Deniz Zeyrek: Fazıl’a kıymayın efendiler

Yazarlar
Fazıl Say, 2013’te Ömer Hayyam’ın dizelerini içeren bir tviti takipçileriyle paylaşınca kendisini iktidarın hedef tahtasında bulmuştu. Ardından “gezici” ilan edilmişti. Baskılara k...
EMOJİLE

Fazıl Say, 2013’te Ömer Hayyam’ın dizelerini içeren bir tviti takipçileriyle paylaşınca kendisini iktidarın hedef tahtasında bulmuştu. Ardından “gezici” ilan edilmişti.
Baskılara karşı sergilediği tavizsiz ve tutarlı tavırlarıyla “öteki mahalle”nin sembollerinden biri haline geldi. Artık Say demek, Cumhuriyet demekti, Say demek yurtseverlik demekti.
Hayyam dizelerini suç aleti sayan yargımız, “kamusal barışı bozmaya elverişli bir eylem yaptığı” ve “dini değerleri alenen aşağıladığı” gerekçesi ile Say’ı 10 ay hapisle cezalandırdı.
Dünyanın en önemli sahnelerinde çalan, küresel şöhrete sahip bir sanatçı olmasına rağmen kendisini görmezden gelen iktidar mensupları, bu tavırları ile Say’a yapılanları adeta tasvip ediyordu.
Annesi Güngür Say vefat ettiğinde, durum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bildirildi. Aylardan ağustostu. Erdoğan telefonla arayarak başsağlığı diledi.
İlk diyalog kurulmuştu. Bir süre sonra Fazıl Say, Truva Sonatı’nın Ankara prömiyerine Erdoğan’ı da davet etti. Bu davet Beştepe’de çok tartışıldı. Zira, Say’ın takipçileri genelde “öteki” mahalledendi ve kutuplaşma siyasetinin bir eseri olarak “protesto” ile karşılaşılabilirdi.
Bazı danışmanları protesto ihtimaline dikkat çekerek “katılmayalım” dese de çoğunluk “katılalım” dedi. Erdoğan da bu görüşü destekleyince, organizasyonu yapanlara durum bildirildi.

Fazıl Say, 2013’te Ömer Hayyam’ın dizelerini içeren bir tviti takipçileriyle paylaşınca kendisini iktidarın hedef tahtasında bulmuştu. Ardından “gezici” ilan edilmişti.
Baskılara karşı sergilediği tavizsiz ve tutarlı tavırlarıyla “öteki mahalle”nin sembollerinden biri haline geldi. Artık Say demek, Cumhuriyet demekti, Say demek yurtseverlik demekti.
Hayyam dizelerini suç aleti sayan yargımız, “kamusal barışı bozmaya elverişli bir eylem yaptığı” ve “dini değerleri alenen aşağıladığı” gerekçesi ile Say’ı 10 ay hapisle cezalandırdı.
Dünyanın en önemli sahnelerinde çalan, küresel şöhrete sahip bir sanatçı olmasına rağmen kendisini görmezden gelen iktidar mensupları, bu tavırları ile Say’a yapılanları adeta tasvip ediyordu.
Annesi Güngür Say vefat ettiğinde, durum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bildirildi. Aylardan ağustostu. Erdoğan telefonla arayarak başsağlığı diledi.
İlk diyalog kurulmuştu. Bir süre sonra Fazıl Say, Truva Sonatı’nın Ankara prömiyerine Erdoğan’ı da davet etti. Bu davet Beştepe’de çok tartışıldı. Zira, Say’ın takipçileri genelde “öteki” mahalledendi ve kutuplaşma siyasetinin bir eseri olarak “protesto” ile karşılaşılabilirdi.
Bazı danışmanları protesto ihtimaline dikkat çekerek “katılmayalım” dese de çoğunluk “katılalım” dedi. Erdoğan da bu görüşü destekleyince, organizasyonu yapanlara durum bildirildi.
Bakıyorum da 18 Ocak 2019 günü çekilen o fotoğraf, kendi mahallesinde Say’ı hedef haline getirmiş. Görüntüsü üzerine Dombra müziği eklenerek ”Say, Erdoğana dombra çaldı” yalanı bile uydurulmuş.

Devamını Oku