsal alış veriş gerektiğini ve takipçilerinin ise bir avuç insan olduğunu belirtti. Aynı nedenlerle Sedat Umran’ın geniş çevrelerce anlaşılamadığına vurgu yapan Lütfi Şen, Sedat Umran kadar şiire kendini adamış bir şair görmediğinin altını çizerek, “Gerçek şair dile yeni imkânlar sunar. Sedat Umran Türkçenin gerçek bir şairidir. Nasıl ki, Yunus Emre’siz, Necip Fazıl’sız, Cemal Süreya’sız bir Türkçe düşünemiyorsak Sedat Umran’sız da düşünemeyiz. Alman şiiri üzerine yaptığı kritikler ve değerlendirmeler bugüne ulaşsa ne kadar güzel olurdu. Son programa kadar zihin sağlığı yerindeydi. Cenazesinde bir avuç insandık. Umran’ın ideolojik bir mensubiyeti yoktur. Bu anlamda da özel bir yerdedir ve Türkçenin abide şairlerindendir.” dedi ve ilk anma toplantısı düzenleme konusunda öncülük eden ESKADER’e teşekkür ederek büyük bir anma programı yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

HUYSUZ KIYAFETİ İLE DOLAŞAN ÇOCUK

Şiire Adanmış Bir Ömür Sedat Umran kitabının yazarı İkbal Kaynar, vefatının ardından Gazete Kadıköy’de basılan “Şiirsiz Bir Anı Geçmeyen Sedat Umran” başlıklı yazısını okuyarak, Umran ile uzun vakitler geçirdiğini belirtti ve birkaç hâtırasını aktardı. “Huysuz görünümünün altında bir çocuk vardı. Yüreği her zaman gençti.” diyerek hakkında yaşarken kaleme aldığı biyografi kitabının daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için yeniden basılmasının Umran’ın ardından daha anlamlı olacağını kaydetti. Şair ve yazar Yusuf Dursun, ESKADER organizasyonu ile gerçekleşen “Yaşayan Şairlere Saygı” programı çerçevesinde Altunizade Kültür Merkezi’nde yapılan Sedat Umran Gecesi’ne dâir hâtırasını paylaşarak “Çok büyük bir hâfızaya sahipti ve çok değerli bir şairdi.” dedi. Sedat Umran’a en yakın isimlerden biri olan ve son zamanlarında şairi yalnız bırakmayan şair Sebahattin Kömürlü, Umran’ın vefatının ardından kaleme aldığı “Sedat Umran’ın Anısına” başlıklı şiirini okuyarak şairin çalışmaları konusunda bilgiler verirken uzman olduğu Alman şiiri kadar Türk, İngiliz ve Fransız şiirine de vukufiyeti olduğunu dile getirdi ve Sadat Umran’ın yaşarken değerinin anlaşılamadığını ifade etti.

KİMSENİN DEĞİL, ŞİİRİN ADAMI

Programda Şair Sedat Umran’ın “Bayram Giysi” şiirini okuyan Faruk Gökbulut, ESKADER yönetici ve mensuplarından Fatma Ersem Yargıcı, Serdar Üstündağ ve Hülya Saygı ile birlikte Kayışdağı’nda şairi ziyaret edenlerden biri olduğunu dile getirerek son günlerinde Umran’ı görebilmiş olmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. Hülya Saygı ise şairin en sevdiği “Makas” şiirini okuyarak onunla ruberu görüştüğü halde sesini duyamamış olmanın üzüntüsünü yaşadığını belirterek kendi sesinin bulunduğu kayıtlara ulaşabilmeyi dilediğini ifade etti. Bâbıâli’nin önemli yayıncılarından Mahmut Balcı, yayımladıkları birkaç antolojide Umran’ın şiirlerinin yer aldığını belirterek Umran’ın “eşya şairi” olarak bilinmesine rağmen aşk şairi de olduğunu dile getirdi. “Büyük zor işlerin altına giren bir kültür adamıydı aynı zamanda. Güzel, ciddi, nitelikli ve kült metinlerle bizleri buluşturması heyecan veriyor ve yol gösteriyordu. Birçok akademisyenden daha fazla çalışan bir titizliğe sahipti.” diyen Balcı, Umran’ın kimsenin adamı olmadığını, kültür, şiir ve edebiyatın adamı olduğunu ifade ederek gençlerin girişimleri ile çıkan dergilerde kompleks yapmadan yazılarını paylaştığını belirtti.

YALNIZ VE DÜŞMANI OLMAYAN BİR ŞAİR

Şair ve yazar Ali Hakkoymaz, “Şairler kelimeleri kavramlaştırıp bize kazandırıyor. Tefekkür, teşekkür ve tezekkür bizim medeniyetimizin esası. Son yüzyılda ise yaşadığımız gürültü bunları ve kalbimizi unutturuyor. Sedat Umran ise bizi kalbimize çağırıyor.” diyerek Umran’ın eşsiz bir şair olduğunu belirtti. Vefatının ardından Sedat Umran için yazdığı “Şiirleri Savunan Adam” şiirini de okuyan Hakkoymaz, Sedat Umran Sözlüğü’nün Türk edebiyatına kazandırılmasının önemine değindi. Sonrasında söz alan şair ve yazar Nurettin Durman ise Umran’a dair birkaç hâtırasını naklederek şairin kendine has bir insan olduğunu ifade etti. Ölümünden evvel kendisi ile bir söyleşi yapmak istediğini ancak buna fırsat bulamadığını anlatan Durman, “Büyük şairlerin kendilerine göre halleri var. Sedat Umran’ın hiç düşmanı yoktu. Oysa şairlerin düşmanı olur. Çünkü birbirlerini çekemezler. Umran’ı ise kimse kendine rakip görmedi. Başlı başına, yalnız bir şairdi.” dedi. Şairlerin yaşarken değil, öldükten sonra değerli addedildiğine vurgu yapan Durman, Sedat Umran’ın bundan sonra konuşacağına inandığını kaydetti.

“UMRAN ŞİİRİ ZONKLAYACAK”

Elif dergisi yayın yönetmeni Suat Alkan, geçmişte Sedat Umran ile bir röportaj yaptığını dile getirerek şiiri ile Büyük Doğu dergisinde tanıştığını belirtti. Anma toplantılarından ziyade anlama toplantılarından yana olduğunu söyleyen Alkan, “Sedat Umran söyleşide güzel bir söz söylemişti: ‘Şair vardır, şair taslakları vardır.’ Doğu ile Batı’yı iyi bilen bir insandı.” diyerek Batı’nın anlamadığı bir sözün söz olamayacağının da altını çizdi. Sedat Umran şiirine yaklaşmanın önemli olduğunu belirten Alkan, “Yaklaştıktan sonra bir şey söylemek önemli.” dedi. Dinleyiciler arasında bulunan Kâmil Berk, büyük bir şairin cenazesinin Zincirlikuyu’da küçük bir camiden değil, İstanbul’un merkezi bir camiden kalkması gerektiğini vurgulayarak, Umran’ın zannedildiği kadar sahipsiz olmadığını dile getirdi. “Yakın zamanda Sedat Umran şiiri, şiirseverlerin içinde zonklayacaktır.” diyen Berk, Umran’ın şiir fabrikası gibi yazıp yayımladığı halde kimse merak etmediği için merak edilmeyen bir adam olarak kaldığını sözlerine ekledi. Program, Ertuğrul Arpat’ın okuduğu aşr-ı şerifin ardından hatıra fotoğrafları ile son buldu.

Elif Sönmezışık
Sanatalemi