Cinsellik sorunu, gençlik ve Hz. Yusuf

Yazarlar
Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı… Gençlerin cinsellik sorunu sanıldığından da önemli bir sorundur. Bununla ilgili bir şeyler söylemeye çalışacağım, ama önce şu muhteşem hadisi şerif...
EMOJİLE

Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı…

Gençlerin cinsellik sorunu sanıldığından da önemli bir sorundur. Bununla ilgili bir şeyler söylemeye çalışacağım, ama önce şu muhteşem hadisi şerifle başlamak istiyorum:

“Yedi kişi vardır ki, hiçbir gölgenin olmadığı günde Allah onları kendi özel gölgesinde gölgelendirecektir: Adil devlet başkanı, Allah’a ibadetle büyüyüp gelişen genç, kalbi mescitlerde asılı duran adam, Allah için birbirini seven, Allah için bir araya gelen ve Allah için ayrılan iki insan, konumu yüksek ve güzel bir kadın kendisini çağırdığı halde ben Allah’tan korkarım diyen adam, sadaka verirken sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak kadar gizli veren adam, kimsenin görmediği yerlerde Allah’ı zikredip gözyaşı döken adam” (Buhari, Müslim).

Herkes aslında bunlardan en az birisi olabilir. Ama özellikle gençler için bu hadisi şerif çok şey ifade ediyor olmalıdır, çünkü onlar şu anlarındaki Allah’a ibadetle gelişip büyüme imkânını bir daha asla bulamayacaklardır. Bunu kaçırırlarsa fırsatlardan biri, bir daha dönmemek üzere gitmiş olacaktır.

Şunu her fırsatta söyleriz: Yeme-içme ve cinsellik Hz. Âdem’den, onun zürriyetinin son ferdine kadar insanoğlunun en büyük iki sınavıdır. Bu sınavlarda tökezlemeyen diğer bütün sınavları rahat kazanır. Bir hadisi şerifteki ifadesiyle: “Bana altı şeyinizi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim diyor Efendimiz: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, güvenildiğinizde hıyanet etmeyin, ırzınızı koruyun, gözlerinizi kısın, elinize sahip olun” (Ahmed).

Gençler ve cinsellik deyince Hz. Yusuf akla gelir. Mısır melikinin sarayında yetişmiş, melikin güzel karısı ona göz koymuş ve ikisi birlikte iken kapıyı kitleyip “hadi gel, seninim!” demişti. Yusuf da, “Böyle bir şey yapmaktan Allah’a sığınırım, senin kocan bana efendilik yaptı, iyi davrandı. Zalimler iflah olmaz dedi. Kadın kararlıydı. Yusuf da Rabbinden bir bürhan görmeseydi o da karar vermişti. İşte biz kötülüğü ve fuhşu ondan böyle savdık. Çünkü o halis kılınmış kullarımızdandı” (12/23-35).

Bu ayetlerden şu manalar akla geliyor:

Bu konuda Allah, peygamber olacak birisini örnek veriyorsa mesele basit bir mesele değildir, bundan ancak peygamberî bir kararlılıkla korunulabilir.

Yusuf’un, “Allah’a sığınırım”, demesi de bunu anlatır. Demek ki, böyle bir kötülükten korunabilmek için Allah’a sığınıp dua etmek, akla gelen ilk çaredir. O halde gençlerin bu konuda ilk alacağı tedbir bu olmalıdır. Çünkü ayette Hz. Yusuf için ‘muhlis’ değil ‘muhlas’ deniyor. Yani onu halis muhlis kılan, kendi iradesinden çok Allah’ın lütfudur. O halde herkes önce elini Allah’a uzatmalıdır. Kimse bana bir şey olmaz dememelidir. Ebu Hureyre ileri yaşlarına rağmen uzun secdelerinde zinadan Allah’a sığınırmış. Bu yaşında bundan sende mi korkuyorsun demişler? Nasıl emin olabilirim ki, şeytan yaşıyor ve kalplerin sahibi onu istediği gibi çevirebilir, demişti.

İkinci olarak Yusuf bir ‘burhan’/delil gördü. Bunun ne olduğu konusunda farklı şeyler söylerler ama bizim için geçerli olan bunun, işin kötülüğünü akla getirecek bilgi olmasıdır. Burhan delil demektir.

Üçüncü olarak Yusuf böyle bir şerden kurtulabilme iradesini gösterdi, kötülükten kaçtı, Allah da iradesine göre ona kurtuluş verdi. Demek, Allah’ın lütfu, öncelikle kulun iradesine bağlıdır.

Dördüncü olarak, böyle bir günahtan kurtulabilmek için Yusuf hapsi bile göze aldı, bunu yapmaktansa hapsi tercih ederim dedi, Allah’a itisam etti, yani O’na sığınıp, elini O’na uzattı.

Yukarıya aldığımız hadisi şerifte sözü edilen “konumu yüksek ve güzel bir kadın kendisini çağırdığı halde ben Allah’tan korkarım diyen adam” ifadesi sanki Yusuf olayına işaret eder.

Son olarak o ayetlerde kadın için, ‘sizin tuzağınız çok büyüktür’, denerek bu konuda daha sabırsız olanın erkek olmakla beraber, kadının fendinin erkeği yeneceğine işaret vardır. Oysa yine Kur’an-ı Kerim’de şeytanın tuzağının çok zayıf olduğu söylenir (4/76).

Bize bir örnek olarak verilen bu olayda şurası da önemli olabilir: Bu tuzağı kuran kadın evli bir kadındı, Yusuf ise bekârdı. Yani erkek bekâr olduğunda kötülüğe daha yakındır, buna rağmen Yusuf kendisini kurtarmıştır. Kadında ise bekârlık bir kalkandır, bekâr olan kadın zina hissi değil, daha çok aşk duygusu yaşar. O halde evlilik yaşamış kadın ve evlenmemiş erkek zinaya daha yakındır.

Peki, gençler ne yapmalı? Bunu da Pazar günü yazacağız.